Esas No: 2020/6784
Karar No: 2022/2010
Karar Tarihi: 16.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6784 Esas 2022/2010 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, müvekkili şirketin markalarının tanınmışlığını artırmak amacıyla yurt içinde ve yurt dışında çalışmalar yaptığını, müvekkilinin markasının Türkiye’de tanınmışlık düzeyine ulaşmakta olduğunu ileri sürerek, davalı adına tescilli ''Alaçatı Garden'' ibareli 2015/87847 tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmişti. İlk Derece Mahkemesi, başından zayıf marka sıfatı taşıdığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermişti. Ancak İstinaf Mahkemesi, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğunu belirterek, davacının temyiz istemlerini reddederken, davalı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermişti. Kararda belirtilen kanun maddeleri arasında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 25/2. maddesi ve 158/2. maddeleri yer almaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 04.12.2018 tarih ve 2017/797 E. - 2018/782 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 23.06.2020 tarih ve 2019/443 E. - 2020/732 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin Alaçatı Muhallebicisi ve konsepti ile Türkiye'de 68 şubesi ile birlikte faaliyet gösterdiğini, esas unsuru "Alacatı" olan "Alaçatı Cafe", "Alaçatı Muhallebicisi, "Alaçatı Restoran" gibi markalarının tanınmışlığını artırmak amacıyla yurt içinde ve yurt dışında çalışmalar yaptığını, müvekkili şirkete lisans ve muvafakat veren ve yine grup şirket ortaklarından olan ...'nın “Alaçatı” ana unsur olmakla birlikte farklı marka başvuru ve tescilleri yaptığını, müvekkilinin markasının Türkiye’de tanınmışlık düzeyine ulaşmakta olduğunu, müvekkili şirket markaları ile davalı markası arasında iltibas tehlikesi bulunduğunu, davalı adına tescilli markanın müvekkili şirket markalarına benzediğini ileri sürerek, davalı adına tescilli ''Alaçatı Garden'' ibareli 2015/87847 tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile dava dışı marka sahibi arasında düzenlenen marka lisans sözleşmesinin inhisari nitelikte olmayan lisans sözleşmesi olduğunu, bu nedene Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 158/2. maddesi gereğince davacının dava açma hakkının bulunmadığını, taraf markaları arasında benzerlik olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, "Alaçatı" isminin 6769 sayılı Yasa'nın 5/c maddesi uyarınca tekel olarak bir kurum ya da kuruluşa verilebilecek bir marka olmayıp başından zayıf marka sıfatı taşıdığı, tekel altına alınmasına izin verilmeyen tasviri ve vasıf bildirici sözcüklerden esinlenilerek oluşturulan markaların baştan zayıf marka oldukları, bu tür markalarda yapılacak küçük bir değişiklik ile iltibas tehlikesinin önlenebileceği, bu sebepten dolayı davalı adına tescilli olan "Alaçatı Garden" ibaresi ile bunun görselinin davacı adına tescilli dava konusu markalarla benzer olmayıp karıştırılma ihtimallerinin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile dava dışı marka sahibi arasında düzenlenen marka lisans sözleşmesi incelendiğinde sözleşmenin inhisari nitelikte olduğu, lisans alanın marka ile ilgili olarak lisans verenden bağımsız olarak her türlü hukuki iş ve işlemde taraf olabileceğinin, işlem başlatabileceğinin ve takip edebileceğinin kararlaştırıldığı, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 25/2. maddesinde geçen "menfaati olanlar" ibaresi de dikkate alındığında davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu, davalı adına tescilli markanın yazı ve şekil unsurlarından ibaret olduğu, "Alaçatı" ibaresinin coğrafi bir yer ismine tekabül ettiği, yine davalı markasında yer alan yel değirmeni şeklinin adı geçen coğrafi yerin sembollerinden olduğu, markaların genel hatlarıyla yapılan incelemesinde benzer olmadıkları ve bunun sonucunda tüketici nezdinde karıştırılma ihtimaline neden olmayacağı, Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan tüm marka örneklerinin celp edilerek yeni bir bilirkişi raporu da alındığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi Kararının kaldırılmasına, davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Dava, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılamanın eksik olduğu nedeniyle öncelikle Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan tüm marka örneklerinin celp edilerek yeni bir bilirkişi raporu alınarak dosya kapsamı sonucunda davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen davalı lehine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken davalı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi doğru olmamış hükmün bu kısımları bakımından davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 16/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.