Esas No: 2020/7631
Karar No: 2022/2592
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7631 Esas 2022/2592 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7631 E. , 2022/2592 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 13. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 07.03.2017 tarih ve 2015/246 E. - 2017/70 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 25.09.2020 tarih ve 2017/4932 E. - 2020/1481 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; tekstil işi ile uğraşan müvekkili ...'ın davalıdan sipariş edilen mallar karşılığında avans çekleri ile avans senetleri düzenleyerek davalı şirkete teslim ettiğini, davalı şirkete toplam olarak 89.000,00 TL ödeme yapıldığını, ancak sonradan müvekkilinin davalı şirkete olan toplam borcunun 68.309,19 TL olmasına rağmen fazladan ödeme yapıldığının anlaşıldığını, bunun üzerine davalı aleyhine menfi tespit davası açıldığını ve müvekkili tarafından davalıya fazla ödeme yapıldığının ve müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olduğunu, bunun yanında taraflar arasında var olan ticari ilişkisinin devamının planlanması nedeniyle avans çekleri ve avans senetleri dışında ayrıca davalı şirket alacaklarını teminat altına almak için ve davalının talebi üzerine diğer davacı... (...'ın annesi) tarafından maliki bulunduğu taşınmaz üzerine davalı şirket lehine 100.000,00 TL bedelli teminat amaçlı ipotek tesis edildiğini, ancak akabinde taraflar arasındaki ticari ilişkinin karşılıklı olarak sona erdirilmesi nedeniyle davalı şirket lehine yapılan ipoteğin mesnetsiz kaldığını, bunun üzerine müvekkili tarafından amacı ve mesnedi kalmayan bu ipotek işleminin davalı şirketten terkininin talep edildiğini, ancak haklı taleplerinin yerine getirilmediğini, aksine davalı şirket tarafından haksız olarak dava konusu teminat ipoteğine dayanarak müvekkilleri aleyhine İzmir 3. Noterliği'nin 13/04/2006 tarih ve 07641 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkillerinin 54.776,00 TL borcu olduğunu ve borç ödenmediği takdirde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinin yapılacağının ihtar edildiğini, bunun üzerine taraflarınca yasal süresi içersinde Kadıköy 17. Noterliği'nin 20/04/2006 tarih ve 07141 yevmiye nolu ihtarnamesi muhataba cevap verildiğini ve herhangi bir borcun bulunmadığının ve ipoteğin kaldırılmasının ihtar edildiğini, davalı şirket tarafından kötü niyetle Eyüp 1.İcra Müdürlüğü'nün (yeni İstanbul 25.İcra Müdürlüğü'nün) 2006/2594 esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını, taraflarından yasal süresi içinde takibe itiraz edildiğini, davalının haksız ve kötüniyetli eylemleri nedeniyle müvekkilleri tarafından İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2007/314 esas sayılı dosyasıyla menfi tespit davası açıldığını ve akabinde İstanbul 24.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/40 esasına kaydedildiğini, davanın neticesinde müvekkillerinin davalı tarafa borçlarının olmadığının ve davalı şirkete fazla ödeme yaptıklarının tespit edildiğini, anılan kararın derecattan geçerek kesinleştiğini, ipoteğin bedelsiz kalmasına rağmen davalı tarafından ipoteğin fekkinin yapılmadığını ileri sürerek, dava konusu olan ve davacı ... yararına, davalı şirket lehine, diğer davacı... (...'ın annesi) tarafından maliki bulunduğu İstanbul ili, Eyüp ilçesi, Alibeyköy Mahallesi, Filköprüsü Sokağı mevkiinde 246 DV-2D pafta, 568 ada, 4 parsel sayılı taşınmazın 11900/21226 hissesi üzerine 04/01/2006 tarih ve 87 yevmiye nolu olarak konulmuş olan 100.000,00 TL bedelli teminat amaçlı limit ipoteğinin amacı ve mesnedinin kalmamış olması nedeniyle ipoteğin fek edilmesini, fek işleminin ilgili Tapu Müdürlüğüne ve tapudan bu ipotek işleminin silinmesini, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini, ayrıca davalı şirket kötüniyetle hareket ettiğinden, HMK 329. maddesi gereği müvekkili ile aralarında İstanbul Barosu Avukat-Vekil