(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2021/2609 E. , 2021/5351 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "taşınmazlara ilişkin tespit tutanaklarının malik hanelerinin açık olduğu, bu nedenle Kadastro Kanunun 30/2. maddesi hükmünün uygulanacağı belirtilerek, tapu kayıtlarının ilk tesis tarihinden itibaren tedavülleri ile celbi, tapu kaydına dayananların kayıt malikleri ile akdi ve ırsi ilişkisinin saptanması, kayıtların hukuksal değerini koruduğunun saptanması halinde dava dışı başka taşınmazlara revizyon görüp görmedikleri sorularak, görmüşlerse bu taşınmazları ve komşu taşınmazları bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik haritanın celp edilmesi, komşu taşınmazlara ait tespit tutanakları ile dayanak kayıtlarının ve dava konusu iseler ilgili dava dosyalarının getirtilmesi, kayıtların revizyon gördüğü parsellerden başka davanın konusu olan parseller bulunması halinde dava dosyalarının birleştirilmesi hususunun değerlendirilmesi, bundan sonra, yöreyi iyi bilen, tarafsız mahalli bilirkişiler ve tanıklar hazır olduğu halde yeniden keşif yapılması, tapu kayıtlarının haritaya dayanması halinde kapsamlarının haritaya göre belirlenmesi, kadastro paftası ölçeği ile tapu kayıtlarının dayanağı olan haritaların ölçekleri eşitlendikten sonra yerel ve uzman bilirkişiler marifetiyle yerine uygulanması, taşınmazların dayanılan tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığının saptanması, mevcut belgelerden tapu kayıtlarının ifraz gördüğü ve haritaya bağlandığı anlaşıldığından ifraz haritalarının da yerinde uygulanması, ifraz yolu ile oluşan müfrez tapu kayıtlarının kapsamının kök tapu kaydı içinde aranmasının zorunlu olduğunun düşünülmesi, dava konusu taşınmazların tümünün veya bir bölümünün dayanılan kaydın kapsamı dışında kaldığı saptandığı takdirde bu bölümler yönünden zilyetlik araştırması yapılması, kesin hüküm bulunup bulunmadığının belirlenmesi, taraflar arasında kesin hüküm bulunması halinde uyuşmazlığın kesin hükme göre çözümlenmesi, kesin hüküm bulunmadığı takdirde hükmün güçlü delil niteliğinde olduğunun ve bu delilin aksinin daha güçlü delillerle kanıtlanabileceğinin düşünülmesi ve bundan sonra Kadastro Kanunu"nun 13, 20, 14, 30/2 ve 18 maddeleri hükmü gözetilerek sonuca uygun karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davalı Hazine ve ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine; davalılar ... oğlu ..., ... kızları ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine, nizalı 1468 ada 110 parsel sayılı taşınmazın 6/9 payın ... mirasçıları 3/9 payın ... çoçukları ..., ..., ... adına; nizalı 1468 ada 80 parsel sayılı taşınmazın tamamı 4 hisse kabul edilerek 1 payın ..., 3 payın ... adına; nizalı 1462 ada 72 parsel sayılı taşınmazın tamamı 9 hisse kabul dilerek 6 payın ..., 3 payın ... çoçukları ..., ..., ... adına; nizalı 1468 ada 79 parsel sayılı taşınmazın ... mirasçıları adına tapuya tesciline ve davacı ... ve arkadaşlarının 72 nolu parsel hakkında açtıkları davanın görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve arkadaşları vekili, davacı ... ve arkadaşları vekili, davacı ... vekili, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili, dahili davalı ... çocukları ..., ..., ... ile ..., ... ve ...’ a atanan kayyım vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava konusu 1462 ada 72 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Hazine vekilinin ve davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacı ... vekilinin, dava konusu taşınmazda 3/9 paya ilişkin verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, Eylül 1310 tarih 18 sıra nolu kaydın Şubat 1327 tarih 171 nolu kayda gittiği bu kaydın 3/9 hissesi ... ... çoçukları (..., ..., ...) müracaatına bırakılarak 6/9 hisesinin bir çok kayda tedavül gördüğü, Temmuz 949 tarih 4 sıra nolu kayıt ile 6/9 hissesi adına tedavül gören ... tarafından küçük parçalara bölünerek 1/72 hissesinin Mayıs 956 tarih 55 sıra nolu tapu kaydı ile davacı ..."