23. Hukuk Dairesi 2012/4927 E. , 2012/6951 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit, tapu iptali tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatif ile dava dışı ... arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, arsa sahibi..."e C Blok , 10 nolu bağımsız bölümün verildiğini, müvekkilinin de ..."in davalı kooperatiften arsa karşılığı almış olduğu daireyi davalı kooperatifin onayı ile satın aldığını, sözleşmeye davalı kooperatifin hem şahit hem de kefil olduğunu, ancak davalı kooperatifin 21.08.2009 tarihli ihtarnamesi ile müvekkilinin kooperatife 30.989,00 TL aidat, 109.037,80 TL faiz olmak üzere toplam 140.026,80 TL borcunu bir ay içerisinde ödemesinin istenildiğini, müvekkilinin halefi arsa sahibinin bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, 10 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptal edilerek müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili,..." in böyle bir üyeliği olmadığını, kooperatif tarafından davacının işgal ettiği dairenin bu şahsa tahsisinin de söz konusu olmadığını, ..."in kooperatifin inşaat yaptığı D blok arsasının sahibi olduğunu, sözleşme gereği verilecek dairelerin D bloktan verileceğini, dolayısıyla davacının da, ona bir hak devretmiş görünen..." in de gerçekte devraldıkları geçerli bir hak olmadığını, kooperatif kayıtlarında davacının üye olarak gözüktüğünü, bu nedenle aidat ödemelerini yapması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; yönetim kurulu kararının mevcut olmayan bir üyeliğin devrine ilişkin olduğu için hukuken geçerliliğinden söz edilemeyeceği, davacının hukuken geçerli bir üyeliği bulunmadığından, üyelikten kaynaklanan aidat ve gecikme zammı nedeniyle davalı kooperatife 140.026,80 TL borcu olmadığı gibi, davacının üyeliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil talep etme hakkı da bulunmadığı, arsa sahibi ... ile davalı kooperatif arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre de ..." e 3394 ada 4 parsel üzerine yapılacak binadan düşecek daireler arasında dava konusu dairenin bulunmadığı gerekçesiyle,davanın kısmen kabulü ile 140.026,80 TL borçlu olmadığının tespitine, tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, menfi tespit ve tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının üye olduğunu tespit eden birinci bilirkişi kurulu raporundan sonra 11.05.2011 tarihli celsede,
“..davacının kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği kooperatiften daire satın alan kişi konumunda mı, yoksa peşin ödeme suretiyle kooperatife aidat yükümlülüğü bulunmayan üye konumunda mı olduğu, davacının kooperatife üyelik başvurusunun bulunup bulunmadığı, kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği daire satın alan kişi ise devre ilişkin sözleşmelerde yüklendiği edimleri yerine getirip getirmediği, üye konumunda ise aidat ödeme yükümlülüğü olmayan bir üye konumunda ise buna ilişkin genel kurul kararı olup olmadığı, bu konuda dosyada mevcut kooperatif yönetim kurulu kararlarının Kooperatifler Kanunu ve kooperatif anasözleşmesi gereği bağlayıcılığı bulunup bulunmadığı, buna göre davacının her iki ihtimalde de yükümlülüklerin yerine getirmek suretiyle, (gerek kat karşılığı inşaat sözleşmesi, gerekse üyelik yükümlülükleri) peşin isteme hakkı doğup doğmadığı” konularında yeniden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, bilirkişi kurulu tarafından davacının üye olmadığı görüşü bildirilmiş, mahkemece bu rapora itibarla hüküm kurulmuştur.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma yeterli değildir. Davalı kooperatif yönetim kurulunun dava dışı ... için düzenlediği tarihsiz belgede 69 nolu üyelik C blok 4. kat güney kuzeybatı cephe karşılığı dairenin bedelinin tamamının arsa olarak ödendiği ve kooperatife borçlu olmadığı belirtilmiş, devreden ... ile devralan... arasında düzenlenen tarihsiz devir sözleşmesinde de ..."in üyelik hakkının devredildiği kooperatif tarafından kabul edilmiştir. Davalı kooperatifçe devreden ... ,devralan...ve davacı ..."in kooperatif üyesi olduğu kabul edildiğine göre mahkemenin davacının kooperatif üyesi olmadığına yönelik tespitinde isabet bulunmamaktadır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumda olup yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de, kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsemedikçe 1163 sayılı Yasa"nın 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz.
Bu durumda mahkemece, kooperatifin kuruluşundan dava tarihine kadar kooperatif defter ve kayıtları, genel kurul tutanakları getirtilip önceki bilirkişi kuruluna kooperatif konusunda uzman bir bilirkişinin de katılımıyla oluşturulacak kurul aracılığı ile incelenip, devreden ... ile..."in peşin ödemeli ya da normal aidat ödemeli ortak olup olmadığı, davalı kooperatifçe açıkça ya da zımnen peşin ödemeli ortak olarak kabul edilip edilmediği, normal aidat ödemeli ortak ise karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 120. maddesi ve 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 7. maddesi uyarınca varsa aidat ve gecikme faizi alacağı ile ilgili rapor alınıp oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.