Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/2038
Karar No: 2007/3015
Karar Tarihi: 22.3.2007

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/2038 Esas 2007/3015 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, adına kayıtlı taşınmazının kiralamak isteyen yeğeni olan davalının kendisini kandırarak üzerine devrini sağladığını ileri sürüp, kaydın iptali ile adına tescilini mümkün olmazsa bedelin tahsilini istemiştir. Ancak mahkeme, davacının iyiniyetli olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir. Davacı tarafından yapılan temyiz itirazları kabul edilerek, hüküm bozulmuştur çünkü ehliyetli olup olmadığının araştırılması ve incelenmesi gerekmektedir.
Kanun maddeleri açıklaması:
- Medeni Kanunun “fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir” biçimindeki 9. maddesi hükmü ile hak elde edebilmesi, borç (yükümlülük) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlanmış.
- 10. maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin (reşit) olmayı kabul ederek “ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.”
- Medeni Kanunun 15. maddesi, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyi ni
1. Hukuk Dairesi         2007/2038 E.  ,  2007/3015 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : KIRIKHAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 28/12/2006
    NUMARASI : 2006/438-736
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, yaşlı ve hukuki işlem yapabilme ehliyetine sahip olmadığını, adına kayıtlı taşınmazını kiralamak isteyen yeğeni olan davalının kendisini kandırarak üzerine devrini sağladığını, aracının tapuda kira sözleşmesi yapmak olduğunu ileri sürüp, kaydın iptali ile adına tescilini mümkün olmazsa bedelin tahsilini istemiştir.
    Davalı, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının fiili ehliyetine sahip olduğu, iyiniyetli olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar,davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
                                                    -KARAR-
    Dava, ehliyetsizlik ve hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacının maliki olduğu ...parsel sayılı taşınmazını, 7.11.2001 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Davacı, temlik tarihinde tasarruf ehliyetinin bulunmadığını, aynı zamanda kiracılık ilişkisi kurulacağı düşüncesiyle kandırılarak taşınmazın temlikinin sağlandığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    İddianın içeriğine göre, ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle öncelikle davacının akit tarihinde ehliyetli olup olmadığının saptanması, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde, hile yönünden araştırma yapılarak buna göre çekişmenin giderilmesinin gerekeceği kuşkusuzdur.Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim Medeni Kanunun “ fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir “ biçimindeki 9. maddesi hükmüyle hak elde edebilmesi, borç ( yükümlülük ) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlamış. 10. maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin ( reşit ) olmayı kabul ederek “ ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. “ hükmünü getirmiştir. “Ayırtım gücü “ eylem ve işlev ehliyeti olarak ta tarif edilerek aynı yasanın 13. maddesinde “ yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk yada bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.” denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler, söz konusu yasa ile öteki yasaların çeşitli hükümlerinde de yer almışlardır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, Medeni Kanununun 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyi niyetli olması o işlemi geçerli kılmaz. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı 11.6.1941 tarih 4/21)
    Yukarıda sözü edilen ilkelerin ve yasa maddelerinin ışığı altında olaya yaklaşıldığında bir kimsenin ehliyetinin tesbitinin şahıs ve mamelek hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar. Bu durumda, tarafların gösterecekleri, tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşahede kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi zorunludur. Bunun yanında, her ne kadar H.U.M.K.’nun 286 maddelerinde belirtildiği gibi bilirkişinin “rey ve mutaalası” hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
    Hele ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli tıp kurumundan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen Medeni Kanunun 409/2 maddesi akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür.
    Somut olaya gelince, mahkemece davacının temlik tarihinde tasarruf ehliyetine sahip olup olmadığı, yönünde bir araştırma yapılmış değildir.Hal böyle iken; yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde davacının ehliyetli olup olmadığının araştırılma ve incelenmesi; ehliyetsiz olduğunun anlaşılması halinde, davacının yasal temsilcisi olan vasi aracılığı ile takip edilmesi gerektiği gözetilerek, bu konudaki usuli işlemlerin ikmal edilmesi, ehliyetli olduğunun saptanması halinde ise hile iddiası yönünden soruşturmanın tamamlanması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.3.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi