Esas No: 2021/3875
Karar No: 2022/2013
Karar Tarihi: 17.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3875 Esas 2022/2013 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen davada, ORSE Gemisi üzerinde toplam 9.000.000,00 USD miktarında ipotek tesis edilmesi sonrasında davalının ödemelerini aksatması nedeniyle müvekkil bankanın 9.000.000,00 USD alacağı için ipotek haklarının tespitine karar verilmesi talep edilmiştir. Birleşen davada ise müvekkil şirketin ORSE isimli geminin donatanı olduğu ve HIDIR SELEK Gemisi’nde yaşanan bir borç ödeme sorunu sonrasında ORSE Gemisi üzerinde ipotek tesis edildiği belirtilerek davalıdan 50.000 USD maddi tazminatın tahsili istenmiştir. Mahkeme, asıl davanın reddine ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Bunun üzerine yapılan temyizler sonucu Daire, asıl davanın davacı yararına, birleşen davanın davalı yararına bozulmasına karar vermiş, daha sonra dosya yerel mahkemeye gönderilmiştir. Yapılan son karar düzeltme talebi reddedilmiştir. Kanun maddeleri olarak TTK'nın 909/2 ve HUMK'nın 440 ve 442 maddeleri belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ (DENİZCİLİK VE İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 12.12.2018 gün ve 2018/166 - 2018/489 sayılı kararı bozan Daire'nin 17.12.2020 gün ve 2019/2246 - 2020/5938 sayılı kararı aleyhinde taraf vekilleri tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçelerinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkili banka ile davalı arasında 10.08.1998 tarihli sözleşmesel ilişkiye dayalı ipotek ilişkisi gereğince ORSE Gemisi üzerinde toplam 9.000.000,00 USD miktarında ipotek tesis edildiğini, gemi üzerine tesis edilen ipotekle birlikte asıl alacağın güvencesi zımnında geminin navlun ve sair gelirlerinin bankaya temlik edildiğini, davalının ödemelerini aksatarak temerrüde düştüğünü, TTK'nın 909/2. maddesi doğrultusunda müvekkili bankanın alacağının tehlikeye düştüğünü, alacağın teminatını oluşturan geminin teminat özelliğini koruması amacı ile geminin seferden meni taleplerinin bulunduğunu ileri sürerek, 9.000.000,00 USD alacaktan dolayı ipotek haklarının tespitine, gemi üzerine kira gelirleri, hak ve menfaatleri ile navlunu üzerinde hapis hakkı tanınmasına, TTK'nın 909'ncu maddesi gereğince geminin seferden men edilerek, yediemine teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkili şirketin ORSE isimli geminin donatanı olduğunu, müvekkili şirketin diğer bir gemisi olan HIDIR SELEK Gemisini 1996 yılında aldığı sırada 13.500.000,00 USD kredi kullanıldığını, bu kredinin teminatı olarak HIDIR SELEK Gemisi üzerinde 14.400.000 USD, ORSE Gemisi üzerine ise 2.400.000,00 USD ipotek tesis edildiğini, 1998 yılında Emlak Bankası vasıtası ile Hamurgische Landesbank Girozentrale'den kredi kullanıldığını, kredi ilişkisinde Emlak Bankası'nın Hamburgische Landesbank Girozntrale'ye karşı borçlu olduğunu, müvekkilinin ise kefil sıfatıyla yer aldığını, bu kredinin teminatı olarak ORSE Gemisi üzerinde 6.600.000,00 USD ipotek tesis edildiğini, Emlak Bankasının bu borcu ödediğini, buna rağmen ipoteğin terkin edilmediğini, ORSE Gemisi üzerinde 2.400.000,00 USD ve 6.600.000,00 USD olmak üzere 2 adet ipotek bulunduğunu, ipotek alacaklısı Hamburgische Landesbank Girozentrale'nin selefi olduğunu iddia eden HSH Nordbank A.G'nin kredi sözleşmesi çerçevesinde müvekkilinin bakiye 6.571.167,81 USD borcu olduğundan bahisle HIDIR SELEK isimli gemiyi seferden men ettirdiğini, geminin cebri satış işlemleri sonucunda 09.10.2003 günü 6.840.000 USD bedelle satıldığını, HIDIR SELEK Gemisinin 07.06.2003 tarihinde Çin’de tutuklandıktan 3 gün sonra İskenderun Asliye Hukuk Mahkemesi’nde alacaklarının tehlikeye girdiğinden bahisle dava açtığını, ORSE gemisi hakkında seferden men kararı verildiğini, talep konusu kararın bozulduğunu, Geminin10.06.2003 ile 27.04.2004 tarihleri arasında seferden men edildiğini, 27.04.2004 tarihinde davanın açıldığı tarihe kadar yurt dışında sefer yapamadığını, geminin sefere çıkmasına engel olan davanın 19.01.2006 tarihli karar ile açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bu süreçte müvekkiline ait geminin 10.5 ay hiç bir sefer yapamadığını, geminin yurt dışına gidemeyecek şekilde tedbir kararı verilmiş olması sebebi ile müvekkilinin ticari faaliyetinin karlı olmadığını ve gerektiği şekilde yürütemediğini, müvekkilinin zarara uğradığını iddia ederek 50.000 USD maddi tazminatın davalıdan tahsiline, alacağa geminin seferden men edildiği 10/06/2003 tarihinde itibaren USD mevduata uygulanan en yüksek oranda faiz tatbik edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile istemini artırmıştır
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece 30.12.2014 tarihli 2014/420 Esas, 2014/469 Karar sayılı kararla asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, asıl dava yönünden davacı, birleşen dava yönünden taraflarca temyiz edilmiştir.
Dairemizin 18.03.2016 tarihli 2015/5521 Esas, 2016/3042 Karar sayılı ilamıyla; asıl davanın davacı yararına, birleşen davanın davalı yararına bozulmasına, bozmanın mahiyetine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek bulunmadığına karar verilmiştir.
Bu karara karşı asıl dava davalısı ve birleşen dava davacısının karar düzeltme talebi ilave açıklama yapılarak ret edilmiştir.
Mahkemece bozma üzerine bu kere asıl dava hakkında konusuz kaldığından bahisle Yargıtay bozma kararı hakkında bozmaya uyma veya önceki kararda direnme konusunda bir karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dava hakkında verilen bozma kararına kısmen uyulmasına karar verildikten sonra; konusuz kalan asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizce asıl dava hakkında verilen hükmün re'sen bozulmasına, taraf vekillerinin asıl davaya yönelik sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, mahkemenin birleşen dava hakkında verdiği kısmen direnme kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın asıl davaya ilişkin karar düzeltme süreci bittikten sonra Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmesine, bozma kararının taraf vekillerine tebliği ve taraflarca asıl davaya ilişkin karara karşı karar düzeltme yoluna başvurulursa bu başvurunun incelenmesi için Dairemize gönderilmesi, bu yola başvurulmazsa birleşen davada verilen kısmi direnmeye ilişkin temyizin incelenmesini teminen dosyanın Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmesi için yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
Taraf vekilleri, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, taraf vekillerinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin karar düzeltme isteklerinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 213,00 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 1.419.- TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen taraflardan ayrı ayrı alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 17/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.