10. Hukuk Dairesi 2017/3339 E. , 2017/8726 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, ilamında belirtildiği şekilde davalı ... yönünden reddine, davalı ... yönünden yazılı şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan en son bozma ilamında “...davalı..."e ait binada kazazede ...2 metre uzunlunda rulo ile 3. kat pencerisinden dış cepheyi boyarken yakınından geçen OG enerji hattına temas etmesi neticesinde elektrik çarpması sonucu düşerek yaralanması olayının 2.4.2006 tarihinde meydana geldiği, peşin sermaye değerli gelirin onay tarihinin 29.8.2009 tarihi olduğu, davacı ... ile davalı ... arasında kabule karar verilen davada 12.5.2011 tarihinde alınan bilirkişi raporunda ..."nın kusurlu olduğunun saptandığı, bozma kararından sonra ... aleyhine 3.7.2014 tarihinde dava açıldığı, asıl dava ile birleştirildiği, davalı ..."nın kazada sorumluluğu olduğuna ilişkin kusur raporunun tarihinin 12.5.2011 tarihi olduğu, bu tarih itibariyle failin kurum tarafından öğrenilmiş olduğunun kabulu karşısında, ... aleyhine açılan davanın tarihi itibariyle süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunan davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği....” belirtilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulun 16.03.2005 tarihli 2005/13-97 Esas, 2005/150 Karar sayılı ilamı ve aynı şekilde Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 04.02.1948 gün ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına baktığımızda; ıslahın, iyiniyetli tarafın, davayı açtıktan veya kendisine karşı bir dava açıldıktan sonra öğrendiği olgularla ilgili yanlışlıklarını düzeltmesine, eksiklikleri tamamlamasına, bu çerçevede yeni deliller sunabilmesine olanak sağlayan bir kurum olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki; taraflardan birine davanın herhangi bir aşamasında ıslah olanağı tanınması, davaların sonu alınamayacak şekilde uzamasına neden olmak gibi bir sakıncayı da
içermektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 177’nci maddesinde ıslahın yalnızca tahkikat bitinceye kadar yapılabileceği öngörüldüğüne ve temyiz faslında da, bozmadan sonra dahi ıslahın olanaklı bulunduğuna dair açık veya örtülü bir hüküm yer almadığına göre, Kanunun bu olanağı bir devre ve zaman ile sınırlandırdığı kabul edilmelidir. Dolayısıyla, 177’nci maddesine bakılarak, bu istisnai yolun bozmadan sonraki aşamalara da yaygınlaştırılması, bozmaya uyulmasıyla kazanılan hakları ihlal edebileceği gibi, davanın tamamen ıslah edildiği hallerde, işin sonuçlandırılmasını da güçleştirir. O halde, ıslahla ilgili kuralların, yargılamanın sadeliği, basitliği ve çabukluğunu amaçlayan diğer usul hukuku ilkeleriyle bağdaşacak şekilde yorumlanması; bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı sonucuna varılması zorunludur.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda davalı ... yönünden reddine kararı isabetli isede, en son bozma kararını davalı ... tarafından temyiz edilmemiş ise de İçtihatı Birleştirme Kararı davacı Kurum yönünden oluşan usulü kazanılmış hakkın istisnasını oluşturmakta olup, Yargıtay Hukuk Genel Kurulun 16.03.2005 tarihli 2005/13-97 Esas, 2005/150 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 4.2.1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı kararları uyarınca bozmadan sonra ıslah yapılabilmesi mümkün olmadığı gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Ayrıca davalı ... alacağın bir kısmını ödediği iddiası gözetilerek, mükerrer ödemeye meydan verilmemesi açısından, ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa tarih ve miktarı yönünden dayanağı belgeler de getirtilerek yöntemince araştırıldıktan sonra, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ve davalı ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı..."e iadesine, 07.12.2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.