Esas No: 2020/5253
Karar No: 2022/1745
Karar Tarihi: 10.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5253 Esas 2022/1745 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir dava sonucunda, satıcılık sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle davalı şirkete teslim edilen mallarla ilgili olarak iade edilmeyen 5 adet çekin iptali ve çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiştir. Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, malların teslimine ilişkin belgede imzası bulunan kişinin davalı şirkette çalıştığı ve mal teslim almaya yetkili olduğu anlaşıldığından, davacının iddiası doğru kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. İlgili kanun maddeleri İcra ve İflas Kanunu'nun 72/4. maddesi olarak belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 19.11.2019 tarih ve 2018/898 E. - 2019/1496 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 08.03.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı firmanın Gaziantep Bölge Bayisi olduğunu, davalı firmanın aralarındaki sözleşme şartlarına uymadığı için sözleşmeyi feshettiklerini, davalının mallarının iade edildiğini, davacı tarafa ait 5 adet çekin davalı firma tarafından iade edilmediğini iddia ederek çeklerin iptaline, çeklerden dolayı borçlu bulunmadıklarının tespitine, davalı aleyhine tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacı firma arasında tek satıcılık sözleşmesi bulunduğunu, taraflar arasında süregelen anlaşmazlıklar neticesinde sözleşmenin davacı firma tarafından feshedildiğini, bu feshin geçerli olmadığını, iade edildiği söylenen ürünlerin firmaya teslim edilmediğini, çeklerin iadesinin söz konusu olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, dosya arasında bulunan 17.05.2012 tarihli belgede teslim alan olarak gözüken ...'in malları teslim almaya yetkili olup olmadığına dair davacı vekilinden delillerinin sorulduğu, ...’in tanık olarak gösterildiği, belge tarihinde ...'in çalıştığı işyeri kayıtlarının SGK'dan celp edildiği, gelen kayıtlara göre ...’in davalı işyerinde 2010 yılının Ekim ayında çalışmaya başladığı, 24.11.2011 tarihinde buradan ayrılıp 26.11.2011 tarihinde başka bir şirkette işe başladığı, davacının mal teslimine yönelik dayanağı belgenin düzenlendiği tarihte ...’in davalı şirkette çalışmadığı, ... duruşmadaki beyanında bu iki şirketin aynı şirket olduğunu beyan etmiş ise de şirketlerden birinin Gaziantep'te, diğerinin ise Denizli'de yerleşik olduğu, aynı şirket olduğuna dair davacı tarafça somut delil ibraz edilmediği, bu şirketler aynı şirket olsa dahi, teslim alan ...’in şirket adına malları teslim alma yetkisinin bulunduğuna dair davacı tarafça yeterli delil ibraz edilmediği, Mustafa Karademir her ne kadar duruşmadaki beyanında belgedeki imzayı kabul edip, şirket müdürü gibi çalıştığını ve malları teslim almaya yetkili olduğunu belirtmiş ise de buna dair resmi herhangi bir kaydın olmadığı ve bunun soyut beyandan öteye geçmediği, buna göre davacı taraf bayilik sözleşmesinin feshinden sonra davalıya malları iade ettiğini iddia edip verdiği çekler yönünden borçlu olmadığının tespitini talep etmiş ise de, malların teslimine yarar somut ve inandırıcı delil ibraz edilmediği, dava açılırken ihtiyati tedbir yoluyla davaya konu çeklerin icra takibine konulması engellendiğinden İİK’nın 72/4. maddesi gereğince davacı aleyhine % 40 oranında tazminata hükmedildiği gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu 100.000,00 TL'nin % 40'ı oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
(1) Davacı, daha önce davalıdan aldığı ve satıcılık sözleşmesi nedeniyle elinde bulundurduğu malları, ilişkinin sona ermesi nedeniyle davalıya teslim ettiğini iddia ederek 5 adet çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Tüm dosya kapsamı, davalı şirket yetkilisi olduğu anlaşılan Basri Kabaetli’nin 06.06.2012 tarihinde Çınar Polis Merkezi Amirliği’nde verdiği ifade, bozma ilamından sonra dosyaya getirtilen SGK kayıtları, 17.05.2012 tarihli belgede imzası bulunan ...’in duruşmada alınan beyanı, davalı vekilinin temyize cevap dilekçesindeki ... hakkındaki anlatımları birlikte değerlendirildiğinde, malların teslimine ilişkin 17.05.2012 tarihli belgede imzası bulunan ...’in belge tarihinde davalı şirkette çalıştığı ve mal teslim almaya yetkili olduğu anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar çerçevesinde davacı iddiasını ispat etmiş olup dava konusu 5 adet çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup mahkeme kararının bozulması gerekir.
(2) Bozma sebep ve şekline göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bend uyarınca davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 10/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.