3. Hukuk Dairesi 2017/5368 E. , 2017/13617 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının 01/09/2001 ve 01/04/2002 başlangıç tarihli sözleşmeler ile davacıya ait taşınmazlarda kiracı olduğunu, on yıllık uzama süresinin dolduğunu belirterek tahliyeye karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 01/09/2001 tarihli sözleşme için 01/06/2015 tarihinden önce tebligat yapılması gerekirken 12/06/2015 tarihinde tebligat yapılması, 01/04/2002 tarihli sözleşme için ise 01/01/2015 tarihinden önce tebligat yapılması gerekirken 05/03/2015 tarihinde tebligat yapılması sebebiyle her iki sözleşmeyle ilgili ihtarlarda en az 3 ay önce ihtar zorunluluğunun yerine getirilmemesi sebebiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 347. maddesinde; “Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir." düzenlemesi, 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun geçici 2. maddesinde de; “Bu Kanunun 1 inci maddesinin son cümlesi hükmü bir defaya mahsus olmak üzere, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce Türk Borçlar Kanunu"nun 347 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden on yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl; on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl sonra uygulanır.” düzenlemesi bulunmaktadır
Davaya dayanak 01/09/2001 başlangıç tarihli kira sözleşmesi 1 yıl süreli olup, kira sözleşmesi TBK."nun 347.maddesi uyarınca süre sonunda yenilenmiş, sözleşmenin 10 yıllık uzama süresi 01/09/2012 tarihinde dolmuş; yine 01/04/2002 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli kira sözleşmesinde, 10 yıllık uzama süresi 01/04/2013 tarihinde dolmuş olup, her iki sözleşme açısından da Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihte henüz on yıllık uzama süresi gerçekleşmemiştir. 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçici 2.maddesi uyarınca, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce TBK.nun 347.maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden 10 yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl sonra uygulanacağı belirtildiğinden, davacının dava hakkı 01/07/2017 tarihinden sonra doğacak olup, davanın açıldığı 17/09/2015 tarihi itibariyle Türk Borçlar Kanununun 347. maddesinin son cümlesinin henüz uygulanması olanağı bulunmadığından davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de sonucu itibariyle karar redde ilişkin olduğundan hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasna karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek hükmün değiştirilen gerekçe ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
10/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.