3. Hukuk Dairesi 2017/5469 E. , 2017/13735 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının halen kiracı olarak kullandığı dava konusu taşınmazları, kiraya veren ..... 08.12.2014 tarihinde satın aldığını, davalı şirkete ... Noterliğinin 29.12.2014 tarihli ve 18297 yevmiye nolu ihtarnamesini göndererek yeni malik olduğunu ve taşınmazdaki dükkanları işyeri olarak kullanacağını bu nedenle de eski malik ile davalı şirket arasında yapılan kira akdinin yenilenmeyeceğini bildirdiğini ancak davalı tarafından tahliye edilmediğini belirterek davalının dava konusu taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ise; davacının talebinin haksız ve yersiz olduğunu, davacının başkaca taşınmazlarının bulunduğunu, bu taşınmazlara ihtiyacının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davacıya ait şirketin ... Sicil Gazetesinin 11.07.2014 tarihli ve 8610 sayılı nüshasında, ... Kuyumculuk İthalat İhracat İnşaat .... olarak tescil edildiği belirtilmek suretiyle ihtiyacın zorunlu ve samimi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Konut ya da çatılı işyeri niteliğindeki bir taşınmazı iktisap eden kimse dilerse eski malik ile kiracı arasında yapılmış sözleşmeye dayanarak sözleşmenin sonunda bir ay içinde, dilerse TBK.’nun 351.maddesi uyarınca edinme günü de dahil olmak üzere edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla edinme tarihinden itibaren altı ay sonra ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilir. Davanın altı ayın sonunda hemen açılması şart olmayıp sözleşme sonuna kadar açılması mümkündür. Ancak edinmeyi izleyen bir ay içerisinde bildirimin tebliği zorunlu olup bunun sonradan giderilmesi mümkün değildir. Açılacak davada tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın varlığının kanıtlanması gerekir.
İhtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak davalarda dava hakkı kural olarak kiralayana aittir. Ancak kiralayan durumunda olmayan malikin de bu davaları açabileceği içtihaden kabul edilmiştir. Kiralanan paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği halinde mülkiyete konu teşkil ediyorsa tüm ortakların davaya katılmaları gerekir. Bu koşullar birlikte dava açma şeklinde gerçekleşebileceği gibi bir paydaş tarafından açılan davaya sonradan diğer paydaşların onaylarının alınması şeklinde de sağlanabilir. Pay ve paydaş çoğunluğu yargılama sırasında sağlanabilir ise de ihtarnamedeki eksiklik sonradan tamamlanamaz.
Olayımıza gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.05.2010 başlangıç tarihli ve altı ay süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosyada bulunan tapu kaydından taşınmazın kiraya verenden satın alındığı ve davacının 1/5 paylı malik olduğu, iktisap ve ihtiyaç iddiasına binaen davalıya gönderilen ihtarnamenin ise davacı paylı malik tarafından kendi adına gönderildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda pay ve paydaş çoğunluğu tarafından ihtar gönderilmediğinden mülkiyete dayalı olarak açılan dava yerinde değildir.
Ne var ki; TBK’nun 310. maddesi gereğince kiralananın mülkiyetinin kiralayan malik tarafından üçüncü kişiye devri ile birlikte, kiralayan ve kiracı arasındaki kira sözleşmesi tüm hak ve borçları ile birlikte yasa gereği kendiliğinden yeni malike geçer. Bu durumda; önceki kiraya veren ile davalı kiracı arasında yapılan sözleşmenin 01.05.2010 tarihli ve altı ay süreli olduğu, altı aylık sürenin bitiminden itibaren sözleşmenin 01.11.2011 tarihinden itibaren yıldan yıla yenilendiği, sözleşme gereğince açılan davada davalıya gönderilen ve 31.12.2014 tarihinde tebliğ edilen ihtarnameye göre de davanın 01.11.2015 tarihinden sonraki dönem sonuna kadar açılması gerekeceği, bu nedenle de 10.06.2015 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kiralananın tahliyesine kararı verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.