Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/12208
Karar No: 2021/11891
Karar Tarihi: 23.11.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/12208 Esas 2021/11891 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/12208 E.  ,  2021/11891 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın reddine yönelik olarak verilen karar, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 23/11/2021 tarihinde davacı vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalı avukatı Haymana Noterliğinin 23.07.2004 tarih ve 1546 yevmiye sayılı vekaletnamesi ile eşine karşı açacağı boşanma, nafaka, maddi ve manevi tazminat davasında vekil tayin ettiğini, ancak davalı tarafı dava açılmadan noter kanalıyla azlettiğini, azilnamenin 11.08.2004 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, buna rağmen davalının hükümsüz olan vekaletname ile adına boşanma davası açtığını, davalının haksız eylemi sonucu boşandığını öğrenir öğrenmez savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, davalının azledilmesine rağmen hükümsüz kalan vekaletnameyi kullanarak adına eşine karşı 22.11.2005 tarihinde boşanma davası açtığını, boşanma davasının 09.03.2006 tarihinde sonuçlandığını ve temyiz edilmeyerek kesinleştiğini, davalının boşanma davasında hazırladığı dava dilekçesinde kendisi aleyhine beyanlarda bulunarak maddi ve manevi zarara uğrattığını ileri sürerek; 30.000,00 TL manevi, 20.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı; olayın 22.11.2005 tarihinde meydana geldiğini, davacının bu durumu en geç 31.08.2007 tarihinde öğrendiğini, Avukatlık Kanunu 40. madde gereğince zaman aşımı süresinin dolduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu, 2012 yılına kadar hiçbir şey yapmadığını, oysa yargılamanın iadesi davası açarak boşanma kararını iptal ettirebileceğini, azilnameden haberinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davacının yargılamanın iadesi kanun yoluna başvurarak boşanma hükmünün iptalini sağlayabileceğinden eldeki davayı açmakta hukuki yararı olmadığı belirtilerek, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyizi üzerine; 13. Hukuk Dairesi’nin 17.09.2018 tarih 2016/25857 E 2018/8004 K sayılı ilamı yargılamanın iadesinin olağanüstü kanun yolu olup tarafların bu yola başvurmasını zorunlu kılan düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuş, mahkemece, bozmaya uyularak, yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, davalı avukatın vekillikten azledilmesine rağmen davacı adına boşanma davası açarak tazminat, nafaka, ziynet ve diğer eşyalar için talepte bulunmaması nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının davalı avukat hakkında 28.11.2012 tarihli dilekçe ile Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu, zararı bu tarihte öğrendiğini, bu kapsamda Avukatlık Kanunu 40. maddesi gereğince bir yıllık zaman aşımı süresinden sonra dava açılması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kural olarak mahkemece bozma kararına uyulmakla, o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı Kararı).
    Belirtilmelidir ki; mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr...., Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr....’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
    Bu ilkeler kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkelere etki yapamaz.
    Somut uyuşmazlıkta, davanın dava şartı nedeniyle reddine ilişkin verilen ilk kararı davacı temyiz etmiş olup, davalının ise mahkemenin gerekçesine yönelik herhangi bir temyizi bulunmamaktadır. O halde bu durum davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturur. Bu karara yönelik davacının temyiz başvurusu üzerine 13. Hukuk Dairesinin bozma ilamında “..davalının savunmaları ve zaman aşımı itirazı da değerlendirilerek...” ibaresi de maddi hataya dayalı olup, davacının usuli kazanılmış hakkını bertaraf etmez. Kaldı ki, davacının, davalı avukata yönelttiği eylem de ceza yasasında suç olarak düzenlenmiş bulunduğundan, zamanaşımı süresinin de (uzamış) ceza zamanaşımına göre belirlenmesi gerekir. Yerel mahkemece, açıklanan yönler gözetilerek işin esası yönünden inceleme yapılıp sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
    peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi