22. Hukuk Dairesi 2015/4407 E. , 2016/9625 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, hafta tatil ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 17.02.2007 tarihinde davalı şirketin tanker dolum ünitesinde temizlik ve yemek dağıtım işlerinde çalışmaya başladığını, 26.02.2014 tarihinde haksız olarak işten çıkartıldığını, fesihten sonra davalının, müvekkilini 400,00 TL ücret ödemesi yapmak için iş yerine çağırdığını, bu esnada müvekkiline ibraname başlıklı üzerinde davacının alacaklarının ödendiğine dair yazı bulunan ve rakam haneleri boş olan belgeyi imzalattığını, davacının ücretini almak için bu belgeyi imzalamak zorunda kaldığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... ... vekili, müvekkilinin ihale makamı olduğunu ve işçi haklarından sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, diğer davalı şirket tarafından verilen bilgi ve belgelere göre davacıya tüm işçilik alacaklarının ödendiğini, davacı ile müvekkili arasında hiçbir sözleşme yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı ...... vekili, davacının 26.02.2014 tarihli kendi el yazısı ve imzasını taşıyan dilekçesi ile işten ayrılmak istediğini bildirdiğini, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamamasından dolayı iş sözleşmesinin feshi ve ibra sözleşmesinde rakam kısımlarının çizgi çekilerek imzalandığını, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiğini, yıllık izinlerinin de kullandırıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, istifa dilekçesinin arzusu dışında alındığı davacı tarafından ispatlanamadığından feshin haklı sebebe dayalı olmadığı gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanılamadığı, diğer işçilik alacakları yönünden ise davacının iddialarını ispat edemediği belirtilerek isteğin reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının iş akdi feshinin ne şekilde yapıldığı, dosya kapsamında bulunan davacıya ait ibranamenin geçerli olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının kıdem ve ihbar tazminatları hakkı bulunup bulunmadığı noktasına ilişkindir.
İbra sözleşmesi, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Borçlar Kanunu"nda düzenlenmiş olup kabul edilen Kanun"un 132. maddesi “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir” hükmünü getirmiştir. İbranameyle ilgili olarak diğer önemli bir düzenleme ise 6098 sayılı Kanun"un 420. maddesinde yer almıştır. Sözü edilen hükme göre, işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibranameler kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur.
Dosya kapsamında bulunan tarihsiz istifa dilekçesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğü dönemindeki ibraname anılan Kanun’daki şartları taşımamakla birlikte geçersiz olup bu ibranameye itibar edilmemesi gerektiğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgililere iadesine, 04.04.2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.