17. Hukuk Dairesi 2009/38 E. , 2010/1210 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 21.4.2009 Salı günü davacılar ... ve ... vekili Avukat ... ile davalı T.Genel Sigorta AŞ vekili Avukat ... geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin çocukları olan ... ’ın davalının trafik sigortacısı olduğu aracın sürücüsü iken meydana gelen kazada hayatını kaybettiğini ileri sürerek, ıslah dilekçesi ile, davacı anne için 8.049,25 TL, davacı baba için 11.001,25 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, kazanın sürücünün tam kusuru ile meydana geldiğini, müteveffanın mirasçılarının tazminat talep hakkı bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, kazanın teknik arıza nedeniyle meydana geldiğini, müteveffanın kusuru bulunmadığından davacıların tazminat talep edebilme hakları olduğu gerekçesi ile, davanın kabulüne davacı anne için 8.049,25 TL, davacı baba için 11.001,25 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasa-
nın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarda açıklanan madde hükümlerinden,Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortasıdır.
Diğer yandan; aynı kanunun 92. maddesinde, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı dışında kalan hususlar sıralanmış olup, 92/a maddesinde, “işletenin; eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler” 92/b maddesinde ise, "işletenin, eşinin, usul ve füruunun, kendisini evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürülebilecekleri taleplerin" Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamı dışında kaldığı belirtilmiştir. Keza, bu maddeye paralel olarak Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının Genel Şartlarının A-3 maddesinde de, ZMSS kapsamı dışında kalan hususlar açıklanmıştır.
Bu yasal düzenlemelere göre destek zararı; ölenin değil üçüncü kişilerin üzerinde doğan dolaylı ve yansıma yolu ile meydana gelen zarardır. İşletenin yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığı açıkca Karayolları Trafik Kanununda düzenlenmediği gibi, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında da, bu yolda bir sınırlamaya yer verilmemiştir.
Hal böyle olunca; işletenin veya sürücünün ölümü nedeniyle onun desteğinden mahrum kalanların, trafik sigortacısından destek tazminatı talebinde bulunabilecekleri ilke olarak benimsenmelidir. Ancak; burada üzerinde durulması gereken husus, destek (işleten veya sürücü) kendi kusurlu hareketi ile ölümüne sebebiyet vermiş ise, hukuka aykırılıktan söz edilemez. Dolayısıyla; destek, kendi kusurunda yararlanamaz. Hali ile, yansıma yolu ile zarar görmüş ve destek tazminatı isteyenlerin, kendilerine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olabilmeleri hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Bu durumda, zarar gören destek, kendisi tazminat talep etme hakkına sahip olsaydı, kusuru sebebiyle tazminattan indirim yapılması gerekiyorsa, destek görenler lehine takdir edilecek tazminattan da indirim yapılması gerekir. Nasıl ki, desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yolu ile destek görenleri etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin tazminattan indirime sebep olacak davranışları da aynı şekilde destek görenlere yansıyacaktır. (Bk.43-44 mad.)
Somut olayda; davacıların desteği olan işletenin (aynı zamanda sürücü olan) aracını kullanırken tek taraflı kaza sonucu öldüğü, belirlenmiştir. Her ne kadar mahkemece, aracın fren sistemindeki bozukluğun kazaya neden olduğu ve bu nedenle sürücünün kusurlu olmadığı kabul edilmiş ise de, aynı zamanda işleten konumunda olan sürücünün bakım eksikliği nedeniyle araçta oluşan teknik kusur nedeniyle doğan zarardan kusursuz olduğunun kabulü doğru değildir.
O halde, yukarda açıklanan ilkeler ışığında; işleten (aynı zamanda sürücü olan) ve dolayısıyla destek tazminatında bulunanların kendi kusurlarından yararlanmaları mümkün olamayacağından, davacıların talep ettikleri destekten yoksun kalma tazminatını üstlenmiş olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısının sorumluluğuna karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA ve 625,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.