3. Hukuk Dairesi 2016/3210 E. , 2017/14261 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 2591385 tesisat no ile 14/7/1997 tarihinde elektrik idaresine abone olduğunu ve ilişkisinin 16/06/2000 tarihinde kesildiğini, ancak davalı tarafından adına haksız abonelik borçları tahakkuk edildiğini öğrendiğini, davalının 31/08/2001 başlangıç tarihli abonelik sözleşmesi yapıldığını ve sözleşmenin bitiş tarihinin 30/05/2011 olduğunu iddia ettiğini, oysa 2591385 nolu abonelik sözleşmesini 14/07/1997 tarihinde yaptığını ve 16/06/2000 tarihinde sona erdirdiğini beyan ederek haksız tahakkuk ettirilen elektrik borcunun iptalini, 6.704,67 TL"den borçlu olmadığının tespitini, ... 10.İcra Müdürlüğünün 2007/8086 sayılı dosyası ile yapılan takibin iptalini ve kötü niyetli davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacı şirketin 2591385 nolu tesisat aboneliğinin 30/05/2011 tarihine kadar devam ettiğini, dava konusu tüketim bedellerinin de 2001 ve 2002 yıllarına ait tüketim bedelleri olduğunu, dolayısıyla dava konusu tüketime ait fatura bedellerinin davacı tarafın abonelik süresi içinde tahakkuk ettiğini, ödenmemiş fatura bedellerinin toplamı asıl alacağın 997,16 TL; 29/12/2014 tarihi itibarı ile hesaplanan güncel borcun ise masrafları ile birlikte 6.708,48 TL olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının 2591385 tesisat no ile ilgili davalıyla abonelik sözleşmesi akdettiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının 2591385 tesisat no ile tahakkuk ettirilen tesisat no ile faturalandırılan tesisattan dolayı borcunun olmadığının tespitine, her ne kadar davacı ... 10 İcra Müdürlüğünün 2007/8086 Esas sayılı takipten dolayı borcunun olmadığına dair menfi tespit talebinde bulunup icra inkar tazminatı talep etmişse de söz konusu takip derdest bir takip olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; elektrik fatura borcundan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Elektrik abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden abone, tesisatta kullanılan elektrik bakımından elektrik dağıtım şirketine karşı sözleşme gereği sorumlu
olduğu gibi, elektrik sayacının muhafazası konusunda da sorumluluğu devam eder. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber elektrik dağıtım şirketine karşı kaçak elektrik kullanımı ve normal kullanım bedelinden dolayı müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.
Yargıtay.....Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur.
Somut olayda; davacının 2591385 numaralı ticarethane abonesi olduğu, aboneliğinin başlangıç tarihinin 14.7.1997 tarihi olduğu, davacının...... Belediye Başkanlığı’na söz konusu depoyu 16.06.2000 tarihinde kapattığına dair 28.06.2000 tarihli bildirimde bulunduğu, ancak aboneliğin sonlandırıldığına dair dosyada bilgi belge bulunmadığı, davaya konu edilen faturaların ise 2001/08, 2001/12, 2002/01, 2002/02, 2002/03 ve 2002/04 dönemlerine ait olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından her ne kadar 31.08.2001 başlangıç tarihli ikinci bir abonelikten bahsedilse de hükme esas alınan bilirkişi raporunda da 31/08/2001 tarihinde başlayan ikinci abonelik sözleşmesinin varlığını kanıtlayacak yeterli belgelerin bulunmadığı, bu nedenle davacının ikinci abonelik süresinde tüketildiği iddia edilen ve tüketim miktarları belli olmayan elektrik enerjisi ile ilgili 997,16 TL asıl alacak ve eklentilerini içeren bir borcu olmayacağı belirtilmiş ise de, davacının Kağıthane Belediye Başkanlığı’na yazmış olduğu depoyu kapatmış olduklarına dair yazı aboneliğin sonlandırılmış olduğunu göstermez. Davacı, 14.7.1997 başlangıç tarihli aboneliğini sonladırdığını ispatlayamamıştır.
Bu durumda, aboneliğini iptal ettirmeyen abone davacının sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, aynı ilkeler HGK 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı kararında da benimsenmiştir.
Hal böyle olunca mahkemece; dosyanın elektrik bedeli hesabı konusunda uzman bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, yukarıda açıklanan olgular da gözetilmek suretiyle davacının sorumlu tutulabileceği elektrik bedelinin hesaplanması için gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir hüküm verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davalı taraf yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.