20. Hukuk Dairesi 2015/839 E. , 2015/7603 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde müvekkilinin ... ... mahallesi 2039 ada 9 parsel sayılı 17.289,54 m² taşınmazın tamamının sahibi olduğunu, bu taşınmazın müvekkiline babasından, babasına da dedesinden kaldığını, 1972 yılına ait 1/25000 ölçekli memleket haritasında fındıklık olarak görünen toplam 10 dönümlük alanın orman kadastro komisyonlarınca yapılan orman sınırı dışına çıkarma işlemi (2/B uygulaması) sırasında hatalı ölçüldüğünü, müvekkilinin kullanımında olan ... ... mahallesi 2039 ada 9 parsel sayılı taşınmazda, 1972 yılına ait memleket haritası, 1982 yılına ait hava fotoğrafları uygulanarak yeniden tespit yapılmasını ileri sürerek, eksik yazılan kısmın müvekkili adına tespit ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Kadastro Mahkemesince, 3402 sayılı Kanunun ek 4. maddesinin dördüncü fıkrası gereğince güncelleme çalışmaları yapıldığı, ancak davanın askı ilan süresinden sonra açıldığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, bu kararın kesinleşmesi ve tarafların talebi üzerine dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir
Mahkemece; 2/B olarak taşınmazların orman sınırları dışına çıkarılma işlemi bir idarî işlem olduğundan, yapılan tesbitin dışına çıkılarak sınırların ormana doğru genişletilerek taşınmazın yüz ölçümünün büyütülmesi mümkün olmadığından tespit tutanağı düzenlenen ve 2/B olarak belirlenen taşınmazlar dışındaki yerlerin orman sınırları içerisinde kalması ve bu yerlerin zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı da gözetilerek açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, güncelleme çalışmalarına itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre 1939 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra, 1744 sayılı Kanuna göre yapılarak, 07.07.1975 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması bulunmaktadır. Bu işlemlerden sonra, yörede 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre 2/B madde uygulaması 07/03/1988 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşmiştir.
2010 yılında 3402 sayılı Kanunun ek 4. maddesi gereğince kullanım kadastrosu ve düzeltme işlemleri yapılarak kesinleşmiştir.
2013 yılında 6292 sayılı Kanunun 11. maddesinin onuncu fıkrası gereğince düzelteme çalışmaları yapılmıştır.
Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de; yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. Davacı dava dilekçesi ile; 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosu ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan taşınmazlarda yapılan düzeltme işlemleri sırasında, 2039 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 17289,54 m2 yüzölçümü ile kendi kullanımında olduğunun belirlendiğini, oysa kendi kullanımında olan ve 2039 ada 9 parselle bütünlük gösteren yaklaşık 10 dönüm kadar taşınmazın ölçülmediğini, 2010 yılında yapılan zemine aplikasyon ve 2/B hattının düzeltme işlemleri sırasında, tutanak, zemin ve pafta uyumsuzluğu dikkate alınmaksızın 1988 yılında düzenlenen orman haritasındaki sınırların esas alınması nedeni ile taşınmazının 10 dönüm eksik ölçüldüğünü belirterek, tutanak, pafta ve zemin uyumsuzluğunun giderilerek 2039 ada 9 parsel sayılı taşınmazın memleket haritası ve hava fotoğraflarından yararlanılarak yeniden tespit edimesini istemiş olup, mahkemece dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde yapılan orman tahdit çalışmalarına ilişkin tutanaklar getirtilip, davacının iddiası değerlendirilmeden inceleme ve keşif yapılmadan hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
O halde; mahkemece, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede yapılan tüm tahdit çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın konumunu gösterir orman tahdit harita örneklerinin her biri dosya arasına alındıktan sonra; önceki bilirkişiler dışında halen ... Bakanlığı (... Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ve kullanım kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritaları ve kullanım kadastrosu hariatalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/09/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.