11. Hukuk Dairesi 2017/5213 E. , 2019/2006 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 14/03/2017 tarih ve 2016/1527-2017/321 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı banka vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı ..."e paraya sıkıştığı dönemlerde kredi kartını kullanarak nakit yardımında bulunduğunu, davalı bankaca yasak olmasına rağmen müvekkiline ait kredi kartı hesap dökümlerinin 1 yıllık geriye dönük zaman dilimini kapsar şekilde davalı ..."e verildiğini, davalı ..."in müvekkilini temsil yetkisinin bulunmadığını, davalı banka çalışanı ile samimiyeti sayesinde bu bilgiyi elde ettiğini, bu hususta davalı bankaya ihtarnameler gönderildiğini, verilen cevaplarda bu hususla alakalı inceleme başlatıldığının ve işlemin 27.11.2011 tarihinde yapıldığınını bildirildiğini, bu suretle yapılan işlemi zımnen kabul ettiğini, bu konuda suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı bankanın müvekkilinin bilgilerini bilerek üçüncü kişiye vermesi ve diğer davalıların bu bilgileri müvekkilinin iş yerindeki amirleri ve üçüncü kişilerle paylaşması nedeniyle müvekkilinin kişilik haklarının saldırıya uğradığını ileri sürerek 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; müvekkilinin davacıya ait kredi kartını davacının izniyle sürekli olarak kullandığını, kredi kartının asgari bedellerinin müvekkili tarafından ödendiğini, ancak sonrasında müvekkili tarafından öğrenildiği üzere söz konusu harcamaların içinde davacının harcamalarının da bulunduğunu, müvekkilinin bu harcamaları davacının beyanına güvenerek kendisinin harcaması zannederek ödediğini, bu durumun fark edilmesi sonrasında borcun kapatılması için davacıya başvurulup hesap dökümü istenildiğinde görevi nedeniyle bunu veremeyeceğini söylediğini, bunun üzerine davacının görev yaptığı kurumdan bu hususun sorulduğunu, bu davranışın manevi zarara sebebiyet vermediğini, müvekkilinin davacıya güvendiği için yatırdığı paranın ve kredi kartı harcamalarının hesabını tutmadığını, müvekkilinin manevi zarara yol açan bir davranışının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı banka vekili; davacının kredi kartı bilgilerini paylaşarak kredi kartı üyelik sözleşme hükümlerini ihlal ettiğini, kredi kartının davalı ... tarafından birden çok defa kullanıldığını ve borçların ödendiğini, davalı ..."e oluşan güven neticesinde sehven bir kaç aylık hesap ekstresinin paylaşıldığını, davacının bu nedenle kusurlu olduğunu, dava konusu olayda manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, hesap ekstrelerinin müşteri sırrı kapsamına girmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davacının, davalı bankada bulunan kredi kartını diğer davalılara vererek onların kullanımına açtığının sabit olduğu, davacı ile davalı banka arasındaki ilişkinin niteliği gereği gizlilik esas olup bu bilgilerin bir başkasıyla paylaşılmış olmasının hukuka aykırılık oluşturduğu, davalılar ... ve ..."in yetkileri olmadığı halde davacıya ait kredi kartı bilgilerini banka şubesi görevlilerin ihmalinden yararlanarak ele geçirmiş olmalarının da hukuka aykırı bir davranış olduğu, taraflar arasındaki sözleşme ve kanun gereği davalı bankanın müşterisinin kişisel bilgilerini saklamakla yükümlü olduğu, hesap ekstrelerindeki davacının kişisel harcamalarının da davalı banka tarafından saklanması gerekli olan kişisel bilgiler olduğu, bu bilgilerin paylaşımı ile davalı bankanın belirtilen yükümlülüklere aykırı davrandığı, diğer davalıların da haksız olarak davacının kişisel bilgilerini elde ettikleri, belirtilen eylemlerin davalı banka açısından sözleşmenin ihlali, diğer davalılar yönünden ise 6098 sayılı TBK 58. maddesi uyarınca haksız fiil niteliğinde olup davacının kişisel bilgilerinin bu şekilde öğrenilmesinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, davacının da kredi kartını davalı gerçek kişilere vermesinin müterafik kusur niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 3.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı banka vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı banka vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı banka vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 153,68 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı bankadan alınmasına, 11/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.