Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/939
Karar No: 2007/1713

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/939 Esas 2007/1713 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2007/939 E.  ,  2007/1713 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : FATİH 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 10/05/2006
    NUMARASI : 2005/167-112

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı,miras bırakanı İ.. T..mirastan mal kaçırmak amacıyla ve oğlu A.. ve gelini Z.."nin baskı ve kandırmasıyla  ..parsel sayılı taşınmazdaki ..nolu  mesken niteliğindeki bağımsız  bölümü davalıların miras bırakanı olan oğlu  A..muvazaalı olarak temlik  ettiğini ileri sürerek  miras payı oranında  tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuştur.
    Davalılar,murisleri  A...ile kök muris  İ...arasında yapılan inançlı işlemin sonucu  olarak taşınmazın bedelini A.. ödemesine  karşın kök muris İ..adına  tapuda  tescil edildiğini,daha sonra  taşınmazın gerçek maliki olan  A...  kök muris İ..tarafından taşınmazın  temlik edildiğini,muvazaalı işlem  yapılmadığını,mirastan mal kaçırma  amacıyla  hareket  edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı  tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi   raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
               -KARAR-
    Dava, muris muvazaası  hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
    Mahkemece,davanın reddine karar  verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden;miras bırakan  İbrahim"in maliki olduğu . parsel sayılı taşınmazdaki .nolu  bağımsız  bölümü 4.3.1980 tarihinde  davalıların murisi A satış yoluyla  temlik ettiği anlaşılmıştır.
    Davacı, miras bırakanı İ..yapmış olduğu bu temlikin kendilerinden mal kaçırma  amacıyla  gerçekleştirildiğini ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.                                                  Bilindiği üzere;uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.                                             
    Bu durumda  yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. 
    Hemen belirtmek gerekir ki bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşınmaktadır. Bunun içinde  ülke  ve yörenin gelenek ve görenekleri,toplumsal eğilimleri, olayların  olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi  yapmakta  haklı ve makul  bir nedeninin bulunup bulunmadığı,davalı yanın alış gücünün  olup olmadığı,satış bedeli ile sözleşme  tarihindeki  gerçek değer arasındaki fark,taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi  olgulardan  yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; davalılar,iddiaya karşı  savunmalarında çekişme konusu  taşınmazın 3. kişiden satın  alınırken  bedelinin  kendi miras bırakanları A.. tarafından  ödendiği halde kök muris  İ...adına  sicil kaydının  oluşturulduğunu ve  daha sonra da  taşınmazın  mülkiyetinin bu sebebe  bağlı olarak  devredildiğini bildirmişlerdir.
    Mahkemece,temlik işleminin inaçlı  işlem  olduğu kabul  edilmek suretiyle  davanın reddine karar verilmiştir.Oysa,davada muris muvazaası hukuksal nedenine dayanılmaktadır.
    5.2.2947 tarih 20/6 Sayılı İçtihadı  Birleştirme Kararı uyarınca  inançlı  işlemin yazılı bir  belge ile  kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur.Buna karşın davalıların bu yöndeki  savunmalarını böyle bir belge  ile  kanıtlayamadıkları  dosya kapsamı ile sabittir.O halde,anılan savunmaya değer  verilemeyeceği tartışmasızdır.
    Ne var ki,mahkemece muris muvazaası  iddiası  yönünden hükme elverişli  olacak  nitelikte  bir  araştırma yapılmış değildir.                                                         Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle  muris muvazaası iddiası  yönünden  gerekli araştırma  ve incelemenin yapılması, soruşturmanın  eksiksiz  tamamlanması,ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken ,yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davacının  temyiz itirazı  yerindedir.Kabulü ile  hükmün açıklanan  nedenlerden ötürü H.U.M.K."nun  428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.2.2007   tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     
     
     

     

     

     

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi