23. Hukuk Dairesi 2012/4894 E. , 2012/6898 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, 1.200,00 TL şerefiye bedeli, 31.08.2008 tarihli genel kurulda kararlaştırılan 9.000,00 TL ek ödeme ve 500,00 TL aidat bedeli olmak üzere toplam 10.700,00 TL"nin tahsili amacıyla aleyhinde başlatılan icra takibine davalının haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 31.08.2008 tarihli genel kurulda kararlaştırılan ek ödemenin 5.700,00 TL olduğu, 24.07.2005 tarihli genel kurul kararına göre de aidat bedelinin 2007 yılı Şubat ayına kadar 500,00 TL olarak belirlendiği ve anılan genel kurul kararları iptal edilmediğinden davacının bu alacaklarının tahsili amacıyla başlattığı icra takibinde kısmen haklı olduğu, 1.200,00 TL şerefiye bedeline dayanak olarak gösterilen 31.08.2008 tarihli genel kurulda, şerefiye bedeli kararlaştırılmışsa da kimlerin ödeyeceğine ilişkin bir kayda rastlanmadığından bu yöndeki talebin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile takibin 6.200,00 TL üzerinden devamına ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1)Davacı vekilinin şerefiye bedeline yönelik temyiz istemi yönünden;
5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK"nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2012 yılı için 1.690,00 TL’dir.
Dava dilekçesinde, şerefiye bedeli olarak 1.200,00 TL"nin de içinde bulunduğu alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istenilmiş olup, bu kalem ile ilgili talebin reddine ilişkin karar yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden,davacı vekilinin şerefiye bedeli yönünden temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2)Davacı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik temyiz istemi yönünden;
Takip konusu alacak genel kurul kararlarına dayanmakta olup, genel kurul kararları katılmasalar bile tüm üyeler için bağlayıcı olup, ayrıca tebliği gerekmediğinden alacağın
davalı yönünden miktarı bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Mahkemece, dava konusu alacağın bu niteliğine göre, dava tarihi itibariyle itirazında haksızlığı belirlenen alacak tutarı üzerinden davacı yararına İİK"nun 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, gerekçesi de gösterilmeden bu istemin reddi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin şerefiye bedeline yönelik temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 23.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.