23. Hukuk Dairesi 2012/5295 E. , 2012/7334 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatifinin üyesi olduğunu, üyelerden alınacak ödentileri tespit etmek yetki ve görevinin genel kurula ait olduğunu, kooperatifin genel kurullarında, üyelere tapularının verilmesine dair masraf ve faiz ile ilgili herhangi bir karar alınmamasına rağmen yönetim kurulunun keyfi olarak tapu masrafı adı altında hesap çıkardığını, müvekkilinin, kooperatif üyeliğinden ihraç edilme baskısı altında tapu masrafı ve faiz olarak 30.05.2008 tarihinde 4.855,40 TL ödemek mecburiyetinde kaldığını ileri sürerek, haksız şekilde iktisap edilen 4.855,40 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının ihracı için gönderilen ihtarnamelere konu olan borcunun, tapu masraflarından kaynaklanmadığını, genel kurul kararları ile belirlenen aidatlar olduğunu, bunun dışında davacının talep edilen tapu masraf ve harçlarını itirazı kayıt ileri sürmeden ödemiş olduğunu, ihraç baskısı altında ödeme iddiasının yerinde olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, genel kurul kararlarında, yapılan harcamaların bağımsız bölüm ortaklarından hisseleri nispetinde ödenmesine karar verildiği, geç ödeme nedeniyle aylık %3 faiz alınmasına karar verildiği, ayrıca genel kurulca verilen yetkiye istinaden yönetim kurulunun 05.02.2005 tarihli duyuru ile ödemelerin 6 eşit taksitle yapılacağının üyelere bildirildiği, davacının 30.05.2008 tarihi itibariyle 3.055,62 TL alacaklı bulunduğu,davalı kooperatif tarafından yapılan harcamalardan davacının hissesine isabet eden tapu masraflarının 1.809,67 TL olduğu, ayrıca 1.873,61 TL gecikme faizi borcu bulunduğu, mahsup sonucu dava tarihi itibariyle davacının davalı kooperatife 627,66 TL borcunun bulunduğunu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2)Dava, kooperatif üyesi olan davacının, haksız ödediğini iddia ettiği ödentiler nedeniyle alacak istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde aynen "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76"ncı, faize ilişkin 88"nci, temerrüt faizine ilişkin 120"nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138"nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüd faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi"nin 23/1. maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek ödentilerin gecikmesi halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK" nın 88 nci maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120 nci maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır.3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun" un 2/1. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif üyelerinin ödemesi gereken ödentilerin gecikmesi durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak faizi oranı, belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate alınmak zorundadır.
Somut olayda, hükme esas bilirkişi raporunda davacının ödemesi gereken miktarlar ve gecikme faizi borcu hesaplanmış olup, azami faiz oranı TBK’nın 120/2. maddesinde
düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olduğundan, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata, yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
Bu durumda, mahkemece, davacının borçları ve gecikme faizi miktarının saptanması sırasında karar tarihinden sonra yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, gerektiğinde bilirkişiden gerekçeli, açıklamalı ve denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.