Esas No: 2020/7240
Karar No: 2022/1727
Karar Tarihi: 10.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7240 Esas 2022/1727 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir davada, davalının İzmit Körfezi'ndeki köprünün keson batırma işini yüklenmesi sonucu oluşan hasar nedeniyle davacı tarafından dava açılmıştır. Ancak yapılan yargılamalar sonucunda, dava dışı sigortalı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'ne ait römorkta meydana gelen hasar ve oluşan zararın, sigortalı ile davalı kiracı arasında akdedilen yedekte çekme sözleşmesinin 2/a maddesinin (i) ve (iii) bentlerinde tarif edilen şekilde oluştuğu belirlenmiştir. Bu nedenle, sigortalıya halefen açılan işbu davada, davacının davalıdan talepte bulunamayacağı sonucuna varılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesi'nin verdiği karar, temyiz istemi reddedilerek onanmıştır.
Kanun Maddeleri:
- HMK'nın 353(1)b-1 maddesi
- yedekte çekme sözleşmesinin 2/a maddesinin (i) ve (iii) bentleri
- HMK'nın 370/1. maddesi
- HMK'nın 372. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesince (Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatıyla) verilen 29.05.2018 tarih ve 2017/221 E- 2018/220 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 22.09.2020 tarih ve 2018/1795 E- 2020/867 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının İzmit Körfezi'ne inşa edilecek köprünün keson batırma işini yükümlendiğini, davalı tarafından inşa edilen kesonların batırılması için köprünün uçlarına çekilmesinin gerektiğini, bu nedenle davalı ile dava dışı Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün arasında towhire yedekte çekme sözleşmesinin tanzim edildiğini, Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün çekme işini yapan "Kurtarma 10" isimli römorkunun davacının Tekne Sigortalı Poliçesi ile teminat altına alınmış olduğunu, ancak davalının kesonlarının sigortalı römork ile çekilmesi sırasında, römorkun hasar aldığını, sigortalı firma yetkililerinin de katılımı ile yapılan ekspertizlerde maliyet hesabının belirlendiğini ve buna göre toplam 210.386,00 TL’nin 24.03.2017 tarihinde sigortalıya ödendiğini, müvekkili sigortacının yaptığı bu tazminat ödemesi nedeniyle sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalı firmanın geminin kiracısı olması ve aradaki sözleşmesel ilişki çerçevesinde oluşan hasardan %100 kusurlu ve sorumlu bulunduğunu belirterek, 210.386,00 TL tazminatın 24.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 24.02.2014 tarihli ve 9393 sayılı yazıda sorumluluğa ilişkin yer alan satırların “Hizmet başlangıcından hitamına kadar geçen sürede operasyon nedeni ile römorkörlerimizde oluşabilecek hasarlara ait masraf ve 3. şahıslara verilebilecek zararlar şirketinizce karşılanır” şeklinde yazılı olduğunu, oysa dava konusu hasarın operasyon nedeni ile meydana gelecek bir hasar olmadığını, hasarın davacının sigortalısının emir, komuta ve insiyatifinde olan deniz aracının seyri esnasında, varış noktasına ulaşmadan meydana gelen ve sebebi tespit edilemeyen ani bir sarsıntı ile meydana geldiğinin iddia edildiğini, ani sarsıntıya davalının bir eylemi ya da davalıya ait bir cisim, bir yapının neden olmadığını, dava konusu hasarın tamamen sigortalının sorumluluk sahasında, sigortalının sevk ve idaresindeki seyir esnasında, operasyon dışında ve nedeni tespit edilemediğini, tamamen operasyon harici bir kuvvet ya da unsur nedeni ile meydana geldiğini, seyirdeki tek yetkili kaptanın sigortalının adamı olduğunu, tüm yetki ve sorumluluğun kendisinde bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dosyadaki raporlara göre sigortalı römorkörün iskele pervane kanatlarının ve dümen rodu rulman yatağının dış bileziğinde meydana gelen hasarın nedeninin, römorkörün çektiği keson yükü olmadığı, dalış yaparak sistemin su altı görüntülerini çeken dalgıcın raporunda, “su yüzeyi altında çıkmasında yüzer bir sentetik halatın bağlı olduğu bir tel halatın pervaneye dolaştığı ve sonrasında parçalanarak pervaneden kurtulduğu” tespitlerine yer verildiği, pervane üreticisi VOITH’in servis uzmanlarınca düzenlenen raporlarda da, “halatın kaptırılıp sıkışması nedeniyle zarar gören pervane kanadı” ve “kanatlar üzerinde halattan kaynaklı gözle görülür izler ve çizikler bulunmaktadır” yönünde tespitler yapıldığı, bu bilgilerin, römorkörün iskele pervane sisteminde meydana gelen hasarın, römorkörün seyri sırasında deniz ortamında bulunan yabancı cisimlerin (halat) pervane sistemine dolanması nedeniyle oluştuğunu ortaya koyduğu, sigortalı ile davalı Sezai Türkeş Fevzi Akkaya İnşaat A.Ş. arasında düzenlenen 04.03.2014 tarihli Uluslararası Okyanus Yedekte Çekme Sözleşmesi (Towhire)' nin kiracının sorumluluğu ile ilgili 18.2.b(i) madde ve fıkrası kapsamında davalı kiracının sorumluluğunun olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, hasarın operasyon sırasında meydana geldiğinin sabit olduğu, sigortalı ve davacı arasındaki Towhire sözleşmesinin 18/2.a ve b maddelerine göre seyir halinde römorkörün hasarlanması durumunda kiracının sorumlu olup olmadığına bakılmaksızın kiralayanın sorumlu olacağının kararlaştırıldığı, bu nedenle hasardan kiracı olan davalının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya yönünden yerinde olduğu belirtilerek, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve özellikle dava dışı sigortalı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'ne ait römorkta meydana gelen hasar ve oluşan zararın, sigortalı ile davalı kiracı arasında akdedilen yedekte çekme sözleşmesinin 2/a maddesinin (i) ve (iii) bentlerinde tarif edilen şekilde oluştuğunun anlaşılması nedeniyle, sigortalıya halefen açılan işbu davada, davacının davalıdan talepte bulunamayacağına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 10/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.