eden arasındaki en az ücret çizelgesine göre akdedilen vekalet sözleşmesi ücreti olan 12.000,00 TL + 2.160,00 KDV olmak üzere toplam 14.160,00 TL olan sözleşmeye bağlı vekalet ücreti bedelinin tamamının davalı şirketten tahsili ile dosyada vekil olarak taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; İstanbul 24. İcra Müdürlüğü'nün 2014/13039 esas sayılı dosyasından davacılara gönderilen muhtıradan anlaşılacağı üzere davacıların 30/02/2014 tarihi itibariyle müvekkiline 20.639,59 TL borçlu olduklarını, muhtıraya rağmen borçlarını ödememeleri nedeniyle davacıların ipoteğinin fekkine ilişkin açtıkları davanın koşulunun yerine getirilmediğini, bu davanın ön koşulunun ipotek borçlusunun (davacıların) ipotek tesis eden alacaklıya karşı borçlu olmamaları olduğunu, davacıların dava açtıkları tarihte müvekkiline borçlu olduklarını, taraflar arasında görülmüş davadan sonra davacıların ipoteğin fekki için talepleri ve ihtarlarının bulunmadığını, ayrıca keyfi düzenlenmiş sözleşme ile avukatlık ücretini talep edemeyeceklerini savunarak, davanın reddini ve öncelikle davacının İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğü'nün 2014/13039 esas sayılı dosyasında ödeme gününe göre belirlenecek borçlarının ödenmesinin ön koşul olduğunun belirlenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ... ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı ...'ın davalı şirketten emtia satın aldığı, satın aldığı bu emtialar için davalı şirkete avans çekleri ile avans senetleri düzenleyerek teslim ettiği, ayrıca davalı şirketin talebi üzerine davacı ... yararına, diğer davacı... (...'ın annesi) tarafından maliki bulunduğu İstanbul ili, Eyüp ilçesi, Alibeyköy Mahallesi, Filköprüsü sokağı mevkii, 246 DV-2D pafta, 568 ada, 4 parsel sayılı taşınmazın 11900/21226 hissesi üzerine 04/01/2006 tarih ve 87 yevmiye nolu olarak davalı şirket lehine 100.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği, ipoteğin tesis amacına uygun ödemelerin yapıldığı, İstanbul 24.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/140 esas sayılı dosyasında davacıların Eyüp 1.İcra Müdürlüğü'nün 2006/2594 esas sayılı icra takip dosyasındaki ipotekli takipten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine ilişkin kesinleşmiş kararı bulunduğu anlaşıldığından, davacılardan ... yararına diğer davacı...'ın maliki olduğu İstanbul ili, Eyüp ilçesi, Alibeyköy Mahallesi, 568 ada, 4 parsel sayılı, 212,36 m2 yüzölçümlü bahçeli kargir ev vasıflı taşınmazın 11900/21226 hissesi üzerine davalı Vena Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş lehine tesis edilen ipoteğin fekki davasının koşullarının oluştuğu gerekçesi ile, davanın kısmen kabulü ile İstanbul ili, Eyüp ilçesi, Alibeyköy Mahallesi, 568 ada, 4 parsel nolu bahçeli kargir ev nitelikli taşınmazda davacı...'ın 11900/21226 hissesi üzerine alacaklı Vena Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş lehine konmuş 100.000,00 TL bedelli 04/01/2006 tarih 87 yevmiye nolu ipoteğin terkinine (fekkine) karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalının ihtara konu ettiği alacağın, mal alım satımından kaynaklanmayıp kesinleşen davada ilamın icrası ve infazı nedeni ile fazla ödenen miktarın istirdat hükmüne bağlanmadan doğrudan tahsili için yapılan icra takibinin iptalinden kaynaklandığı, yani davalının davacıdan olası alacağının ticari alım satımdan değil, yanlış ifa edilen icra işlemlerinden kaynaklanan bir alacak olduğu, bu durumda zaten bu alacağın ipotek kapsamında bulunmadığı gerekçesi ile, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 5.123,25 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 30/03/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi, bu kararında temyiz incelemesi sonucunda onanması durumunda Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilecek istinaf red harcı ile Yargıtayca hükmedilecek onama harcının maktu mu yoksa nisbi mi olacağına ilişkindir.
