23. Hukuk Dairesi 2012/5872 E. , 2012/7502 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki daire tahsisi, mümkün olmazsa alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, kur"alar çekilip konutlar dağıtıldığı halde müvekkillerine daire tahsisi yapılmadığını ileri sürerek, bir adet konutun müvekkillerine tahsisini, mümkün olmazsa kooperatife ödedikleri para ve konutun maliyeti ile bugünkü rayiç değeri arasındaki fark kadar uğramış oldukları zarar için şimdilik 26.000,00 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacılarının ödemekle yükümlü oldukları aidatları gönderilen ihtarnamelere rağmen ödememeleri üzerine kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini, parasal edimlerini yerine getirmeyen ve ortaklıktan ihraç edilen ortakların daire tahsisi ve tazminat talebinde bulunamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen 26.09.2007 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların ödemelerinin güncel değeri ile diğer ortakların ödemelerinin güncel değeri arasında 20.171,78 TL miktarında fark olduğu, bu miktarın ödenmesi halinde konut tahsisi yapılabileceği, bu paranın yatırılacağına ilişkin davacı taraftan bir talep gelmediği, bu durumda davacılara konut tahsisi yapılmasının mümkün olmadığı, ancak tazminat talebinin değerlendirilmesinde muhtemel konutun güncel değerinin 50.000,00 TL, üye ödemelerinin güncel değerinin ise, 57.816,27 TL olduğu dikkate alındığında, davacının yaptığı ödemelerinin güncel değerine göre alabileceği tazminat miktarının 32.555,27 TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak 26.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1) Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden,
Dava, kooperatif ortaklığına dayalı daire tahsisi, mümkün olmazsa tazminat istemine ilişkindir. Hukuki yarar dava koşulu olup, mahkeme dava şartlarını re"sen incelemekle görevlidir. Hukuki yararın sadece dava tarihi itibariyle değil, dava devam ettiği sürece ve hükmün kesinleşmesine kadar devamı da gereklidir. Gerçekten de, ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu ortaklık sıfatı sona erecek olursa, artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. Davacının konut karşılığı tazminata ilişkin isteminin dinlenebilmesi için,davacının davalı kooperatifin üyesi olması ve bunun açılan dava boyunca ve kararın kesinleşmesine kadar devam etmesi gerekir. Davacı
hakkında alınan ihraç kararının kesinleşmesi halinde üyelik sıfatı sona ereceğinden aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddi gerekir. Somut olayda, davalı kooperatif tarafından davacıların ihraç edildikleri ve ihracın kesinleştiği savunulmuştur. Davacılar tarafından, ihraç kararının kendilerine tebliğinden itibaren yasal süresi içerisinde genel kurula 07.05.2010 tarihli ihtarname ile itiraz ettikleri ileri sürülmüş ise de, bu ihtarnamenin kooperatife tebliğine ilişkin her hangi bir belge dosyada bulunmamaktadır. Kooperatifler Kanunu"nun 16/3. ve 4. ve Tip anasözleşmenin 14/2. ve 3. maddelerinde "ortak çıkarma kararının tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir. Tebliğ edilen karar yönetim kurulunca verilmiş ise ortak üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir" hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, mahkemece davacıların yukarıda sözü edilen kanun ve anasözleşme hükümlerine uygun olarak genel kurula itirazlarının olup olmadığı, varsa itiraza ilişkin ihtarnamenin kooperatife tebliğ edilip edilmediği ve genel kurulca itirazla ilgili görüşme yapılıp yapılmadığı araştırılarak, görüşme yapılmamış veya yapılap ta karar alınmamış ise ihraç kararı askıda kalmaya devam ettiğinden, üyelik sıfatının devam ettiği gözetilmeli, ihraç kararı genel kurulda onaylanmış ise, kararın tebliğinden itibaren üç ay içinde dava açılıp açılmadığı, açılmış ise davanın sonucu üzerinde durularak, ihraç kararının kesinleşip kesinleşmediği, diğer anlatımla davacıların üyelik sıfatların devam edip etmediği belirlendikten sonra gerektiğinde uyuşmazlığın esası ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
2) Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Bozma nedenine göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.