3. Hukuk Dairesi 2020/12047 E. , 2021/11888 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : TOKAT 2. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının asıl ve karşı davanın reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen karar, davalı-karşı davacılar tarafından duruşmasız, davacı/karşı davalı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 23/11/2021 tarihinde taraflardan kimsenin gelmediği anlaşılmakla işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, 64,20 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı/karşı davacılara yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı/karşı davalıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 23/11/2021 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Sayın; Çoğunluğun, Bölge Adliye Mahkemesi Kararının onanması yönündeki kararına muhalefet şerhimin gerekçesidir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararında yer alması gereken hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 359 uncu maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, "Tarafların iddia ve savunmalarının özeti" , "İlk derece mahkemesi kararının özeti" , "İleri sürülen istinaf sebepleri" ve "Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep" Bölge Adliye Mahkemesi kararında yer alması gereken zorunlu hususlardandır.
Buna göre kararda, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Gerekçe, mahkemenin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Mahkeme, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.
Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (KURU, Baki/ARSLAN, Ramazan/YILMAZ, Ejder: 6100 sayılı HMK"na Göre Yeniden Yazılmış Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ankara 2011, s.472).
Anayasa"nın 141 inci maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükmü bağlanmakla gösterilmiş olup, gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.
Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkrasının bulunması zorunludur. Nitekim 07/06/1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında yer alan "Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği kanun koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir" şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye, vurgu yapılmıştır.
Kararların gerekçeli olması, davanın taraflarının mahkeme kararının dayanağını öğrenerek mahkemelere ve genel olarak yargıya güven duymalarını sağladığı gibi, tarafların kanun yoluna etkili başvuru yapmalarını mümkün hale getiren en önemli faktörlerdendir. Gerekçesi bilinmeyen bir karara karşı gidilecek kanun yolunun etkin kullanılması mümkün olmayacağı gibi bahsedilen kanun yolunda yapılacak incelemenin de etkin olması beklenemez.
Öte yandan, 28/07/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun"un 38 inci maddesi ile 6100 sayılı HMK"nın 359 uncu maddesine eklenen 3. fıkra " Bölge Adliye Mahkemesi, başvurunun esastan reddi kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerini özetlemek ve ret sebeplerini açıklamak kaydıyla kararın hukuk kurallarına uygunluk gerekçesini göstermekle yetinebilir." şeklindedir. Söz konusu hüküm gereğince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi durumunda da, istinaf başvurusunun ret sebepleri açıklanmak kaydıyla kararın hukuk kurallarına uygunluk gerekçesi gösterilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta; Bölge Adliye Mahkemesi kararında yukarıda belirtilen ilkelere uygun şekilde istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürülen itirazlar değerlendirilmediğinden ve bu itirazlara dair bir gerekçe tesis edilmediğinden, başka ifade ile karar somut olaya özgü hukuki gerekçe içermediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararı 6100 sayılı Kanun"un 359. maddesine aykırı olup, açıklanan hususlar gözetilmeden yazılı şekilde tesis edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı usul ve kanuna aykırı olup, kararın bu gerekçe ile BOZULMASI gerektiği düşüncesindeyim. 23/11/2021