Esas No: 2020/8008
Karar No: 2022/3095
Karar Tarihi: 18.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8008 Esas 2022/3095 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı, davalının şirkete ait bir işi kaçırarak ihaleye kendi adına girdiğini ve ihaleyi kazanarak hak ediş bedelini tahsil ettiğini, şirkete ait bir tasarım işini de başka bir kişiye sattığını ve böylece şirketin haksız rekabete uğradığını iddia ederek davalıdan 59.000 TL maddi tazminat istemiştir. İlk derece mahkemesi, davacının şirket ortağı olması, tazminat davasının ise zarar gören veya iddia edilen şirket tarafından açılması gerektiğini belirterek davayı reddetmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusu esastan reddedilmiş ve temyiz istemi de reddedilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise TTK 54. madde ve devamı maddeleri, TTK 56. madde ve 6100 sayılı HMK'nın 346/2. ve 362/1-a. maddeleri gösterilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14.11.2019 tarih ve 2019/577 E. - 2019/906 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.09.2020 tarih ve 2020/725 E. - 2020/889 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı ...'ın, dava dışı Rhızome Mimarlık İnşaat Tasarım San. ve Tic. Ltd. Şti'nin %50'şer hisse ile ortakları olduğunu, her ikisininde münferiden şirketi müdür sıfatıyla temsil yetkilerinin bulunduğunu, davalının, dava dışı ...'ın eşi olduğunu, şirkette de bir süre mimar olarak çalıştığını, davalının şirketten ayrıldıktan sonra eşi ... ile birlikte hareket ederek Rhızome Mimarlık İnşaat Tasarım San. ve Tic. Ltd. Şti'ye ait bir iş olan Konya Organize Sanayi Bölgesi 100 Öğrencili Özel Eğitim Anaokulu Yapım İşi ihalesini şirketten kaçırarak ihaleye kendi adına girdiğini ve ihaleyi kazanarak hak ediş bedelini tahsil ettiğini, yine davalının şirkete ait olan "Yeni Klasör" isimli defter tasarım işini eşi ile birlikte hareket ederek şirketten kaçırarak 3. Bir kişiye sattığını böylece müvekkilinin ortağı ve müdürü olduğu Rhızome Mimarlık İnşaat Tasarım San. ve Tic. Ltd. Şti aleyhine haksız rekabet ederek zarara uğrattığını belirterek şirketin uğradığı zararın tam ve kesin belirlendiği anda arttırılmak üzere 59.000,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile dava dışı Rhızome Mimarlık İnşaat Tasarım San. ve Tic. Ltd. Şti'ye ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davalının kendi iradesiyle şirketten ayrılarak mimarlık ofisi kurduğunu, hiçbir şirketle rekabet yasağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, TTK 54. maddesi ve devamı maddeleri uyarınca, haksız rekabet nedeniyle dava açabilecek olan kişinin zarar gören yahut zarar görme ihtimali bulunan kişi olduğu, davacının iddiaları dikkate alındığında davalının eylemlerinden dolayı zarar gördüğü iddia edilen davacının ortağı olduğu Rhızome Mimarlık İnşaat Tasarım San. ve Tic. Ltd. Şti'dir. Bu durumda haksız rekabet yapıldığı iddiasıyla uğranılan zarar tazmini isteminin şirket tarafından ileri sürülmesi gerektiği, davacının şirket ortağı olması, şirketin uğradığı zararın tazmini davası açması için yeterli olmayıp, TTK 56. maddesi kapsamında bu davanın zarar gören veya gördüğü iddia edilen Rhızome Mimarlık İnşaat Tasarım San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından açılması gerektiğinden davacı ortağın aktif husumetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, somut olayda şirket ortağı olan davacının işbu haksız rekabet nedeniyle tazminat davasını kendi adına açtığı, şirket ortağının davalıya karşı şirketi zarara uğrattığından bahisle tazminat talep etme hakkı bulunmadığından taraf ehliyetinin de olmadığı, ilk derece mahkemesince taraf sıfatının var olup olmadığının re'sen incelendiği ve aktif husumet yokluğunu tespit ederek davanın usulden reddine karar verildiği, kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Dava haksız fiilden kaynaklanan 59.000,00 TL tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi olan 17/09/2020 itibariyle Bölge Adliye Mahkemesi temyiz kesinlik sınırı 72.070,00 TL olup bu meblağın altında kalan hükümlerin 6100 sayılı HMK'nın 362/1-a. bendi uyarınca kesin nitelikte olduğu, ilk derece mahkemesince davanın reddedildiği, Bölge Adliye Mahkemesi’nce davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği, reddedilen miktarın temyiz sınırı altında kaldığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin miktar yönünden REDDİNE, işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 18/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.