ın murisi ... adına tescil edildiği ve bu tapunun gittisiz olarak durduğu, dava konusu 72 parsele revizyon gördüğü açıklanarak yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki; sözü edilen tapu kaydı son tedavül kaydı olup, sonraki tarihte başkaca tedavülü bulunmamaktadır. Dosya içinde bulunan kayıtlarından, kayıt maliki ... ...’nın 1919 yılında öldüğü ve 6/9 payın 1945 yılında mirasçıların bir kısmı tarafından pay ve inkital satışına konu edildiği; 3/9 payın ise tedavül görmediği, mirasçılarına intikal etmediği görülmekte olup, bu durum mahkemeninde kabulündedir. Yargılama sırasında mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarına göre, kayıt maliki ve mirasçılarının taşınmazda 1945 yılından kadastro tespit tarihi olan 1958 yılına kadar her hangi bir zilyetliklerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, çekişmeli taşınmaz üzerinde bulunan binanın da davacı tarafından yapıldığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının eklemeli tolarak taşınmazın tamamı üzerindeki zilyetliğin malik sıfatı ile sürdürüldüğü ve itiraza uğramadığı, dava konusu taşınmazda davacıdan başka birisi tarafından herhangi bir hak talep edilmediği, bu haliyle ... ... adına olan ve bugüne kadar herhangi bir intikal ve işlem görmeyen hisseli tapu kaydının kadastro tespit tarihinden önce 3402 sayılı Yasa’nın 13/B-c ve TMK"nın 713/2. maddeleri uyarınca davanın açıldığı tarihe göre hukuki değerini kaybettiği ve davacı taraf lehine zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, dava konusu taşınmazın 3/9 payının da davacı ... adına tesciline karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
2- Dava konusu 1468 ada 79 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı ... ve arkadaşları vekilinin, davalı Hazine vekilinin ve dahili davalı ... ... çoçuklarına atanan Kayyım vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile bu parsel hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
3- Dava konusu 1468 ada 80 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Hazine vekilinin ve dahili davalı ... ... çoçuklarına atanan kayyım vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile bu parsel hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden ... ... çocuklarından alınmasına,
4- Dava konusu 1468 ada 110 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve dayandığı 26.04.1951 tarih 232 nolu tapu kaydına karşılık olarak dahili davalı ... ... adına 1468 ada 109 parsel sayılı taşınmaz, 28.08.1955 tarih 528 nolu tapu kaydına karşılık dahili davalı ... adına 1468 ada 35 parsel sayılı taşınmaz tescil edildiğine; dahili davalı ... ... ise 1/2 payın maliki olduğu aynı kökten gelen 24.11.1956 tarih 348 nolu tapu kaydına dayanarak 1468 ada 78 parsel sayılı taşınmazın adına tescili hususunda vekile vekaletname vererek dava açmış olup, başka bir ifade ile 78 sayılı parsel dışında bir davası olmadığına göre davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... ..., ... ve ... kayyımı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacı ... ve arkadaşları vekilinin, dava konusu taşınmazda 3/9 pay hakkında verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, Eylül 1310 tarih 18 sıra nolu kaydın Şubat 1327 tarih 171 nolu kayda gittiği, bu kaydın 3/9 hissesinin ... ... çoçukları (..., ..., ...) müracaatına bırakılarak 6/9 hisesinin bir çok kayda tedavül gördüğü, Temmuz 949 tarih 4 sıra nolu kayıt ile 6/9 hissesi adına tedavül gören ... tarafından küçük parçalara bölünerek 1/72 hissesinin Temmuz 951 tarih 74 sıra nolu tapu kaydı ile davacıların murisi ... adına tescil edildiği, ...’ten tedavülen oluşan parsellerin bir çoğunun kullanıcı olan malikleri adına tescil edildiği, bu tapunun gittisiz olarak durduğu, Şubat 1327 tarih 167, 169, 170 ve 171 nolu tapuların kapsadığı alanda davacı adına yapılan başka tespit bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki; sözü edilen tapu kaydı son tedavül kaydı olup, sonraki tarihte başkaca tedavülü bulunmamaktadır. Dosya içinde bulunan kayıtlarından, kayıt maliki ... ...’nın 1919 yılında öldüğü ve 6/9 payın 1945 yılında mirasçıların bir kısmı tarafından pay ve inkital satışına konu edildiği; 3/9 payın ise tedavül görmediği, mirasçılarına intikal etmediği görülmekte olup bu durum mahkemeninde kabulündedir. Yargılama sırasında mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarına göre, dava konusu taşınmazda 1945 yılından kadastro tespit tarihi olan 1958 yılına kadar kayıt maliki ve mirasçılarının her hangi bir zilyetliklerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu duruma göre, eklemeli olarak taşınmazın tamamı üzerindeki zilyetliğin malik sıfatı ile sürdürüldüğü ve itiraza uğramadığı, dava konusu taşınmazda davacıdan başka birisi tarafından herhangi bir hak talep edilmediği, bu haliyle ... ... adına olan ve bugüne kadar herhangi bir intikal ve işlem görmeyen hisseli tapu kaydının kadastro tespit tarihinden önce 3402 sayılı Yasa’nın 13/B-c ve TMK"nın 713/2. maddeleri uyarınca davanın açıldığı tarihe göre hukuki değerini kaybettiği ve davacı taraf lehine zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, dava konusu taşınmazın 3/9 payının da davacı ... ve arkadaşları adına tesciline karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.