3. Hukuk Dairesi 2016/7234 E. , 2017/13885 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dava dilekçesinde, kiralamış olduğu taşınmaza taşınırken kendisinden daha evvel aynı taşınmazı kiralamış ve tahliye etmiş olan davalı şirketin yetkililerinin engelleme yaptıklarını ve taşınmaz içine yapmış oldukları dekorasyon, tavan, aydınlatma, yer kaplamalarının, demirbaş ve malzemelerin kendisine ait olduğunu iddia etmiş ve bedelleri ödenmeden iş bu katın (4. Kat, teras kat, natamam kiralanmıştır) kullanıma mani olacaklarını ve malzemelerin sökülüp alınacağını beyan etmeleri üzerine kendilerinin bu hususları kabul etmek zorunda kalarak 90.000 TL karşılığında bu malların alınımı yaptığını ancak takip eden süreç içerisinde dava dışı kiralayan ile aralarında çıkan sıkıntılar sebebiyle müvekkilinin bu taşınmazı mahkeme kararıyla tahliye etmek zorunda kaldığını, takip eden süreçte de bu kez dava dışı kiralayan ile önceki kiracı olan davalı arasında tekrar bir kira sözleşmesi yapıldığını ve kendilerinin yeni kiracıdan her türlü malzemenin bedelini talep etme hakkına sahip olduğunu ve bu konuda müvekkilinin gerek davalıya gerekse de dava dışı kiralayana 08.10.2010 tarihinde ... 15. Noterliğinden ihtarname gönderdiğini ve davalının daha evvel 90.000 TL bedel ile satmış olduğu ve kendilerinin satın almış olduğu mallara hiçbir bedel ödemeden zilyet olduğunu ve ayrıca sonradan ilave olarak yapılan teras kattaki malzemeye de hiçbir bedel ödemeden zilyet olduğunu, yukarıda açıklanan sebeplerle, davalının takibe itirazının iptali ve inkâr tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde, davadan Sulh Hukuk Mahkemesinde görevli olduğunu çünkü kira akdinden ... ve ilişkili davaların sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğini, dava dilekçesinin HMK’ ya uygun olmadığını, ayrıca davacının, dava dilekçesindeki taleplerini ancak taşınmaz malikine yöneltebileceğini belirterek sebepsiz zenginleşmenin ancak davacı ile malik sıfatına sahip dava dışı kiralayan arasında tartışılabileceğini belirterek pasif husumet itirazında ve ayrıca davacının sebepsiz zenginleşme talebinin iki yıl içerisinde yapılmadığı için zaman aşımına uğradığını belirtmiştir. Esas bakımından da davadan dava dilekçesinde davacı tarafından malın satılmış olduğu belirtildiğine göre artık ancak satım akdine ilişkin hata hile ikrah ve ayıp gibi iddialarının ileri sürebileceğini, davacının serbest iradesiyle müvekkiline ödediği satış bedelinin iadesini haksız şekilde talep ettiğini, davacının davacı ile davalı arasındaki geçmişteki satım akdi ile diğer taraftan dava dışı kiraya veren ile davacı arasındaki kira akdini ve öbür taraftan da dava dışı kiraya veren ile şirket arasındaki kira akdini birbirine karıştırdığını ve bu sebeple hukuki dayanağı olmayan bir talepte bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davasını yeminin davalı tarafından eda edilmemesi nedeniyle usulen kabulüne, davalının ... 2 icra müdürlüğünün 2012/16178 esas sayılı dosyasındaki takibe itirazının 90.000 TL asıl alacak üzerinden iptaline, kanıtlanamayan ve ayrıca usulen yemin metninde yer almayan işlemiş faize ilişkin ve ayrıca anlaşma tarihi ve sözleşmenin taraflar arasında hangi tarihte kurulduğuna ilişkin bir kayıt içermeyen yemin teklifi metni sebebiyle usulen de yeminle herhangi bir temerrüt tarihi belirlenemeyeceğinden ve yemin teklifinde bu yönde davalıya yönelik bir ihtarat olmadığından davacının işlemiş faize ilişkin talep kısmı kanıtlanmış sayılamayacağından işlemiş faize ilişkin talebinin reddine, davalının takibe itirazı vaki yeminin eda edilmemesi sebebiyle sonuçlarından dolayı haksız görüldüğünden hüküm olunan asıl alacağın %20 si oranında 18.000 TL tutarında icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Sebepsiz zenginleşme nedeniyle temerrüt faizi yürümesi için, borçlunun yani haksız mal edinenin ya bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur.
O halde somut olayda, davalı için keşide olunan ... 15. Noterliğinin 08.09.2010 tarihli ihtarnamesi ile 3 gün içinde ... olduğu bedelin iadesini istediğine dair ihtarnamenin tebliğ tarihi anlaşılamamaktadır. Mahkemece bu ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihini araştırılmalı, tespit ettikten sonra dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek faiz hesaplanarak davalının temerrüde düştüğü kabul edilmek suretiyle faize de hükmedilmesi gerekir. Eğer ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihi belirlenemezse; davalının takip tarihinden itibaren temerrüde düştüğü kabul edilmek suretiyle asıl alacağa takip tarihinden faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken; faiz talebinin reddi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalının tüm; davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.