11. Hukuk Dairesi 2017/5434 E. , 2019/1994 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/04/2017 tarih ve 2016/83 E. - 2017/147 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince verilen 26/10/2017 tarih ve 2017/891-2017/921 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketçe yapılan 2014/21116 sayılı, "..." ibareli, 36. sınıf mal ve hizmetleri kapsayan marka başvurusuna, davalı şirketçe 2000/10404, 2004/44220, 2003/18850 ve 2003/18849 sayılı, 36. sınıf mal ve hizmetleri de kapsayan, "...+ ŞEKİL", "...I", "... + ŞEKİL" ve "......PLUS + ŞEKİL" ibareli markalarına dayanarak yapılan itirazın, nihai olarak TPMK ... tarafından kabul edilerek müvekkilinin marka başvurusunun reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, "..." markasının tanınmış marka olduğunu ileri sürerek, davalı TPMK ..."nın 2015-M-12837 sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...Ş. vekili, taraf markaları arasında benzerliğin bulunduğunu, müvekkilinin markasının tanınmış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu "..." ibareli marka ile davacıya ait "..." esas unsurlu tescilli markaları arasında, görsel, anlamsal ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek bir benzerliğin bulunduğu, nitekim bilirkişi raporunda, 2000/10404 sayılı marka yönünden davacı markasıyla "Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler" yönünden iltibas ilişkilendirme ihtimalinin olduğunun belirtildiği, bu nedenle, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında ortak hizmetler yönünden iltibas koşulunun oluştuğu, ortak olmayan "Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri" yönünden ise davacı başvurusunun, davalının "..." esas unsurlu markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlayabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği, buna göre, 556 sayılı KHK"nın 8/4 maddesindeki koşulların oluştuğu, bu açılardan bilirkişi raporunun benimsenmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markalarının, kelime ve şekilden oluşan karma markalar olduğu ve 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında ortak mal ve hizmetler yönünden iltibas koşulunun oluştuğu ayrıca davalı şirket tanınmışlık vasfına sahip olduğundan 8/4 maddesi koşullarının da somut olayda gerçekleştiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11/03/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.