T.C. Anayasasının 73/3 maddesinde "Vergi, resim, harç vb. mali yükümlülüklerin Kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı",
492 sayılı Harçlar Yasası'nın 2. maddesinde "Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı",
(1) sayılı Tarifenin III karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde "Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı",
1/e maddesinde "yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, ve Yargıtay'ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı"
2.a maddesinde de "1. fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlarla, davanın reddi kararı ve icra tetkik merciilerinin 1. fıkra dışında kalan kararlarında" maktu harç alınacağı düzenlenmiştir.
Bölge Adliye Mahkemelerinde işin esasını hüküm altına aldığı kararlar, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek verdiği ve icrai kabiliyeti söz konusu olan kararlardır. Bu kararlar ise, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK 353/1-b-2,3 maddelerine göre davanın kabulü veya reddi yönünde verilen kararlardır. İlk Derece Mahkemesi Kararının İstinaf incelemesi sonucunda doğru bulunarak verilen "istinaf başvurusunun esastan reddi" kararı davanın esası hakkında verilen ve işin esasına bölge adliye mahkemesince girilip verilmiş ve icra edilecek bir karar değildir. İlk Derece mahkemesi kararı geçerliliğini sürdürmektedir. Bu itibarla konusu belli bir değere ilişkin davada, davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı 1 sayılı Tarifenin III-1-a maddesinde ifade edilen "esas hakkında" karar niteliğinde bulunmadığından Bölge Adliye mahkemesince nisbi değil, maktu karar ve ilam harcının alınması gerekmektedir.
Başvurunun esastan reddinde, aslında davanın esasına girilmemekte, ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunduğundan dava hakkında ayrıca karar verilmemektedir. Kanun koyucunun buradaki "esastan" ifadesini, istinaf başvurusu sırasında dilekçeye, harca, süreye vb. şekli hususlara ilişkin bir eksiklik olmaması, istinaf sebeplerinin incelenerek ilk derece kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamasıdır. (Pekcanıtez-Usul-Medeni Usul Hukukun Sh. 2270 vd)
Keza İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karar temyiz incelemesi olmadığı için onama kararı niteliğinde de değildir. (Pekcanıtez-Atalay-Özekes Sh. 583, Konuralp, Uluslararası Toplantı Sh. 260, Özekes-100 soruda İstinaf ve Temyiz sh. 99)
1) Sayılı Tarifenin III-1-e maddesi tasdik (onama) edilen kararlar için nisbi karar ve ilam harcı alınacağını düzenlemiş olduğundan Bölge Adliye Mahkemesinin kararı niteliğine göre nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi mümkün olmayıp bu nedenle de maktu harç alınmalıdır.
Aksi düşüncenin kabulü T.C. Anayasası'nın 73/3 maddesindeki "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağına" ilişkin temel hükme de aykırılık teşkil edecektir ki vergi ve harç yükümlülüğü konusunda kıyas veya yorum yoluyla yükümlülük getirilmesi mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta, nisbi değere tabi bulunan davada, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhinde davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ve nisbi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı hükmedilen karar ve ilam harcı yönünden yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir.
Diğer taraftan davalı, istinaf başvurusunun esastan reddi kararını temyiz etmiş olup, red kararının temyiz incelemesi sonucunda alınması gereken onama harcı (1) sayılı Tarifenin 2.a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Kararının, niteliğine göre maktu olmalıdır.
Bu halde, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki nisbi karar ve ilam harcının maktu karar ve ilam harcı olarak düzeltilmesi suretiyle HMK 370/1. maddesi gereğince kararın onanması, Daire onama ilamında da nisbi yerine maktu onama harcına hükmedilmesi gerekirken karar ve ilam harçları konusunda yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.