1. Ceza Dairesi 2018/1473 E. , 2020/1088 K.
"İçtihat Metni"(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma, yaralama, cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık suçlarından Buca Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan ...’ın, firar eylemi nedeniyle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 44/3-ı maddesi uyarınca 20 gün hücre hapsi cezası ile cezalandırılmasına dair anılan Açık Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının 18/08/2017 tarihli ve 2017/258 sayılı kararına karşı yapılan şikâyetin kabulü ile anılan kararın iptaline ilişkin İzmir 2. İnfaz Hâkimliğinin 11/10/2017 tarihli ve 2017/4797 esas, 2017/4811 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/10/2017 tarihli ve 2017/726 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
İnfaza ilişkin hususların kazanılmış hak oluşturmayacağı gözetilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, hükümlünün 20/01/2017 tarihinde Buca Açık Ceza İnfaz Kurumunda yapılan sayımda firar ettiğinin anlaşıldığı, Buca Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünce disiplin soruşturmasına 08/08/2017 tarihinde soruşturmacı görevlendirilmesi suretiyle başlanarak, 18/08/2017 tarihinde 20 gün hücreye koyma disiplin cezası verilmesini müteakip, söz konusu karara karşı hükümlü tarafından yapılan şikayetin kabulü ile anılan disiplin cezasının iptaline karar verilmiş ise de;
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 47. maddesindeki; "(1) Uyarma, kınama ve bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyan cezalar, kurumun en üst amiri tarafından verilir ve uygulanır. (2) Hükümlülerin diğer disiplin cezalarını gerektiren eylemlerinin öğrenilmesinden itibaren derhal ve en geç iki gün içinde kurum en üst amirince atanan bir görevli tarafından soruşturmaya başlanır. (3) Soruşturma en geç 7 gün içerisinde tamamlanır ve düzenlenen rapor ve ekleri disiplin kuruluna sunulur. Soruşturma süresi, eylemin ve soruşturmanın niteliğine göre, infaz hâkiminin onayı ile yedi güne kadar uzatılabilir. (4) Disiplin cezaları disiplin kurulunca evrak üzerinden görüşülerek en geç üç gün içinde karara bağlanır…” şeklindeki hükümlere ve disiplin soruşturmasının yapılması için uyulması gereken sürelere uyulmayarak idarenin kusuru nedeniyle idarî soruşturmaya geç başlanması ve gecikmeli olarak disiplin cezasının infazında hükümlünün kusuru bulunmamakla birlikte, bu süreye uyulmamasının disiplin cezasını geçersiz hale getirmeyeceği, bu üzenlemenin amacının Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 01/10/2009 tarihli ve 2007/18669 esas, 2009/12712 karar sayılı ilâmı ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 22/10/2010 tarihli ve 2010/4826 esas, 2010/6884 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, hükümlü hakkındaki disiplin cezasının infazı ve kaldırılmasında gecikme yaşanmasını engelleyerek koşullu salıverme yönünden aleyhe sonuç doğurmasının önüne geçilmesi olduğu, disiplin cezası soruşturmasının geç yapılması nedeniyle cezanın infazı ve kaldırılması gecikmişse bile bu durum hükümlünün koşullu salıverilme tarihinin belirlenmesi aşamasında dikkate alınarak aleyhe sonuç doğuracak şekilde yorumlanmasının önüne geçilebileceği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 14/03/2018 gün ve 94660652-105-35-12686-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
1-)Dosya kapsamına göre;
Hükümlünün Buca Açık Ceza İnfaz Kurumunda cezasını infaz ettiği sırada 20.01.2017 günü firar ettiği ve firar fiili ile ilgili 21.01.2017 tarihinde infaz koruma memurları tarafından tutanak tutulup, hakkında firar fişi düzenlendiği,
05.08.2017 tarihinde yakalanan hükümlünün cezasının infazı amacıyla Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna alındığı,
Hükümlü hakkında firar eylemi nedeniyle 08.08.2017 tarihinde muhakkik görevlendirmesi ile soruşturma işlemlerine başlanıldığı, 08.08.2017 tarihinde savunmasını yazılı yada sözlü olarak üç gün içerisinde yapmasının istendiği, hükümlünün 11.08.2017 tarihinde yazılı olarak savunmada bulunduğu, 15.08.2017 tarihli disiplin soruşturması raporunun Disiplin Kurulu Başkanlığına sunulduğu ve Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından 18.08.2017 tarihinde hükümlünün 20 gün hücre cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, verilen bu kararın 05.09.2017 tarihinde hükümlüye tebliğ edildiği, hükümlünün yasal süresi içerisinde 18.09.2017 tarihinde İnfaz Hakimliğine şikayette bulunduğu,
İzmir 2.İnfaz Hakimliğinin 11.10.2017 tarihli ve 2017/4797 esas, 2017/4811 karar sayılı kararında “...firar eyleminin öğrenildiği tarihten yaklaşık 7 ay sonra verilen disiplin cezasının usul ve yasaya aykırı olduğu....” gerekçesiyle hükümlünün şikayetinin kabulüne, disiplin cezasının tüm sonuçları ile birlikte iptaline karar verildiği,
Cumhuriyet Başsavcılığının, İnfaz Hakimliğinin bu kararına karşı yasal süresi içerisinde itiraz ettiği,
İtiraz mercii olarak inceleme yapan İzmir 12.Ağır Ceza Mahkemesinin 27.10.2017 tarihli ve 2017/726 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
2-)Yasal mevzuat ve hukuki değerlendirme;
4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanununun “İnfaz Hakimliklerinin görevleri” başlıklı 4.maddesinin 3.fıkrasına göre; Hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak,
4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanununun “İnfaz Hakimliğine şikayet ve usulü” başlıklı 5.maddesine göre; ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun, veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabilir.
Şikâyet, dilekçe ile doğrudan doğruya infaz hâkimliğine yapılabileceği gibi; Cumhuriyet başsavcılığı veya ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürlüğü aracılığıyla da yapılabilir. İnfaz hâkimliği dışında yapılan başvurular hemen ve en geç üç gün içinde infaz hâkimliğine gönderilir. Sözlü yapılan şikâyet, tutanağa bağlanır ve bir sureti başvurana verilir.
Şikâyet yoluna, kendisi ile ilgili olmak kaydıyla hükümlü veya tutuklu ya da eşi, anası, babası, ayırt etme gücüne sahip çocuğu veya kardeşi, müdafii, kanunî temsilcisi veya ceza infaz kurumu ve tutukevi izleme kurulu başvurabilir.
Şikâyet yoluna başvurulması, yapılan işlem veya faaliyetin yerine getirilmesini durdurmaz. Ancak, infaz hâkimi giderilmesi güç veya imkansız sonuçların doğması ve işlem veya faaliyetin açıkça hukuka aykırı olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda işlem veya faaliyetin ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanununun “İnfaz Hakimliğince şikayet üzerine verilen kararlar” başlıklı 6. maddesinin;
1.fıkrasına göre; şikâyet başvurusu, 5 inci maddede yazılı sürenin geçmesinden sonra veya infaz hâkimliğinin görev ve yetki alanı dışında kalan bir işlem veya faaliyete karşı ya da başvuru hakkı olmayan kimselerce yapılmışsa infaz hâkimi, başvuru dilekçesini esasa girmeden reddeder; şikâyet başvurusu başka bir yargı merciinin görevi içerisinde ise o mercie gönderir.
2. fıkrasına göre; şikâyet başvurusu üzerine infaz hâkimi, duruşma yapmaksızın dosya üzerinden bir hafta içinde karar verir; ancak, gerek gördüğünde karar vermeden önce şikâyet konusu işlem veya faaliyet hakkında re’sen araştırma yapabilir ve ilgililerden bilgi ve belge isteyebilir; ayrıca ceza infaz kurumu ve tutukevi ile ilgili Cumhuriyet savcısının da yazılı görüşünü alır. (Ek cümleler: 22/7/2010 - 6008/5 md.) Disiplin cezasına karşı yapılan şikâyet üzerine infaz hâkimi, hükümlü veya tutuklunun
savunmasını aldıktan ve talep edilen diğer delilleri toplayıp değerlendirdikten sonra kararını verir. Hükümlü veya tutuklu, savunmasını, hazır bulunmak ve vekaletnamesini ibraz etmek koşuluyla avukatıyla birlikte veya avukatı aracılığıyla yapabilir. İnfaz hâkimi gerekli görmesi durumunda hükümlü veya tutuklunun savunmasını ceza infaz kurumunda da alabilir.
3. fıkrasına göre; infaz hakimi, inceleme sonunda şikayeti yerinde görmezse reddine, yerinde görürse yapılan işlemin iptaline yada faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir.
5. fıkrasına göre; infaz hakiminin kararlarına karşı şikayetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren bir hafta içinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre acele itiraz yoluna gidilebilir şeklindeki yasal düzenlemeye göre somut olay değerlendirildiğinde; hükümlü hakkında firar eylemi nedeniyle yapılan disiplin soruşturması sonucu Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından verilen disiplin cezasına karşı hükümlünün yasal süresi içerisinde yaptığı şikayet üzerine 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanununun 6. maddesinin 2. fıkrasındaki açık düzenlemeye göre İnfaz Hakiminin hükümlünün savunmasını aldıktan ve talep edilen diğer delilleri toplayıp değerlendirdikten sonra kararını vermesi gerektiği halde savunma alınmaksızın karar verildiği anlaşılmakla, bu karara karşı Cumhuriyet savcılığınca yapılan itirazın itiraz merciince esasa girilmeksizin öncelikle bu nedenle kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde esastan incelenerek reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden kanun yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-)Sonuç ve karar;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yukarıda açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden, İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/10/2017 tarihli ve 2017/726 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.