3. Hukuk Dairesi 2021/6870 E. , 2021/11467 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 13. Hukuk Dairesince bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine, ilk derece mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dar gelirli ailelere konut edindirmesi kapsamında davalı ... ile aralarında sözleşme düzenlendiğini, arsa tahsisi yapıldığını, satış bedelinin taksitler halinde ödendiğini, tahsis kararının iptal edildiğini, imar planı değişikliği ile ifanın imkansız hale geldiğini ileri sürerek; arsanın rayiç değerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın reddine dair verilen ilk karar, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi"nce başvurunun esastan reddine dair verilen karara yönelik Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nce 6745 sayılı Kanunun 12. maddesiyle 775 sayılı Gecekondu Kanununa eklenen geçici 10. madde düzenlemesinin Anayasa Mahkemesi"nce iptal edildiğinden söz edilip davadan önce ödeme olgusu olup olmadığı var ise bunun borcu sona erdirip erdirmediği hususuna da atıf yapılarak bu ve diğer hususlar yönünden araştırma bozması yapılmış, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonrasında davanın kısmen kabulüne, 1.150,17TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraflarca temyizi edilmiştir.
1- Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın “Bozmaya uyma veya direnme” başlıklı 373. maddesinin birinci fıkrası; “Yargıtay ilgili dairesinin tamamen veya kısmen bozma kararı, başvurunun bölge adliye mahkemesi tarafından
esastan reddi kararına ilişkin ise bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak dosya, kararı veren ilk derece mahkemesine veya uygun görülecek diğer bir ilk derece mahkemesine, kararın bir örneği de bölge adliye mahkemesine gönderilir.” hükmünü
Aynı maddenin dördüncü fıkrası ise; “Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.” hükmünü içermektedir.
Açıklanan madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; ilk derece mahkemesi tarafından, Yargıtay’ın bozma kararı doğrultusunda karar verilmesi halinde, davanın taraflarına, karara karşı sadece temyiz yoluna başvuru olanağı tanındığı anlaşılmaktadır.
Bu halde ise; ilk derece mahkemesince verilen kararın, HMK’nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararlar için öngörülen temyiz kesinlik sınırına tabi olacağı tartışmasızdır.
6763 sayılı kanun ile 6100 sayılı HMK"ya eklenen ek 1. madde uyarınca; aynı Kanunun 362. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 01.01.2021 tarihinden itibaren 78.630 TL’ye çıkartılmıştır.
Bozmaya uyularak verilen karar, karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir. HMK"nın 366. maddesi atfıyla aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca, kesin olan karar hakkında Yargıtay tarafından temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Bu nedenle davalının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava, taraflar arasında yapılan arsa tahsis sözleşmesi ve bilahare belediye meclisinin arsa tahsislerinin iptaline yol açan kararı ile ifanın imkansız hale gelmesinden kaynaklı rayiç değerin tahsili isteğine ilişkin olup, tahsisi yapılan arsa satış bedelinin davacı tarafından taksitler halinde davalı belediyeye ödendiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Dosya kapsamı ile davadan önce davalı ... tarafından davacıya ödeme yapıldığı anlaşılmakta olup, öncelikle belirtilen bu olgu kapsamında borcun sona erip ermediği hususunun açıklığa kavuşturulması ve varılacak sonuç çerçevesinde tarafların diğer iddia ve savunmalarına göre karar verilmesi gerekeceği açıktır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 131.maddesinde; "Asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur. İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koşulu istenebilir." hükmü bulunmaktadır.
Eldeki bu davada, davacı; Şahinbey Belediye Başkanlığına hitaben yazdığı 02.06.2010 kayıt tarihli dilekçesi ile "Nüve Konut Projesi kapsamında, Belediyeniz ile tarafım arasında imzalanmış olan Arsa Tahsis Sözleşmesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2008/6366 E. 2008/11883 K. sayılı ilamı ile hukuken geçersiz sayılmıştır. Bu karar doğrultusunda Gaziantep 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.11.2008 tarih 2008/206 E. , 2008/552 K. sayılı ilamda, 20.10.2008 tarihli bilirkişi raporu ile asıl alacağa belirlenen değer artış oranı eklenerek davacıya ödeme yapılması gerektiği yönünde karar verilmiştir. Buna göre ... sayılı ilamının emsal kabul edilerek, Belediyenize yapmış olduğum ödeme tutarının, 20.10.2008 tarihli bilirkişi raporu ile belirlenen değer artış oranına göre hesaplanmasını ve belirlenen tutarın tarafıma ödenmesini arz ederim. " şeklinde talepte bulunmuş, buna göre de kendisine davalı ... tarafından ödeme yapılmıştır. Bununla birlikte davacı “756/811 sayılı yazınızla taahhüt ettiğiniz ödemenin yapılmasını fazlaya
ilişkin haklarımı saklı tutarak kabul ediyorum.” şeklinde verdiği aynı tarihli dilekçe ile yapılan ödemeyi ihtirazi kayıtla kabul etmiştir. Hal böyle olunca davacının davaya konu taşınmazın ifasının imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değerini talep edebileceği gözetilerek, belediyece yapılan ödeme de mahsup edilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz dilekçesinin miktar itibariyle REDDİNE, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 59,30"ar TL peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 16/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.