Esas No: 2022/1741
Karar No: 2022/2360
Karar Tarihi: 24.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/1741 Esas 2022/2360 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/1741 E. , 2022/2360 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 43. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23.06.2021 tarih ve 2021/220 E. - 2021/425 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi'nce verilen 30.12.2021 tarih ve 2021/2096 E. - 2021/1658 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının, davaya konu ... Prodüksiyon Reklamcılık Ticaret Limited Şirketi'ni hasım göstererek Bakırköy 4. İş Mahkemesi'nin 2020/175 Esas sayılı dosyasında hizmet tespiti davası açtığını, yargılama sürecinde şirketin sicilden terkin edildiğinin ve kaydının silindiğinin anlaşıldığını, iş mahkemesinde açılan davada iş bu davayı açmak üzere taraflarına süre verildiğini ileri sürerek ... Prodüksiyon Reklamcılık Ticaret Limited Şirketi'nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, şirketin TTK'nin geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 09.10.2015 tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiğini, davalının mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını, davalının davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacaklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, her ne kadar davacının açtığı hizmet tespiti davası nedeniyle iş bu davayı açmakta hukuki menfaati bulunuyor ise de, işbu ihya davası 31/03/2021 tarihinde açılmış olup, şirketin sicil kaydının silindiği 09/10/2015 tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra bu davanın açıldığı, davaya konu şirketin sicil kaydının silindiği tarihte davacı veya davalı olduğu bir dava bulunduğunun tespit olunmadığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ... Sicil Müdürlüğü tarafından davaya konu şirketin TTK geçici 7. madde kapsamında; 30/12/2012 gün ve 28513 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin" Tebliğ'in 5. maddesi uyarınca 09/10/2015 tarihinde münfesih olmaları
nedeniyle ticaret sicil gazetesinde gerekli ilan yapılarak süresi içerisinde bir başvuru yapılmadığından sicil kaydının resen terkin edildiği, davacı taarfından sicilden terkin edilen şirket hakkında Bakırköy 4. İş Mahkemesi'nin 2020/175 Esas sayılı dosyası ile açılan hizmet tespiti davasının derdest olduğu ve davada taraf teşkilinin sağlanması yönünden eldeki davanın 31/03/2021 tarihinde açıldığı, sicil dosyasında davaya konu ... Prodüksiyon Reklamcılık Ltd. Şti. ve şirket temsilcilerine tebliğat yapıldığına ilişkin herhangi bir mazbata/belge sunulmadığı gibi, sicil dosyasında da rastlanılmadığı, buna göre yasa hükmünde öngörülen ihtar koşulunun yerine getirildiği hususu, davalı tarafça ispat edilememiş olup, usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından terkin edilen şirket yönünden davaya konu ihya talebi TTK'nın gecici 7. maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabii olmadığı, davacının devam eden dava dosyası nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki yararı mevcut olup, terkin edilen şirket yönünden ihya koşulları oluştuğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının HMK 353(1)b-2 uyarınca kaldırılmasına; davanın kabulü ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 775955-0 sicil numarasında sicile kayıtlı ... Prodüksiyon Reklamcılık Ltd. Şti.'nin derdest Bakırköy 4. İş Mahkemesi'nin 2020/175 Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması (taraf teşkilinin sağlanması ve kararın infazının temini) işlemleri ile sınırlı olarak resen terkin kararının iptali ile tüzel kişiliğinin ihyasına, yeniden ticaret siciline kayıt ve tesciline, kararın ticaret sicil müdürlüğünde ilanına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. maddesi gereğince sicilden re’sen terkin edilen limited şirketin, terkinden sonra davacı tarafça açılan dava nedeniyle ihyası isteminden ibarettir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7/15.maddesinde "Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği,"
Yasa'nın Geçici 7/1-b maddesinde "bu kanunun yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olan anonim ve limited şirketlerin tasfiye ve ticaret sicil kayıtlarının silinmesinin ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde (Geçici 7.) uyarınca yapılacağı"
Yasa'nın Geçici 7/16 maddesinde de "Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın bu maddenin uygulanmasına ilişkin düzenlemeleri yapmaya yetkili" olduğu vaz edilmiş,
Yasa'nın geçici 7/16 maddesinde verilen yetkiye dayanılarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nca çıkarılan ve 30.12.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan "Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ticaret sicili kayıtlarının silinmesine ilişkin" Tebliğin 5/d maddesinde de "18.05.2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Borsalar Kanunu'nun 10 ve 32. maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tesbit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatiflerin "kapsama giren şirket ve kooperatifler oldukları,
Tebliğin 3. maddesinde de "bu tebliğin, 6102 sayılı Yasa'nın geçici 7. maddesine dayanılarak hazırlandığı" düzenlenmiştir.
