Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8762
Karar No: 2017/13674
Karar Tarihi: 10.10.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/8762 Esas 2017/13674 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/8762 E.  ,  2017/13674 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen dava sonucunda verilen hüküm asıl dava davacısı, asıl dava davalısı (birleşen dosya davacısı) ve birleşen dosya davalısı tarafından temyiz edilmiş, duruşmalı olarak incelenmesi birleşen dava davalısı tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 10.10.2017 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; davacı vekili Av.....geldi. Davalı vekili Av.....geldi. Birleşen dosya davalısı asil ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Asıl davada davacı, davalı ile arasında 12.06.2009 tarihinde akdedilen sözleşme gereğince ... Yeddiemin Otoparkında %33 oranında net karla ortak olduğunu ve mesul müdür olarak çalıştığını, ortak olabilmek için davalıya 6.000 TL nakit para, bir adet bilgisayar, bir adet internet modemi ve buna bağlı olarak 2357681 telefon nolu hatlı telefonunu verdiğini, davalının otoparkı muvafakatini almadan üçüncü şahıs ... ile akdettiği 15.12.2009 tarihli devir sözleşmesi ile devir edildiğini öğrendiğini ve ortaklıkta kendisine kar payı verilmediğini belirtilerek, 11.880 TL %33 kar payının, işletme telefonlarının ödenen borçları olan 250-TL.nin, bilgisayar ve modem bedeli olarak ta 1.500 TL"nin ve 6.000 TL ortaklığa ödenen nakit paranın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Asıl davada davalı ..., yeminli beyanında, davacı ile ortak olmak için sözleşme imzalandığını fakat davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, 6.000 TL ortaklık payını vermediğini ve işyerini dava dışı üçüncü şahısa devrettiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.

    Mahkemece asıl dava hakkında, 6.000 TL sermaye ve %33 kar payı yönünden açılan davaların reddine, modem ve bilgisayar yönünden davanın kısmen kabulüne, 300 TL"nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, aşan taleplerin reddine, telefon gideri yönünden istemle bağlı kalınarak 250 TL"nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınıp davacı tarafa verilmesine, karar verilmiş; hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay .....3.Hukuk Dairesi"nin 21.03.2012 gün ve 2011/20054 E- 2012/7373 K sayılı ilamı ile "...Taraflar arasında Borçlar Kanunu" nun 520. ve devamı maddelerinde düzenlenen adi bir ortaklık ilişkisinin kurulduğu dosya kapsamı ve taraf beyanları ile sabit olduğu, davanın adi ortaklığın feshi ve tasfiyesini içerdiği, taraflar arasında tasfiye konusunda herhangi bir sözleşme bulunmadığından adi ortaklığın geliri, gideri ve borçları tek tek hesaplanmak suretiyle BK. 538 ve devamı maddeleri gözetilerek, otoparkın 3. şahsa devredildiği 15.12.2009 tarihi itibarı ile tasfiye yapılarak, sonucuna göre karar verilmesi..."gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında davalı tarafından ... aleyhine açılan dava iş bu dava ile birleştirilmiştir.
    Birleşen davada davacı ...; ... yediemin otoparkı ile ilgili işletme hakkını 15.12.2009 tarihli sözleşme ile davalı ..."e devrettiğini, davalının sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşme nedeniyle kendisine ödenmesi gereken bedelleri ödemediğini ileri sürerek sözleşmeden ... alacağını ve sözleşmede kararlaştırılan cezai şart dahil olmak üzere 72.500,00-TL" nin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davalı ... cevabında; davacının 15.12.2009 tarihli sözleşmeye istinaden devir bedeli istemiş olduğunu, ... 3. Noterliğinin 25.01.2010 tarihli 600 yevmiye nolu beyannamesi ile davacının tüm haklarından feragat ederek iş yerini devrettiğini, noter kanalı ile yapılan sonraki tarihli sözleşme nedeniyle önceki anlaşmaların geçerliliğinin kalmadığını, kaldıki sözleşmenin feshinin talep edilmediğini, dolayısıyla sözleşmeye itibar edilse dahi cezai şart talep edilemeyeceğini, işletmeyi devraldıktan sonraki vergi ve sigorta borçlarını ödediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; Yargıtay bozma kararında otoparkın üçüncü şahsa devredildiği 15.12.2009 tarihi dikkate alınarak tasfiye yapılması sonucuna göre karar verilmesi hususuna işaret edilmiş ise de Yargıtay kararının ortaklığın ... ve ... arasında olduğu, üçüncü şahıs olarak ..."e devir tarihinin esas alınması gerektiğini vurgu yapılmış ise de bozma sonrasında birleşik dava kapsamından ve tarafların beyanlarından adi ortaklığın aslında başından beri 3 kişinin katılımıyla kurulduğunun mahkemece kabul edilerek ortaklar dışında dördüncü şahsa devir tarihi itibariyle ortaklığın aktif ve pasifi dikkate alınarak ortakların birbirlerinden talep edebileceği bedel dikkate alınarak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, birleşik davacının sözleşmeye aykırılık nedeniyle açtığı alacak ve cezai şarta alacağına ilişkin davanın reddine, diğer bölüm yönünden 78.433,45 TL"sinin ..."den alınarak ölü davacı ... mirasçılarına verilmesine, 76.933,45 TL"sinin ..."den alınarak ..."a verilmesine, bu suretle ..., ... ve ... adi ortaklığın feshine karar verilmiş, hüküm asıl davanın tarafları ve birleşen davanın tarafları tarafından temyiz edilmiştir.

