11. Hukuk Dairesi 2017/5398 E. , 2019/2003 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 15/03/2017 tarih ve 2016/247 E. - 2017/93 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 28/09/2017 tarih ve 2017/828-2017/829 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin ticaret unvanının ayırıcı unsurunu teşkil eden "OTTO" ibaresinden oluşan 1 ve 19. sınıf ürünleri kapsayan 2014/71513 sayılı "OTTOFİX" ibaresinin tescili için yaptığı başvuruya davalı şirketin "OTTOART" ibareli markasına dayalı olarak itiraz ettiğini, itirazın önce Markalar Dairesi tarafından reddedildiğini, davalının bu karara karşı da başvurunun reddi istemiyle itirazda bulunduğunu, itirazı inceleyen ..."nin itirazı kabul ederek başvuruyu reddettiğini, başvuru konusu işaret ile davalının itiraza mesnet markasının karıştırma ihtimaline neden olacak derecede benzer olmadığını, "FİX" ve "ART" eklerinin yeterince ayırt edici olduğunu ileri sürerek ..."nin 2016-M-3899 sayılı kararının iptalini, başvuru markasının tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili; markaların karıştırılma tehlikesinin bulunduğunu, benzer olduğunu, aynı tür mal ve hizmetleri kapsadıklarını, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili; başvuru konusu ibare ile müvekkili markası arasında karıştırılma tehlikesinin bulunduğunu, her iki markanın da asıl ve ayırt edici unsurlarının "OTTO" ibaresinden oluştuğunu, ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, "FİX" ve "ART" eklerinin yeterince ayırt edicilik sağlamadığını, başvuru konusu ibarenin ticaret unvanında kullanımının ayrıcalık sağlamayacağını, davacının unvanının tescilinin müvekkilinin marka başvuru tarihinden sonra olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; markaları esas ibarelerinin “OTTO” olduğu, markalardaki “ART” ve “FİX” ibarelerinin yeterli farklılık yaratmadıkları, ayırt edici niteliklerinin düşük olduğu, her iki markanın da “OTTO” ibareleri itibariyle aynı veya benzer etkiyi bıraktıkları, bütünsel olarak birbirleriyle ilintili oldukları yönünde izlenim oluşturdukları, farklılıkların ortalama tüketici kitlesi nezdinde fark edilerek markaların iki farklı marka oldukları yönündeki kanıya ulaşmalarının mümkün olmadığı, redde mesnet alınan markanın kapsamındaki 1, ve 19.sınıftaki ürünlerin, başvuru konusu işaretin kapsamında olup reddedilen ürünlerle aynı tür olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin istinaf başvurusunun, başvuru markası ile redde mesnet marka arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel ve telafuz olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesi olduğu, her iki işaretin ayırt edici unsurunun "OTTO" kelimesinden oluştuğu, başvuruda yer alan "FİX" ibaresinin başvuruyu davalı markasından ayırt etmeye yeterli olmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11/03/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.