Somut olayda, işbu davaya dayanak yapılan Bakırköy 4. İş Mahkemesi’nin 2020/175 Esas sayılı dosyasında; davacı tarafından, 31.03.2021 tarihinde ... Prodüksiyon Rekl. Tic. Ltd. Şti. aleyhine hizmet tespiti istemli dava açıldığı, davalı şirketin terkin olduğu anlaşıldığından davacı vekiline ihya davası açması için bir sonraki celseye kadar süre verildiği, eldeki ihya davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
İhyasına karar verilmesi istenilen şirket, açıklanan yasal düzenlemelere göre TTK Geçici 7/1-b maddesine göre ticaret sicilinden terkin edilmiş olup Bölge Adliye Mahkemesinin kabulünün aksine uyuşmazlıkta TTK Geçici 7. madde hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Şirkete ve temsilcisine terkin öncesi yapılan tebligatların usulsüzlüğü, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılması durumunda incelenmesi gereken hususlar olup bu durumda TTK'nın Geçici 7/15.maddesi uyarınca sicilden 09.10.2015 silinme tarihinden itibaren beş (5) yıl içinde ihya davası açılması gerekirken hak düşürücü süre aşılarak 31.03.2021 tarihinde ihya davası açılmıştır. Yasa'nın amir hükmü uyarınca davacının hak düşürücü süre içinde ihya davası açmadığından İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karara davacı vekilinin vaki istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 24/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava 6102 sayılı TTK'nın Geçici 7. maddesi gereğince unvanı ticaret sicilinden re'sen terkin edilen limited şirketlerin ihyası istemine ilişkindir.
Sayın çoğunluk, şirkete ve temsilcisine terkin öncesi tebligatların usulsüzlüğü, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılması durumunda incelenmesi gereken hususlar olduğundan bahisle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına hükmetmiştir. Çoğunluğun bu görüşüne katılmıyorum. Çünkü Geçici 7. maddenin 15. fıkrasında düzenlenen beş yıllık hak düşürücü süreyi uygulayabilmek için iki şartın aynı anda gerçekleşmiş olması gerekir. Birinci şart terkin işleminin Geçici 7. maddenin 1. fıkrasında düzenlenen nedenlerden en az birinin gerçekleşmiş olması nedeniyle yapılmış olması, ikinci şart terkin işleminin maddede öngörülen usullere ve süreçlere uyularak gerçekleştirilmesi. Maddenin uygulaması mülkiyet hakkını sonlandırma gibi çok ağır sonuçlar doğuracağından bu iki şart aynı anda bulunmadan yapılacak terkin işlemi keenlemyekün hükmünde olacaktır. Böyle bir durumda ise esasında ihya talebi şirketin tüm organlarıyla varlığını devam ettirdiğinin tespiti niteliğinde olduğundan (adeta şirketin aynen geriye avdeti talep edildiğinden) beş yıllık sürenin uygulanması da söz konusu olamayacaktır. Hatta ihya kararı ile ek tasfiye memuru atanmasına da lüzum kalmayacaktır. Çünkü şirket hatalı terkin edildiğinden verilecek ihya kararı şirketin tüm organlarıyla yeniden hayatiyet kazanması anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut davaya baktığımızda; TTK'nın Geçici 7. maddesinin 4. fıkrasının a Bendi "Kapsam dahilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket ve kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi Müdürlüğü'ne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşamadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır." hükmünü içermektedir.
Davacı taraf, Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün terkin işleminden önce yukarıdaki 4. fıkranın a Bendi uyarınca gerekli ihtar ve ilanı yaptığına dair belgeleri dosyaya kazandırmamıştır. Oysa bu ihtar ve ilan ile ilgili şirket, temsilcileri ve alacaklar tasfiye sürecinden, kendilerine yüklenen hak ve yükümlülüklerden ve hak ve yükümlülükler için öngörülen sürelerden haberdar olacak, terkin süreci de bu ihtar ve ilan ile başlayacaktır. Şayet 4. Fıkra uyarınca gerekli ihtar ve ilan yapılmadan terkin yapılmışsa artık bu usulüne uygun bir terkin olmadığından yok hükmünde sayılacak beş yıllık hak düşürücü süreye bakmaksızın (Geçici 7. madde uygulanmaksızın) her zaman şirketin tam ihyası istenebilecektir. İşbu davada ise mahkeme bu yönde bir araştırma yapılmamıştır. Mahkemece yapılması gereken Geçici 7. maddenin 4. fıkrası uyarınca gerekli ihtarın ve ilanın yapılıp yapılmadığını araştırmak, şayet gerekli ihtar ve ilan yapılmamışsa, beş yıllık hak düşürücü süreye bakmaksızın işin esasına girip bir karar vermekten ibarettir.
Kaldı ki, dosya kapsamından; dava konusu şirketin ticaret sicilinden TTK'nın Geçici 7. maddesi uyarınca değil, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun 10 ve 32. maddeleri gereği terkin edildiği anlaşılmaktadır. 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun 10 ve 32. maddelerinde ise münfesih şirketlerden değil, adresleri ve durumları tespit edilemeyen şirketlerden bahsedildiği için TTK'nın Geçici 7. maddesinin 16. fıkrasındaki yetkiye dayanılarak Ticaret Bakanlığınca çıkarılan ve 30.12.2012 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan "Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ticaret sicil kayıtlarının silinmesine ilişkin" Tebligin 5/d maddesi delaletiyle Geçici 7. maddenin 1. Fıkrasının "b" bendini uygulamak da mümkün değildir. Bu durumda da yine ihya talebi hakkında TTK'nın Geçici 7. maddesinin 15. fıkrasında öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süreyi uygulamak mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına hükmedilmesi gerekirken aksi yöndeki çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.