20. Hukuk Dairesi 2015/832 E. , 2015/7236 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi vekili, kadastro mahkemesine verdiği 27.09.2007 tarihli dava dilekçesinde özetle; ... köyünde yapılan kadastro çalışmalarına ilişkin tutanakların 3402 sayılı Kanun gereğince 27.08.2007 - 26.09.2007 tarihleri arasında askı ilânına çıkarıldığını, 168 nolu orman sınır noktasının yerinin kadastro ekiplerince hatalı gösterilmiş olduğundan 167 ve 168 nolu orman sınır noktalarını birleştiren orman sınır hattının yanlış geçirildiğini, bu nedenle de Devlet ormanına sınır olan 1229 m2 zeytinlik niteliğiyle ... adına tespit edilen, 186 ada 1 parsel sayılı taşınmazın arazideki yeri ile pafta yeri arasında uyumsuzluk olduğunu, bu parselin arazide tamamen Devlet ormanı sınırları içerisinde kaldığını belirterek, taşınmazın kadastro tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Kadastro mahkemesince, taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın genel mahkemeye gönderilmesine karar verilmiş, dava sulh hukuk mahkemesine aktarılmış, davacı vekili 17.05.2013 havale tarihli dilekçesiyle, adına tescil talebinde bulunmuş, mahkemece, ıslah yolu ile tescil istenemeyeceği, ayrı dava açılması gerektiği gerekçesiyle davanın usûlden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taşınmazın bulunduğu yerde 1968 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 1981 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2. madde çalışmaları bulunmaktadır.
Davacı ..., 27/09/2007 tarihli dava dilekçesiyle, 186 ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman sınırları içinde kaldığını bildirerek, kadastro tespitinin iptali istemiyle dava açmış, ... Kadastro Mahkemesinin 01/02/2008 gün 2007/162 - 2008/34 sayılı kararıyla, davanın askı ilân süresinin bitiminden (1 gün sonra) sonra açılmış olması nedeniyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş, dosyanın görevli sulh hukuk mahkemesine aktarılmasından sonra, 28/03/2013 günlü ara kararla, dava dilekçesinin tescil istemini kapsamadığı gerekçesiyle davacı vekiline ayrı bir tescil davası açması konusunda süre ve yetki verilmiştir. Bunun üzerine davacı vekili, 17/05/2013 havale tarihli dilekçesiyle tescil kararı verilmesi istemiyle davayı ıslah ettiğini bildirmiş ise de; mahkemece ayrı bir tescil davası açılmadığı, ıslah yolu ile de tescil istenemeyeceği belirtilerek davanın reddi yolunda hüküm kurulmuştur.
Mahkemece verilen karar dosya kapsamına uygun değildir. Şöyle ki;
Davacı ...nin açtığı kadastro tespitinin iptali istemli dava, sulh hukuk mahkemesine aktarıldığında tapu iptali davasına dönüşmüştür. Dava dilekçesinde tescil talebi yazılmamışsa da; böyle bir durumda, davanın dinlenebilmesi ve esastan karara bağlanabilmesi için; davanın daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanması amacına yönelik olarak kabul edilen dava şartlarının re’sen gözetilmesi ve bu bağlamda, mahkemeye yapılan her talep için dava şartlarından olan hukukî yararın varlığının belirlenmesi gerekir.
Gerçekten, davacının taşınmazın orman sınırı içinde kaldığı iddiasına dayanarak açmış olduğu davada, hukukî yarar salt kadastro tespitinin /tapunun iptaline yönelik olmayıp, aynı zamanda taşınmazın tapuya orman olarak tescil edilmesindedir. Tescil istemi konusundaki eksiklik; usûle ait bir yanlışlığın veya bir noksanın düzeltilmesi mahiyetindeki ıslah yoluyla giderilebileceği gibi, davacı idare tarafından ayrıca tapu iptali ve tescil davası açılması suretiyle de giderilmesi olanaklıdır. Davacı vekili, 17/05/2013 havale tarihli ıslah dilekçesiyle bu eksikliği giderdiğine göre, mahkemece işin esasına girilerek olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/09/2015 günü oy birliğiyle karar verildi.