    1-) 6100 sayılı HMK, yargılamaya hakim olan ilkeler başlığı altında 24-33. maddelerinde, medeni yargı alanında geçerli ilke ve kuralları düzenlemiştir. Bunlardan birisi de taraflarca getirilme (hazırlama) ilkesidir.
    Taraflarca getirilme ilkesi, davanın malzemesi olan vakıaların ve delillerin taraflarca getirilmesi, hakimin kendiliğinden vakıaları gözetememesi ve delil toplayamamasıdır. Nitekim bu husus, Kanunda açıkca ifade edilmiştir. HMK"nun 24.maddesi "Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hakim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. Kanunla belirtilen durumlar dışında, hakim, kendiliğinden delil toplayamaz" hükmünü ihtiva etmektedir.
    Bir özel hukuk ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlık söz konusu olduğu için, Kanun, tarafların uyuşmazlık noktaları konusundaki iradesine itibar etmektedir. Bu bakımdan medeni yargıda hakim, tarafların ileri sürdüğü ve davaya getirdiği vakıalarla bağlı olup, onların söylemediği vakıaları dikkate alamadığı gibi, bunları hatırlatabilecek davranışlarda da bulunamaz. Aynı zamanda bir davada hüküm ancak bu davanın tarafları hakkında verilir.
    Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
    Bu ilke, kamu düzeni ile ilgili olup; Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak somut olay değerlendirildiğinde; asıl davada davacı ..., davalı ... aleyhine aralarında adi ortaklık olduğunu ileri sürerek, bu ortaklıktan dolayı alacak talebinde bulunmuş, birleşen davada ise davacı ..., davalı ... aleyhine işletme hakkına sahip olduğu ... Yediemin Otoparkındaki işletme hakkını 15.12.2009 tarihli sözleşme ile davalıya devrettiği, davalının devir sözleşmesi ile üstlenmiş olduğu yükümlülükleri yerine getirmemesi nedeniyle alacak talebinde bulunmuştur. Asıl davada davacı, birleşen davanın davalısı ile bir ortaklığı olduğuna ilişkin vakıa belirtmediği gibi davasında da davalı olarak göstermemiştir. Mahkemece, asıl davada, dava sebebi olarak gösterilmeyen bir vakıa dikkate alınarak , davada taraf olmayan, dava açısından 3. şahıs konumunda olan ... aleyhine hüküm tesis edilmesi, aynı zamanda asıl davada daha önce verilen kararın Yargıtay Dairesince bozulmasına karşın bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulması, yine birleşen davada dava sebebi olmayan bir vakıa benimsenerek hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Bu durumda mahkemece, asıl ve birleşen davada, davacı tarafın iddiaları, davalı tarafın savunmaları, tarafların ileri sürdüğü vakıalar ve deliller değerlendirilerek, asıl davada bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, asıl ve birleşen dava için ayrı ayrı hüküm tesisi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

    2-) Bozma nedenlerine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen asıl dava davacıları için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.480 TL vekalet ücretinin davalı ..."tan alınarak asıl dava davacılarına verilmesine,Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen birleşen dava davalısı ... için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.480 TL vekalet ücretinin davalı ..."tan alınarak birleşen dava davalısı ..."e verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi