20. Hukuk Dairesi 2014/7569 E. , 2015/2662 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 10.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı...vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 15.04.2014 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden...vekili Av.... ile diğer taraftan ... ve diğerleri vekili Av. ... ile ... vekili ...geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı..., davalılar adına özel mera olarak tapuda kayıtlı...İlçesi, ...168 ada 4 parsel sayılı 592,973 m² yüzölçümündeki taşınmazın, ikinci kez kadastroya tabi olarak tesbitinin yapıldığından yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu, ayrıca devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla tapu kaydının iptali ile...adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karar,...vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay ... Hukuk Dairesinin 28.03.2012 gün 2011/10878 - 4713 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında sair hususların incelenmediği belirtilmek suretiyle özetle; “...davacı...tarafından devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer iddiasında bulunulduğu ve bu tür iddiaları içeren davalarda, yargısal uygulamada istikrar kazandığı üzere, 10 yıllık hak düşürücü süre ile bağlı kalınmaksızın her zaman dava açılabileceği gözönünde bulundurularak mahkemece işin esası incelenerek toplanacak delillere göre bir karar verilmesi...” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, dava konusu taşınmazın kayıtlı mera olmadığı, kadimden beri kullanılan genel mera niteliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve 34.568.-TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı...vekili tarafından hükmün esasına ve vekâlet ücretine yönelik temyiz edilmiştir.
Yörede 1967 yılında yapılan arazi kadastrosunda, çekişmeli taşınmaz Kasım 1953 tarih 2 ve Eylül 1967 tarih 58 numaralı tapu kaydı revizyon gösterilmek suretiyle..ve arkadaşları adına tesbit edilmiş, itirazı tapulama komisyonunca reddedilen Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonunda,...Asliye Hukuk Mahkemesinin 1972/113 - 1975/220 sayılı kararıyla davanın reddine ve taşınmazın davalılar adına tesciline dair verilen karar 17.03.1976 tarihinde kesinleşmiştir.
Yörede 1948 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1978 yılında yapılıp 21.08.1980 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması ile 1991 yılında yapılıp 24.02.1993 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve dava konusu taşınmazın kadim mera niteliğinde bulunmadığı, borçlanmak suretiyle...tarafından satılan 02.11.1953 tarih 2 sıra sayılı tapu kaydının kapsamında kaldığı, tapu miktar fazlasının da...tarafından borçlandırılmak suretiyle satıldığı ve bedelinin alındığı, asliye hukuk mahkemesinin 19.11.1975 tarih 1972/113 - 220 sayılı kararı ile çekişmeli parselin 02.11.1953 tarih 2 sıra sayılı tapu kaydının kapsamında kaldığının belirlendiğinden, anılan hükmün davalı taraf yararına üstün delil niteliğinde olduğu, taşınmazın kadim mera niteliğinde bulunmadığı ve dava dilekçesinde belirtilen değer üzerinden nisbi vekâlet ücretine hükmedilmiş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 07/04/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.