Esas No: 2022/265
Karar No: 2022/2291
Karar Tarihi: 23.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/265 Esas 2022/2291 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
İş Mahkemesi'nde açılan hizmet tespit davasında, şirketin tasfiye edildiği öğrenilince, müvekkilinin taraf teşkilinin sağlanması açısından bu davayı açtığı belirtilmiştir. Davalı tasfiye memuru vekili ise tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi, şirketin ihya edilmesi gerektiğine karar vermiştir. Bölge Adliye Mahkemesi ise, şirketin terkin edilmediği için ihyası talep edilen şirket yönünden ek tasfiye koşullarının oluştuğu, davacının mahkemede açtığı derdest dava nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı olduğu, bu nedenle davanın kabulüne karar vermenin doğru olduğu belirtilmiştir. TTK Geçici 7. maddesi uyarınca terkin edilmemiş olmasına rağmen bu madde kapsamında düzenlenen hak düşürücü tabi olmadığı, TTK 547 maddesi uyarınca açılan ihya (ek tasfiye) davaları için kanunda herhangi bir zamanaşımı süresinin de düzenlenmediği ifade edilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri Türk Ticaret Kanunu'nun 34. m
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 43. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10.06.2021 tarih ve 2021/83 E- 2021/449 K. sayılı kararın davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi'nce verilen 30.09.2021 tarih ve 2021/1616 E- 2021/1129 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı tasfiye memuru vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davada davacı vekili; müvekkili tarafından Tasfiye Halinde Onur Halı Pazarlama Sanayi Ticaret A.Ş. ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı hasım gösterilerek İstanbul 19. İş Mahkemesi'nin 2020/180 E. sayılı dosyası nezdinde hizmet tespit davası açıldığını, ancak ilgili şirketin ticaret sicilinden resen terkin edildiğinin yapılan yargılama sürecinde öğrenildiğini, iş mahkemesinde açılan davada taraf teşkilinin sağlanması açısından işbu davanın açılması için mehil verildiğini ileri sürerek,
Asıl davada davalı vekili; davaya konu olayın cereyan ettiği dönemde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanun'un 34. maddesi ve Ticaret Sicil Tüzüğü'nün 28. maddesi hükümleri çerçevesinde işlem yapıldığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek müvekkili yönünden açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı; şirketin tasfiye işlemlerinin usulüne uygun olarak eksiksiz tamamlandığından ihya telebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının iddiası gibi TTK'nın Geçici 7.maddesi kapsamında resen terkinin söz konusu olmadığını, şirketin tasfiye işlemlerinin 2003 yılında tamamlandığını ve 2013 yılında defter saklama yükümlülüğünün ortadan kalktığını, davacının 1991 yılındaki sözde 3 aya dair 30 yıl sonra sigortasız çalıştırıldığı iddiasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu ve talebin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacnın İstanbul 19. İş Mahkemesi'nin 2020/180 Esas sayılı dosyası ile açtığı davada taraf teşkilinin sağlanması ve davanın yürütülüp sonuçlanması gerektiğinden davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, bu nedenle şirketin ihya edilmesi gerektiğinden, asıl ve birleşen davanın kabulüne, şirketin tüzel kişiliğinin dava dosyası ile sınırlı olmak üzere yeniden ihyasına, ek tasfiye işlemlerini yapması için eski tasfiye memuru olan davalının şirketin tasfiye memuru olarak atanmasına ve kararın tescil ve ilanına karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davaya konu şirket tasfiye sonucunda terkin edilmiş olup, TTK Geçici 7.maddesi uyarınca terkin edilmemiş olmasına göre bu madde kapsamında düzenlenen hak düşürücü tabi olmadığı gibi TTK 547 maddesi uyarınca açılan ihya (ek tasfiye) davaları için kanunda herhangi bir zamanaşımı süresinin de düzenlenmediği, ihyası talep edilen Onur Halı Pazarlama Sanayi Ticaret A.Ş'nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nde kayıtlı iken tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru davalının,10/10/2003 tarihinde şirketin tasfiye kapanışı yapılarak ticaret sicilden kaydının terkin edildiği, davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine açılan İstanbul 19.İş Mahkemesi'nin 2020/180 Esas sayılı dosyası ile açılan hizmet tespiti davasının derdest olduğu, bu hale göre davacının anılan mahkemede açtığı derdest dava nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğu, bu itibarla mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile, davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı tasfiye memuru vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı tasfiye memurundan alınmasına, 23/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.