4. Hukuk Dairesi 2009/3293 E. , 2010/119 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı Ulusal Basın Gaz. Mat. Ve Yay. A.Ş ve diğeri aleyhine 05/01/2006 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/07/2007 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar ... ve İbrahim Sarp vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Davalılardan ...’ın temyiz istemi yönünden; dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalılardan ... ve ... tarafından temyiz olunmuştur.
26.06.2004 günlü Resmi Gazete"de yayımlanıp aynı gün yürürlüğe giren 5187 sayılı Basın Yasası"nın 13/1. maddesi gereğince basılmış eserler yoluyla gerçekleştirilen eylemlerden doğan maddi ve manevi zararlardan dolayı süreli yayınlarda eser sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsilcisi müştereken ve müteselsilen sorumlu olup hukuki sorumlular arasında sorumlu yazı işleri müdürü bulunmamaktadır.
5187 sayılı Basın Yasası"nın 2/c maddesi gereğince süreli yayın niteliğindeki dava konusu haberin yayımlandığı 23.12.2005 günlü gazetenin sorumlu müdürü olan davalılardan ..."a yukarıda belirtilen yasal düzenleme gereğince husumet yöneltilemeyeceği gözetilerek hakkındaki istemin husumet yönünden reddedilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
2-Diğer davalı ...’ın temyiz itirazına gelince; davacı, davalı gazetede yayımlanan haberde yer alan gerçek dışı ve küçültücü değer yargılarıyla kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu ileri sürerek hukuka aykırılığın saptanması ile manevi tazminat alınmasını istemiştir.
Davalılar ise, haberin jandarmaya gelen bilgiler doğrultusunda hazırlanarak kamuoyuna aktarıldığını belirterek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Yerel mahkemece, davacının şahsından kaynaklanmayan bir eylemin ona yönelik bir eylem veya operasyon gibi büyük puntolarla haber yapılarak, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu haber, 23/12/2005 günlü Star gazetesinin 1. sayfasında "Yüzde Yüz Sami" ve 6. sayfasında "Bankanın parası villadan çıktı" başlıklarıyla hazırlanan haberdir. Haberde, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na borcu olan davacının oğluna ait villada yapılan arama sonucu ortaya çıkan para ve mücevherlerle fotoğraflara yer verilerek, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu"nun alacağını almak için devreye girmesi, olayın emniyete ulaşması süreci ve gelişmeler ele alınarak, davacının Egebank ile olan ilişkisi habercilik yorumu ile okuyucuya sunulmuştur.
Davacı, Egebank AŞ"nin eski genel müdürü ve eski pay sahiplerindendir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, bilgi edinme istemi doğrultusunda verdiği 01/03/2006 günlü cevapta, aralarında davacının da bulunduğu Egebank AŞ"nin eski yöneticileri hakkında Bankalar Yasası uyarınca açılan kişisel iflas davaları ve akçalı sorumluluk (mali mesuliyet) davalarının olduğu, davacı ile ailesi hakkında Fon alacağının alınabilmesi amacıyla Yasa kurallarının uygulandığı ve davacının 05/05/1998 gününde 12.000.000 USD ana para borcu bulunurken 31/12/2005 günü itibariyle davacıdan 3.760.000 USD alındığı belirtilmiştir. Davacının oğlunun şoförlüğünü yapan dava dışı kişinin, kaçırılma olayı ile ilgili olarak jandarmaya verdiği bilgiler üzerine, davacının oğluna ait evde yapılan aramada, haberde belirtilen para ve ziynet eşyaları ele geçirilmiş ve jandarma durumu Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu"na bildirmiştir. Dava konusu haber, bu gelişmeler sonucu bazı yorum ve eklemeler katılarak yapılmıştır. Şu durumda yayının, özü yönünden görünür gerçekliğe uygun olduğu kabul edilmelidir. Haberde, ayrıntı niteliğinde yer alan gerçek olmayan anlatımlar hukuka aykırı ise de bu durum, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarını gerektirmez. Borçlar Yasası"nın 49/2 fıkrası gereğince "Hakim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir tazmin sureti ikame veya ilave edebileceği gibi tecavüzü kınayan bir karar vermekle yetinebilir…”
Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, haber konusu olayın gelişimi ve dosya kapsamına göre yayının hukuka aykırılığının saptanması ile yetinilmesi gerekirken, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olmaları usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalılardan İbrahim Sarp yararına; (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle diğer davalı ... yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre öteki yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/01/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.