21. Hukuk Dairesi 2015/20964 E. , 2015/22469 K.
"İçtihat Metni" Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Zonguldak 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 09/09/2015
NUMARASI : 2014/363-2015/666
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, 06.04.2011 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu yaralanarak % 13,1 oranında sürekli iş göremezliğe maruz sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının iş kazasına bağlı oluşan % 13,10 maluliyeti nedeniyle 17.682,23-TL maddi, 9.500,00-TL"de manevi tazminatın olay tarihi olan 06.04.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki öncelikli uyuşmazlık davacı sigortalının maluliyet (sürekli iş göremezlik) oranının tespiti noktasındadır.
Şöyle ki; 5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.
Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinde; Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü, harp malullüğü sonucu meslekte kazanma gücü kaybı ile erken yaşlanma durumlarının tespiti talebinde bulunan sigortalılar ve hak sahipleri için, yürürlükten kaldırılan ilgili sosyal
./..
güvenlik mevzuatının 5510 sayılı Yasa’ya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahli Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kululunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme öncelikle Adli Tıp Kurumu ihtisas ve giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Bu açıklamalardan olarak somut olayda, davacının 06.04.2011 tarihli iş kazası nedeniyle Kurumca tespit olunan ilk maluliyetinin %”0”(maluliyeti yok) olduğu, sigortalının buna itirazı üzerine YSK"nın da aynı değerlendirmede bulunarak davacı için“maluliyet tayinine yer olmadığına” kararı verdiği, davacının Kurum Hastanelerinde yeniden muayene edilip buradan alınan raporlara göre bu kez “Artma” kaydı ile maluliyetinin %13,10 olduğunun kabul edildiği, davacının bu maluliyet oranına göre eldeki davasını açtığı, davalı TTK vekilinin davaya cevabında davacının maluliyet oranına itiraz edip 5510 sayılı Yasanın 95. maddesi kapsamında kazalının maluliyetinin ortala konulmasını istediği hususlarında tartışma bulunmamaktadır. Tartışma Kurumca “Artma” kaydı ile %13,10 olarak tespit olunan bu maluliyete davalının itirazının bulunmasına göre bu itiraz doğrultusunda araştırma yapılmadan neticeye varılmasının doğru olup olmadığı noktasındadır. Şüphesiz ki; maluliyet oranına yapılan bu itirazı haklı çıkartacak bir veri dosyada mevcut ise hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında bu hususta araştırma yapması gerekecektir. İşbu dosyada da ilk olarak davacının 06.04.2011 tarihli olayda maluliyetinin doğmadığı, kontrol muayenesinin de gerekmediği tespitini yapan Kurum(SGK), sonrasında davacı maluliyetini “artma” kaydıyla %13,10 olarak ortaya koymuştur. Yani Kurum sonraki işlemi ile davacının 06.04.2011 tarihli kaza sonrası oluşan rahatsızlığında “gelişen”bir durum olduğunu kabul etmiş ve davacının maluliyetinin bu nedenle arttığını değerlendirmiştir. Bu hale göre Kurumun davacı maluliyetine dair ortaya koyduğu farklı tespitler sonrasında davalının itirazını haklı çıkaran veriler dosyada var olup bu itirazların giderilmesi için yukarıda belirtilen silsileye göre rapor araştırma yapmadan neticeye varılması doğru görülmemiştir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılması gereken iş; davacı kazalının 06.04.2011 tarihli iş kazası nedeniyle oluşan maluliyet oranını ve yine kazalıdaki mevcut bu maluliyet oranının hangi tarihten itibaren var sayılması gerektiğini bildirilmesi için önce Yüksek Sağlık Kurulundan, gerektiğinde ise Adli Tıp Kurumu İhtisas ve giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alarak dosyadaki tüm delilleri bir arada değerlendirip neticesine göre karar vermekten ibarettir.
O halde davalı TTK vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 14.12.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.