3. Hukuk Dairesi 2016/3046 E. , 2017/14263 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının 1/4 hissesine malik bulunduğu taşınmazın bir kısmını 1992 yılında 3.000 TL"ye kendisine sattığını, bu satışa ilişkin olarak şahitlerinin de imzalarının bulunduğu sözleşmede satılan yerin özelliklerinin ve satış miktarının belirtildiğini, davalıya söz konusu parayı ödediğini ve yapılan sözleşme gereği kendi edimini yerine getirdiğini, ancak davalının bu zamana kadar satmayı vadettiği yeri adına tapuda tescil ettirmediğini beyan ederek ödediği 3.000 TL ana para ile bu zamana kadarki işleyen yasal faizi olan 19.844,08 TL olmak üzere toplam 22.844,08 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; dava konusu hisseli tapunun kendi üzerinde kayıtlı olduğunu, ancak satışı gerçekte yapan ve parayı alan kişinin ... isimli tarla sahibi olduğunu, kendisinin ise 1/4 hissesi olduğunu, tapu üzerinde kayıtlı olduğu için sözleşmede kendisinin taraf gösterildiğini belirtmiş, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davaya dayanak teşkil eden sözleşme, tanıkların beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu taşınmazın haricen paylara bölünüp davacı da dahil dava dışı 3. kişiler adına tapu kaydında lehine ipotek tesis edilen tanık ... tarafından satıldığı, ifrazı mümkün olmadığından davalı adına tapuya tescil edilmekle beraber üzerinde ipotek tesis edildiği, davacının talep etmiş olduğu payına düşen harici satış bedelinin ikrarı ile de sabit olduğu üzere tanık Mustafa tarafından alındığı ve bu haliyle gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin teminat niteliğinde olduğu, asıl borçlunun tanık ... olup, davalının borçlu olmadığı, bu hususun davalının kayıt maliki olduğu taşınmaz üzerinde tesis edilen ipotek ile de desteklendiği ve bu haliyle davalıya husumet yöneltilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; harici (geçersiz) satış sözleşmesi gereğince ödenen paranın iadesi istemine ilişkindir
Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı için TMK"nun 706, TBK"nun 237. (BK."nun 213), Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir.
Somut olayda; taraflar arasında yapılan arsa ödeme şartları ve alım satım vaadi sözleşmesinin incelenmesinde; alıcının ..., satıcının ... olduğu ve Yakaören Bayırlar Ulukuz Mevkiinde kain 2222 parsel sayılı taşınmazın 6 özel parsel numaralı yerin 3 milyon liraya satışı konusunda taraflar arasında anlaşma yapıldığı görülmüştür. Taraflar arasında yapılan bu sözleşmede alıcı davacı, satıcı ise davalıdır ve imzası inkar edilmeyen sözleşme tarafları bağlar. Bu durumda davacı ödediği parayı ancak sözleşmenin tarafı olan davalıdan isteyebilir.
Hal böyle olunca; mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve kurallar çerçevesinde davacının davalıdan isteyebileceği bedel konusunda inceleme yapılarak, tespit edilen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlere hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.