Esas No: 2020/7655
Karar No: 2022/2619
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7655 Esas 2022/2619 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen bir karardan sonra, İstinaf Mahkemesi'nin davacının temyiz başvurusunu reddettiği ve kararın hukuka uygun olduğuna karar verdiği bir dava durumunda Tartışılmaz uyuşmazlık, alacaklı olan davalının, davacıdan alacaklı olduğunu kanıtladığı için, dava reddedildi. Davacı vekili, davacının borcunun olmadığını ve icra dosyasına ödeme yapmak zorunda kaldığını iddia etti. Ancak mahkeme, davalının davacıdan takip tarihi itibariyle 72.089,74 TL alacaklı olduğunu, iki adet faturaya dayalı olarak davalı tarafından başlatılan icra takibinin bu nedenle yerinde olduğu sonucuna vararak davanın reddine karar verdi. Yargıtay, yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlıklar göz önüne alındığında, istinaf başvurusunun reddi kararının hukuka uygun olduğu sonucuna vardı ve kararın onanmasına karar verdi.
Kanun Maddeleri:
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/b-1 maddesi
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1. maddesi
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 372. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23.10.2018 tarih ve 2014/954 E. - 2018/1046 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi'nce verilen 01.10.2020 tarih ve 2020/118 E. - 2020/89 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafça başlatılan ilamsız icra takibinin usulsüz olarak kesinleştiğini, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmamasına karşın icra tehdidi altında icra dosyasına ödeme yapmak zorunda kalındığını ileri sürerek icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve icra tehdidi altında icra dosyasına ödenen paranın istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın müvekkilinden 29.06.2012 ve 18.05.2013 tarihlerinde çeşitli ebat ve büyüklükte sunta, pervaz, mdflam gibi ağaç ürünleri ve bunların yapımı ve işlenmesi işlerini satın aldığını, bu mal ve hizmetleri karşılığında davacı borçludan iki fatura tutarı toplamı 72.089,74 TL alacaklı olduğunu, davacı borçlunun ödeme yapmaması üzerine icra takibi başlattıklarını, davacı borçlunun kendisine gönderilen ödeme emrine itiraz etmediğini ve neticesinde icra takibinin kesinleştiğini, icra takibi kesinleştikten sonra davacı borçlunun borcunu ödediğinden haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, her iki tarafın birbirine uyumlu defter kayıtları uyarınca, davalının davacıdan takip tarihi itibariyle 72.089,74 TL alacaklı olduğu, iki adet faturaya dayalı olarak davalı tarafından başlatılan icra takibinin bu nedenle yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İstinaf mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmediğinden, HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 30/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.