20. Hukuk Dairesi 2015/7750 E. , 2015/7907 K.
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar ... ... ve arkadaşları vekili 22/11/1994 havale tarihli dilekçesinde, sınırlarını bildirdiği, ... ilçesi, ... köyünde bulunan yaklaşık 20 dönüm taşınmazının tapuda kayıtlı olmadığı, müvekkillerinin uzun süredir kullandığı ve lehlerine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu iddiasıyla, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince taşınmazın davacılar adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabul, kısmen reddine, ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan, 07/06/1995 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) ile gösterilen, 9105 m²"lik yerin davacılar adına ve hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline, (B) ile gösterilen kısmın imar ve ihyası tamamlanmadığından 3475 m²"lik yere ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm ... vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20/04/1998 tarih ve .../... E. - ... K. karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Dava konusu 9105 m²"lik taşınmaz üzerinde ..."nin yüksek gerilim hattı için intifak hakkı tesis edildiği anlaşılmaktadır. Medenî Kanunun 639/3. maddesi gereğince ilgili kuruluşun davada taraf sıfatını alması gerekir. Taraf teşkili yapılmadan işin esasının görülerek yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır."" denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 05/04/2007 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) ile gösterilen 9128,08 m²"lik yerin, veraset ilâmındaki hisseleri nispetinde kuru tarla niteliği ile davacılar adına müştereken tapuya kayıt ve tesciline, (C) ile gösterilen 2194,19 m²"lik saha üzerinde daimi irtifak hakkının ... adına tesisi ile tapuya tesciline, (B) ile gösterilen 3389,66 m²"lik yere ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... ve ... tarafından dava konusu taşınmazın (A) bölümüne yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 1967 yılında yapılan tapulama çalışmaları ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 07/02/1996 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır. Çekişmeli taşınmaz tapulama çalışmalarında tescil harici bırakılmıştır.
Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma kararında, dava konusu taşınmaz üzerinde, ÇEAŞ"ın yüksek gerilim hattı için irtifak hakkı tesis edildiği, Medenî Kanunun 713/3. maddesi gereğince ilgili kuruluşun davada taraf sıfatını alması gerektiği, açıklanmasına rağmen mahkemece taraf teşkilinin sağlanmadığı, yörede orman kadastrosu yapıldığı ancak mahkemece yapılan keşifte bu yöne ilişkin uygulama yapılmadığı ve çekişmeli taşınmazın tahdit hattı içinde kalması durumunda tescil talebi yönünden dosyanın elde tutularak, tahdide itiraz yönünden ise kadastro mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi hususunun düşünülmediği, orman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde aplikasyon ve 1985-1990 yıllarına ait harita ve hava fotoğraflarında ise aplikasyon ve taşınmazın kullanım durumuna ilişkin olarak değerlendirme yapılmadığı ve ziraat bilirkişi tarafından ise imar ve ihya ile zilyetlik hususlarının yeterince araştırılarak açıklanmadığı, anlaşılmaktadır.
Eksik araştırma ve inceleme ve yetersiz bilirkişi raporları ile hüküm kurulamaz.
Bu nedenlerle; mahkemece, dava konusu taşınmazlar üzerinde yer alan enerji nakil hattının kime ait olduğu araştırılarak, ilgilinin davaya dahil edilip, süre verilerek delillerinin sorulup toplanması, dava konusu taşınmazlar ve geniş çevresine ait orijinal kadastro paftasının, dava konusu taşınmazlar ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tesbit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ve ayrıca 1985-1990 yıllarına ait stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritalarının, yörede yargılama sırasında 1996 yılında yapılan orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B uygulama çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneklerinin ilgili yerlerden getirtilmesi, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve tapu fen memurundan oluşturulacak, bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek, taşınmazın konumunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenerek, bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, çekişmeli taşınmazın orman kadastro sınırları içinde kalması durumunda, tescil talebi yönünden dava dosyası elde tutularak, tahdide itiraz yönünden kadastro mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi düşünülmelidir.
Çekişmeli taşınmaz orman kadastro sınırları içinde kalmıyor ise o takdirde, oluşturulan bilirkişi kurulu yardımıyla, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tesbit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ve ayrıca 1985-1990 yıllarına ait stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/6/2005 tarihli ve 2005/9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Büyük Ölçekli Harita ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği (BÖHHBÜY) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumunu, kesinleşmiş orman kadastrosu ve hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterecekleri, hava fotoğrafları ve memleket haritalarındaki görünümünün ve bitki örtüsünün ne olduğu ve dava tarihinden 20 yıl öncesinde kullanım olup olmadığı ve sonrasındaki kullanım durumunu açıklayacakları, bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir ve topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak ve arazide de klizimetre ile ölçüm yaparak taşınmazın gerçek eğim durumunu belirleyecekleri ve taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2 anlamında orman içi açıklık olup olmadığının değerlendirildiği rapor alınmalıdır.
Çekişmeli taşınmazın, tahdit içinde kalmadığı ve öncesinin orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde; imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak ve taşınmaz fotoğraf üzerinde gösterilerek dava dosyası içine konulmalı, davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra ... yetkilileri tarafından hazırlanan idari tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin, 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri nazara alınarak yapılması gerektiği düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu müdürlükleri ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/J maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin 10. maddesinin değişik ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar ... ve ...nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 29/09/2015 günü oy birliği ile karar verildi.