21. Hukuk Dairesi 2015/4412 E. , 2015/22198 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Denizli 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/12/2014
NUMARASI : 2013/359-2014/824
Davacı, kurum işleminin iptaline, borçlı olmadığının tespitine, yapılan sosyal güvenlik destek primi kesitnilerinin faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, davalı Kurumun temyiz itirazlarının kabulü ile,
2- Dava, davacının davalı kuruma SGDP borcu olmadığının tespiti, aksine kurum işleminin iptali, emekli maaşından SGDP borcu olduğundan bahisle yapılan kesintilerin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 01/02/2004-30/11/2007 tarihleri arasında ki dönemde SGDP borcu bulunduğunun, 01/12/2007 tarihinden itibaren SGDP borcundan sorumlu olmadığının tespitine, 01/02/2004-30/11/2007 dönemi için kurumca davacının emekli maaşından kesilen 5.355,82 TL"nin üzerindeki diğer kesintilerin ödeme tarihlerinden işleyecek yasal faizleri ile birlikte davacıya iadesine, karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya SSK kapsamında 01/06/2002 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının 31/12/1991 tarihinden beri Süzen Filtre Sanayi ve Ticaret Ltd Şti"nin ortağı olduğu, Ticaret Sicil Müdürlüğünden getirtilen kayıtlara göre şirketin kaydının devam etttiği ve tasfiye halinde olduğuna dair bir ibare bulunmadığı, şirketin vergi mükellefiyetinin 30/11/2007 tarihinde resen terk ettirildiği, davacının şirket ortaklığı nedeniyle 01/02/2004 tarihi itibariyle SGDP tescilinin yapıldığı, davacı adına geçmişe yönelik SGDP borcu çıkartıldığı ve söz konusu borcun 2013 Mayıs döneminden itibaren davacının yaşlılık aylıklarından kesilmeye başlandığı anlaşılmaktadır.
Şirket ortaklarının sigortalılığı tamamen resmi kayıtlara dayandığından bu sigortalılığın iptali ancak Yasadaki sona erme hallerinin gerçekleştiğinin kanıtlanması durumunda olanaklıdır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 1479 sayılı Yasanın değişik 24. maddesine göre, zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılanlar iki gruba ayrılmıştır. Birinci grup sigortalılar, 24. maddenin (a) bendinde sayılı ve sınırlı olarak belirtilen sigortalılar, ikinci grup sigortalılar ise (b), (c), (d), (e), (f), (g) bentlerinde sınırlı olarak belirtilen şirket ortağı olan sigortalılardır. Hiç kuşkusuz bir kimsenin sigortalı sayılması için ön koşul yukarıdaki bentlerin öngördüğü koşullara sahip olma ile mümkündür. Sigortalı olma ön koşullarının (a) bendi ile diğer bentler arasında belirgin farklılıklar gösterdiği madde içeriğinden anlaşılmaktadır.
Şöyle ki, 24. maddenin (a) bendi dışında kalan (b), (c), (d), (e), (f), (g) bentlerinde belirtilen sigortalılardan sayılmak için ön koşul (b), (c), (d), (e), (f), (g) bentlerinde sayılan şirketler ortağı olmak yeterlidir. Başka bir anlatımla, şirket ortaklarının zorunlu Bağ-Kur üyesi olması için 24. maddenin (a) bendinin öngördüğü koşullara sahip olmaları zorunlu değildir.
5510 sayılı Yasanın 5754 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde de sigortalı sayılanlar ile ilgili benzer bir hüküm bulunmaktadır. Söz konusu Yasanın 4/1-b maddesi, eski Bağ-Kur sigortalılığının devamı niteliğindeki sigortalılıktır. Maddeye göre; ticari kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle basit veya gerçek usulde vergi mükellefi olanlar, gelir vergisinden muaf olup esnaf ve sanatkar siciline kayıtlı olanlar ve Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin tüm ortakları sigortalı olarak kabul edilir.
Söz konusu hükümler doğrultusunda, şirket ortakları yönünden Bağ-Kur kapsamında sigortalı sayılabilmek için limited şirket ortağı olmak yeterli olup şirketin vergi kaydının sona ermesinin bir önemi bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacının şirket ortaklığı devam ettiği sürece Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilmesi ve 01/02/2004 tarihinden itibaren SGDP kesilmesi şeklinde gerçekleşen Kurum işleminin doğru olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine 10/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.