Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/12810
Karar No: 2013/1522

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/12810 Esas 2013/1522 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacılar, miras bırakanın muvazaalı temliklerinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmışlardır. Mahkeme ise davanın reddine karar vermiştir. Yargıtay ise, muris muvazaası hukuksal nedenine dayanarak yapılan temliklerin gerçek amaçlarının tespiti için delillerin doğru ve eksiksiz toplanılması gerektiğini belirtmiştir. Bu konuda toplumsal eğilimler, taraflar arasındaki beşeri ilişki gibi olguların da değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Somut olayda, miras bırakanın temlikleri muvazaalı olduğundan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213, Tapu Kanunun 26. maddeleri; 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2012/12810 E.  ,  2013/1522 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BURDUR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 15/05/2012
    NUMARASI : 2011/225-2012/153

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından  yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve pay oranında tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. 
     Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan M.K."nın  1228 ve 2068 parsel sayılı taşınmazlarını dava konusu yapılmayan 1229 parsel sayılı taşınmazla birlikte 07.10.1991 tarihinde, 1215 parsel ile 1035 parsel sayılı taşınmazlarının çıplak mülkiyetini ise yine dava konusu yapılmayan 1006 parselle birlikte 30.04.2004 tarihinde davalı oğluna satış suretiyle temlik ettiği, yargılama sırasında 1228 parsel sayılı taşınmazın  kamulaştırma görerek ifraz edilmesi sebebebi ile 2392 ve 2393 nolu parsellerin oluştuğu, 2392 nolu parselin davalı adına 2393 nolu parselin ise Burdur İl Özel İdaresi adına tescil edildiği  miras bırakanın 29.12.2010 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak davalı oğlu ile kendisinden önce 18.01.1994 tarihinde ölen oğlu İbrahim"in çocukları olan davacı torunlarının kaldığı anlaşılmaktadır.
    Davacılar, miras bırakanın yaptığı temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu  ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Davalı ise, miras bırakanın Bağkur borçlarını ödemek için 1991 yılındaki satışları yaptığını, 2004 yılındaki satışları ise eşinin tedavi masraflarını karşılamak amacıyla gerçekleşterdiğini  savunmuştır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda  yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213.(6098 sayılı T.B.K. 237) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. 
    Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır.
     Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan miras bırakan, sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa, mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur.
    Somut olaya gelince; miras bırakan ile davacıların babalarının küs oldukları, miras bırakan ile görüşmedikleri, davalının ise murisle  altlı üstlü oturduğu, davalının ödendiğini iddia ettiği Bağkur prim borçlarının tek kalemde değil, 27.04.1992 tarihinden 08.06.1993 tarihine kadar yayılan vadelerle ödendiği, öte yandan yine murisin eşi Hadiye"nin hastane masraflarının Bağkur tarafından karşılandığı,  miras bırakanın çekişme konusu taşınmazlarını satmasını gerektirecek nedeninin bulunmadığı, özellikle çekişme konusu taşınmazların hepsinin mirasçı olan davalıya satılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, diğer taraftan değerler arasında aşırı fark bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Belirlenen bu olgular, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde miras bırakanın çekişmeli taşınmazları davalıya temlikinin  mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kabul edilmelidir.
    Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacılar vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.02.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

     

     


     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi