23. Hukuk Dairesi 2012/3448 E. , 2012/7211 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki birleştirilen tapu iptali tescil, olmazsa tazminat ve ortaklıktan çıkarma kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, asıl davada, davalı kooperatif üyesi olan müvekkiline, kur"ada 1 no"lu dairenin isabet ettiğini, dairede bir takım imalatlar yaptığını, ferdi mülkiyete geçilerek söz konusu dairenin tapusunun verilmesini bekleyen müvekkilinin, gerçeğe aykırı miktarlarla borçlu gösterilerek kooperatiften ihraç edildiğini, ihraç kararının, mahkemece iptaline karar verildiğini, ancak davalı kooperatifçe davanın sonucu beklemeden müvekkiline tahsis edilen dairenin, diğer davalı ..."a tahsis edildiğini ileri sürerek, öncelikle 1 no"lu dairenin davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkil adına tesciline, bu talebin kabul edilmemesi halinde, müvekkilinin kooperatife yaptığı ödemelerin yasal faiziyle birlikte davalı kooperatiften tahsiline; birleşen davada ise, müvekkilinin dördüncü kez davalı kooperatiften haksız olarak ihraç edildiğini ileri sürerek, yönetim kurulunun 19.08.2008 tarih ve 66 sayılı ortaklıktan çıkarılma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı kooperatif vekili, davacıya herhangi bir tahsis işleminin yapılmadığını, ihraç kararının hukuka uygun olduğunu savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Asıl davada davalı ... vekili, müvekkilinin davaya konu daireyi emlakçı aracılığıyla aldığını, daire karşılığı yönetim kurulu başkanı...."a 59.000,00 TL ödediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının kooperatiften ihracına dayanak ihtarnalelerdeki borç miktarı ile gerçek borç miktarı arasında fahiş bir fark bulunmadığı, ihtarların usule uygun olduğu gerekçesiyle, birleşen ortaklıktan çıkarma kararının iptali davasının reddine; davacının davalı kooperatiften haklı nedenle ihraç edildiği, davacının kooperatif üyesi olmadığı bu nedenle, tapu iptal davası açmakta hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle, asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazları yönünden;
a-Asıl dava, kooperatif ortaklığına dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen dava ise ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu sıfatı sona erecek olursa artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. Zira, bu husus dava koşulu olup, davacının bu sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur ve bu yön mahkemece re"sen gözönünde bulundurulmalıdır. Mahkemece ihraç kararının iptali davası ile tapu iptal ve tescil davasının ayrı ayrı görülmesi, üyelik hak ve sıfatına bağlı olarak tapu iptal ve tescil davası açan davacının, aktif husumetinin belirlenmesi için ihraç kararının iptali davasının bekletici mesele yapılması gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmamıştır.
b-Bozma nedenine göre, davacının asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin birleşen davaya ilişkin temyiz itirazlarına gelince,
Birleşen dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Kooperatif tip anasözleşmesinin 14/2. maddesine göre, parasal yükümlülüklerini otuz gün geciktiren ortaklara ihtarname gönderilmesi gerektiği öngörülmüş olup, davalı kooperatif tarafından keşide edilen 22.04.2008 tarihli birinci ihtarnamede, Nisan 2008 yılı gecikme faizi borcunun da dahil edilerek otuz günlük bekleme süresine uyulmaksızın ihtarname çekildiği ve bu ihtarnameye dayalı olarak davacı hakkında ihraç kararı verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, anasözleşme hükümlerine aykırı ihtarnameye dayanılarak verilen ihraç kararı usulsüz olup, mahkemece iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ :Yukarıda (1-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin asıl davaya, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün asıl ve birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, (1-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06.12.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.