20. Hukuk Dairesi 2014/9010 E. , 2015/2476 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve Belediye Başkanlığı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... 28.02.2003 günlü dilekçesiyle... ...Mevkiinde sınırlarını bildirdiği 3500 m² yüzölçümündeki taşınmazı eklemeli olarak, 40 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla çekişmesiz ve aralıksız zilyet ettiği, yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu iddiasıyla adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.
Davalı Hazine, davanın reddi ile çekişmeli taşınmazın MK"nın 713/6. maddesi uyarınca Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne ve 16.04.2004 tarihli fen bilirkişi krokisinde gösterilen 3023 m² yüzölçümündeki taşınmazın, davacı adına tapuya tesciline ilişkin verilen karar, davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle;.. Hukuk Dairesinin 26.03.2009 tarih ve 2009/2160 – 5133 sayılı kararı ile “... 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, streoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip kesin olarak belirlenmesi, taşınmazın eski ve yeni niteliği konusunda jeoloji mühendisinden de ayrıntılı rapor alınması, keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulması, davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra Hazine yetkilileri tarafından hazırlanan idari tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmeli, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri kullandığı için Durali Metin adına ecrimisil tahakkuk ettirilip ettirilmediği sorularak, ettirilmişse buna ilişkin belgeler getirtilmeli, ... tarafından, beton santralı yapılmak üzere Hazineden taşlık ve çalılık 26500 m² alanın kiralanmak ya da satın alınmak istenmesi üzerine, Hazine tarafından bu yerin tescili yoluna gidildiği, bu amaçla tesbit işlemi yapıldığı, üzerinde bulunan gecekondu sahipleri için işgalci olarak ecrimisil tahakkuk ettirildiği, gecekonduların yıkılma aşamasında olduğu aynı yöreye ilişkin dosyalarda, ..Müdürlüğünce bildirildiğine göre, ilgili belge ve haritalar getirtilerek, çekişmeli taşınmazın bu arazinin içinde olup olmadığının belirlenmesi, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının usûlünce yapılması...” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 2004/1 esas 2010/1 karar sayılı kararı ve 6831 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanun ile eklenen Ek 10. maddesi gereğince makiye ayrılan sahaların zilyetlikle kazanılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine ve fen bilirkişi Metin Delibaş tarafından düzenlenen 15.03.2012 tarihli rapor ve ekindeki krokide kırmızı ile gösterilen 3025 m² taşınmazın MK"nın 713/6. maddesi uyarınca Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
Hükmüne uyulan... Hukuk Dairesinin 18/02/2013 gün ve 14006 - 1374 sayılı bozma kararında özetle: "Mahkemece, yapılan araştırma ve incelemede, çekişmeli taşınmazın 1946 yılında yapılan orman tahdidi dışında bırakıldığı ve 1952 yılında makiye tefrik edilen alanda kaldığının belirlendiği, davanın özelliği nedeniyle maki tesbit komisyonlarının yaptıkları işlemlerin niteliğinin belirlenmesinin zorunlu olduğu, 22.03.1996 tarih 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile 5653 sayılı Kanunla değişik 3116 sayılı Kanunun 1/e maddesi uyarınca kurulan maki tesbit komisyonlarının kanunî ve yaptıkları işlemlerin de geçerli olduğu ve makiye ayrılan yerlerde özel kanunlar uyarınca oluşturulan tapulara değer verileceğinin kabul edildiği, gerek Hukuk Genel Kurulunun gerekse ilgili Yargıtay Dairelerinin kararlıkla sürdürdükleri içtihatlarına göre, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan her türlü kayıt ve belgeler ile mahkeme ilâmlarının kanunî değerlerini yitireceği, makiye ayrılan yerlerle özel kanunlar uyarınca oluşturulan tapulardan başka tapulara değer verilemeyeceği (HGK 27.02.2002/1-19 E.-97 K.). İçtihadı Birleştirme Kararı ile maki tesbit komisyonunca makilik alan olarak belirlenen alanlarda özel kanunlar uyarınca oluşturulan tapulara değer verileceği kabul edildiği ve İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde açıkça maki komisyonlarınca yapılan işlerin sadece nitelik belirleme olup, orman dışına çıkarma işlemi olmadığı, tahdidin kesinleşmesiyle orman olarak tapuya kayıt edilecek taşınmazın, makiye ayrılmakla tapusuz hale dönüşmeyeceğinin vurgulandığı, 30.04.2010 gün ve 2004/1- 2010/1 sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında ise, 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp, orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak, tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığının, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığının, 27/01/2009 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 5831 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 6831 sayılı Orman Kanuna eklenen ek 10. madde hükmünün maki tespit komisyonlarınca 5653 sayılı Kanun uyarınca maki olarak tesbit edilen yerlere de uygulanması gerektiğinin ve bunun sonucu olarak bu yerlerin tesbit tarihinden itibaren imar, ihya ve zilyetlik yoluyla kazanılmasına olanak bulunmadığı, orman tahdidi dışında bulunan taşınmazlarda 22.03.1996 tarih 5/1 sayılı ve 30.04.2010 gün ve 2004/1- 2010/1 sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararlarının uygulanma olanağının bulunmadığının açıklandığı;
O halde, mahkemece, davanın esasına ilişkin karar verilmesi gerekirken, 30.04.2010 gün ve 2004/1- 2010/1 sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı ve 6831 sayılı Orman Kanuna 5831 sayılı Kanunun 5. maddesi ile eklenen ek 10. madde hükmünün yanlış yorumlanması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi, usûl ve kanuna aykırıdır." şeklindedir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra 15/03/2012 tarihli krokide kırmızı ile gösterilen 3025 m² taşınmazın davalı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, arazi kadastrosu sırasında tapulama harici bırakılmış taşınmazın, imar, ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince tapuya tesciline ilişkindir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Belediye Başkanlığına yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 02/04/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.