20. Hukuk Dairesi 2015/476 E. , 2015/7893 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin giderden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... 09.03.2007 günlü dilekçesinde; sınırlarını bildirdiği ... Mahallesi, ... mevkiinde bulunan taşınmazın, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemenin davanın kabulüne, bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 12412,11 m² ile (C) harfi ile gösterilen 14112,54 m² yüzölçümündeki taşınmazların davacı adına tapuya tesciline, (B) harfi ile gösterilen 12.543,87 m² yüzölçümündeki taşınmaz kamulaştırılmakla, tesciline karar verilemeyeceği, ancak; kamulaştırma tarihine kadar davacı kişi yararına kazanma süre ve koşullarının gerçekleşmiş olduğu gerekçesiyle davacının mülkiyetinin tespitine ilişkin 12.06.2008 gün ve 2007/77 - 217sayılı kararı ...nin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23.09.2010 gün ve 2010/10157 - 11097 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Her ne kadar dava konusu alan kesinleşen orman tahdidi dışında bırakılmışsa da 1969 yılında yapılan arazi kadastrosu çalışmaları sırasında çekişmeli taşınmazın ve kuzey kısımlarının ... gölü olarak 3402 sayılı Kanunun 16/C maddesi gereği tescil dışı bırakıldığı, bu nedenle 3402 sayılı Kanunun 16/C maddesi gereğince tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerler ile deniz, göl, nehir gibi yerlerin tescil ve sınırlandırmaya tâbi olmadığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan bu yerin zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı, 5637 sayılı Kanunun 1. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 5516 sayılı Bataklıkların Kurutulması ve Bundan Elde Edilecek Topraklar Hakkındaki Kanunun 1. maddesi;” gereğince belediye hudutları dışında olup Devletin hüküm ve tasarrufu altında sahipsiz bulunan bataklık ve bataklık mahiyetinde göl ve su birikintileri herhangi bir suretle kurutulduğu takdirde, bu kurutmadan hasıl olan arazi, kanundaki hükümlere göre kurutanlar namına tescil olunacağı, ancak; bu kapsamda davacı yararına herhangi bir tahsis bulunmadığı gibi Dairenin 08.04.2010 günlü iade kararı üzerine orman bilirkişi ... ile kadastro bilirkişisi ... tarafından dosyaya sunulan 07.07.2010 günlü rapora göre çekişmeli yerin 1959 yılı memleket haritasında da göl kenarı yapraklı ağaç rumuzu bulunan yeşil renkli ormanlık alanda görüldüğü, öncesi orman olan taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği ve bu tür yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılmasının da mümkün bulunmadığı gözönünde bulundurularak mahkemece davasının reddine karar verilmesi]ne değinilmiştir.
Mahkemenin bozmaya uyarak verdiği davanın reddine ilişkin 15.09.2011 gün ve 2011/208 - 325 sayılı kararı, davacı ve davalı ...nin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.11.2012 gün ve 2012/12038 - 12203 sayılı kararı ile diğer temyiz itirazları ret edilip, davada taraf olmayan ...ne avukatlık ücreti taktir edilmesi nedeniyle, hüküm bu bölüm yönünden düzeltilerek onanmış, bu kez davacı ...; çekişmeli taşınmazın eski tarihli haritada göl kenarı yapraklı ağaç sembollü alanda işaretlendiğinin doğru olmadığı, aslında sebzelik olarak gösterilen alanda yer aldığı, bu nedenle kararı doğru olmadığı gibi, Hazine yararına avukatlık ücretinin maktu hükmedilmesi gerekirken, nisbi hükmedilmesinin kanuna aykırı olduğu iddiasıyla; Hazine ise, parselin Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, nisbi verilmesinin kanuna aykırı olduğu iddiasıyla, Daire onama kararının düzeltilerek mahkeme kararının bozulmasını istemişlerdir. Karar düzeltme incelemesi sonrasında Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.05.2013 tarih ve 2013/466 E. - 5204 K. sayılı karar düzeltme ilâmında "1) Karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlar temyiz aşamasında da ileri sürüldüğü gibi, Daire kararı bu konulara cevap teşkil edecek nitelikte olduğundan, davacı gerçek kişinin aşağıdaki ikinci bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2) ... davada taraf olmadığı halde, mahkemece, ... lehine de vekalet ücreti takdir edilmesi doğru olmayıp, davalı gerçek kişinin temyiz itirazı ve karar düzeltme istemi bu nedenle yerin olup, ...ne vekalet ücreti takdirine ilişkin kanunî olmayan yerel mahkeme hükmünün bozulması gereklidir.
3) ...nin karar düzeltme istemine gelince; ... tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın Hazine adına tapuya tescilini istedikleri halde, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği iddiasıyla, daire düzelterek onama kararının kaldırılmasını ve yerel mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
Çekişmeli taşınmazın yörede 1969 yılında yapılan genel kadastroda tapulama dışı bırakıldığı daha sonra davacı tarafından tarım alanı olarak kullanıldığı yönünde taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Çekişmeli taşınmazın göl yatağı olması nedeniyle Bataklıkların Kurutulmasına ilişkin 5516 sayılı Kanun gereğince bir tahsisi ile imar ve ihya faaliyeti bulunmadığı bu nedenle davacı gerçek kişi yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı yönündeki Daire bozma kararı, mahkemece de hükmüne uyulmak suretiyle kesinleşmiştir. Medenî Kanunun 713/6. maddesi gereğince davalıların ve itiraz edenlerin aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebilecekleri, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesi hükmüne göre de, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği gözetilerek, ...nin tescil istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, istem hakkında hüküm kurulmaması usûl ve kanuna aykırı olup, Dairenin onama kararı bu nedenle de yerinde değildir." denilerek önceki onama kararı kaldırılmış ve hüküm bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilâmına uyan mahkemece bozma sonrasında yapılan yargılama neticesinde davacının davasının reddine, dava konusu taşınmazın tarla vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu taşınmazın fen bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen 12.543,87 m2"lik kısmı ... Genel Müdürlüğünce kamulaştırıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Yörede, 1969 yılında yapılan genel arazi kadastrosu çalışmaları sırasında, çekişmeli taşınmazın da bulunduğu alan 3402 sayılı Kanunun 16/C maddesi gereği ... Gölü olarak tescil dışı bırakılmış, 1977 ve 1998 yıllarında 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları sırasında ise taşınmaz orman alanı dışında yer almıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 29/09/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.