20. Hukuk Dairesi 2017/8505 E. , 2019/1022 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı (ilgili kişi) ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 20/01/2011 günlü dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, .... Bölge ... mahallesi, 1414 ada, 15 nolu parselde tapuya kayıtlı anataşınmazdaki 9 nolu bağımsız bölümün maliki, aynı zamanda davaya konu taşınmazın yöneticisi olduğunu, davalının bağımsız bölümünü kullanırken ortak mülkiyete ait kapıcı dairesinin bir bölümünü projeye aykırı tadilat yapmak suretiyle maliki bulunduğu işyerine dahil ettiğini beyan ederek; davalının yapmış olduğu haksız müdahalesinin önlenmesini, ortak yerin projesine uygun olarak eski hale getirilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; bozma öncesindeki 25.12.2012 tarihli 2011/226 E. ve 2012/1122 K. sayılı gerekçeli kararda; davanın reddine karar verilmiş, bu hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, hüküm Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 01.11.2013 tarihli 2013/13189 E. - 2013/14477 K. sayılı ilamı ile "Dosyada bulunan tapu kaydına göre, dava konusu taşınmazın dava dışı malik ... adına kayıtlı olduğu, dava konusu bağımsız bölüm malikinin davaya dahil edilmesi gerektiğinin düşünülmediği, özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporunun incelenmesinde, projede belediye tarafından yapılan tadilat sonucunda giriş ve çıkışı olmayan, vasfı bulunmayan bir alan yaratıldığı, bu alanın davalının dükkanının kullanım alanına dahil edildiği, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun .... maddesinin (b) bendinde, su ve kanalizasyon tesisleri, (c) bendine göre ise çatı ve genel dam terasların ortak yerlerden sayıldığı, mimari projede bağımsız bölüm olarak tahsis edilmeyen yerlerin, kullanılması için kimseye bırakılmaması halinde yönetim planına göre ortak yer olduğu, aynı Kanunun 19. maddesinin ikinci bendinin birinci cümlesine göre; kat maliklerinden birinin, bütün kat maliklerinin yazılı rızası olmadıkça anagayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesisler, değişik renkte dış badana veya boya yaptıramayacağı, bu nedenle mahkemece, anataşınmazın mimari ve varsa tadilat projeleri incelenip, ortak alanla ilgili olarak mimari projesine aykırı olarak yapılan ve dava konusu edilen değişiklikler tespit edilip, müdahale edilen alanın miktarı da belirlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, taraf teşkili sağlanmadan yetersiz araştırma ve eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği" gerekçesiyle bozulmuştur. Yerel mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş ve bozma ilamı doğrultusunda; davanın kabulü ile dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 1414 ada, 15 parselde tapuya kayıtlı anataşınmazın zemin kat, 22 nolu bağımsız bölümünün bina ortak alanına vaki 6,12 m²"lik haksız müdahalesinin önlenmesine, ortak yerin projesine uygun olarak eski hale getirilmesine, davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 900,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ..."e verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı/ilgili kişi ... vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca projeye aykırı yapıldığı bildirilen tadilat ve eklentilerin eski hale getirilmesi, ortak yerlere el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamının ve özellikle dava konusu 22 nolu bağımsız bölüme ait tapu kaydının incelenmesine göre; dava konusu bağımsız bölümün önceki maliki ... iken, 15/08/2002 tarih ve 5061 yevmiye numaralı satış işlemine dayalı olarak 22 nolu bağımsız bölüm ..."e satıldığı, böylece 2002 yılından beri ve eldeki davanın açıldığı 11/02/2011 tarihinde de dava konusu bağımsız bölüm davalı ..."in mülkiyetinde olduğu halde; önceki malik ..."in son malik olduğu zannedilerek davanın ona karşı sehven açıldığı, tapuda malik görünen ..."e ise eldeki davanın hiç yöneltilmediği anlaşılmakla, Yargıtay 18. Hukuk Dairesince de bu durumun tespiti ile asıl malikin davaya dahil edilmesi gerektiği Dairece bozma nedeni yapılmış olmakla, bozma ilamına uyan mahkemece tapuda malik görünen ..."in davaya dahil edildiği ve taraf teşkilinin sağlandığı anlaşılmıştır. Öte yandan davalılardan ..."in davaya konu bağımsız bölümde malik sıfatının kalmadığının anlaşılması üzerine mahkemece, 09/06/2016 tarihli 12. celsede davalılardan ..."in taraf sıfatına son verilmesi için Bilgi İşlem Şefliğine yazı yazılmasına karar verildiği, bu karardan sonraki işlemlerde (tebligat mazbatalarında, makbuzlarda ve temyiz dilekçesinde.. vs.) dava dışı ..."in "ilişkili kişi/ilgili kişi" sıfatı ile gösterilmiş olduğu, gerekçeli kararda ise dava açılırken husumetin yanlış belirlenmesinin davalı ..."in kusurundan kaynaklanmadığı gerekçesiyle taraf sıfatı kalmayan ... lehine vekalet ücreti taktir edildiği, buna rağmen ... vekilince temyiz yoluna başvurulduğu, davalı/malik ... tarafından ise temyiz yoluna başvurulmadığı anlaşılmakla; davanın esası ve hükmün infazı yönünden ..."in korunmaya değer bir menfaati kalmamıştır. Hukuki yarar, 6100 sayılı Kanunun 114/...-h maddesi uyarınca dava şartı olarak düzenlenmiş olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Dava hakkının varlığının ya da düşmüş bulunmasının incelenmesinin, doğrudan hakime verilmiş ödevlerden olması karşısında, Yargıtay Dairesi, önceden ileri sürülmemiş olsa bile temyiz aşamasında dava şartının tamam olup olmadığını kendiliğinden gözetebilir. (HGK. 04.07.2007 gün ve 2007/13-453, 2007/453) sonuç olarak; ... vekili mahkemeye sunduğu dilekçesi ile verilen kararı temyiz etmek istese de hukuki yarar yokluğundan davalı/ilgili kişi ... vekilinin TEMYİZ DİLEKÇESİNİN REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine, 14/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.