MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 17.11.2011 tarihli sözleşme ile paydaşı bulunduğu taşınmazın çatı katını kızkardeşi olan davalıdan satın aldığını, satış bedeli olan 40.000 TL’nin davalıya ödendiğini, ayrıca bina için çeşitli giderler yaptığını, bu nedenlerle davalıdan resmi işlemlerin yerine getirilmesini talep ettiğini, ancak bu talebinin kabul edilmediğini ileri sürerek; satış bedeli olan 40.000 TL ile bina için yapmış olduğu giderlerden davanın payına düşen bedelin, satış bedeline ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı; davaya konu çatı katının eşi tarafından yaptırıldığını, ancak kardeşi olan davacıdan kaynaklanan sorunlar nedeniyle 17.11.2011 tarihli sözleşme ile çatı katı için yapmış olduğu giderleri alarak bu yeri terk ettiğini, davaya konu çatı katının davacı tarafından kiraya verildiğini savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; taraf tanıklarının beyanları ile davacının davasında haksız olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı, kardeşi olan davalı ile 17.11.2011 tarihli taşınmaz satım sözleşmesini imzalandığını, satış bedeli olarak kararlaştırılan 40.000 TL"nin davalıya ödendiğini ileri sürerek; sözleşmenin yerine getirileceği inancıyla yapmış olduğu ödemenin davalıdan iadesini istemiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı ve davalının kat maliki bulunduğu taşınmazda, davalı tarafça imara aykırı olarak inşa edilen çatı katının 17.11.2011 tarihli sözleşme ile 40.000 TL bedel karşılığında davacıya satıldığı anlaşılmaktadır.Davalı, cevap dilekçesiyle; sözleşmeyi ve satış bedeli olarak kararlaştırılan 40.000 TL"yi davacıdan aldığını kabul etmiştir. Bu durumda, imara aykırı (kaçak yapı) olan çatı katının satışına dair taraflarca imzalanan sözleşme geçersizdir. O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Buna göre, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilirler. Hal böyle olunca, mahkemece; davaya konu 17.11.2011 tarihli sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle davacının davalıya ödediği satış bedelini geri isteyebileceği, ancak davacının halen zilyetliğinde bulunan taşınmazı iade etmeden faiz talep edemeyeceği gözetilerek, satış bedeli olarak ödenen meblağın taşınmazın davalıya iade edildiği tarihten işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin tümden reddi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.