Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/9752
Karar No: 2015/2717

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/9752 Esas 2015/2717 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/9752 E.  ,  2015/2717 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar...ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı İ.... vekili, asıl ve birleşen davalarda sınırlarını bildirdikleri ... Köyünde kayıtlı olmadığını, taşınmazların gerçek kişilerin zilyetliğinde iken davacı şirket tarafından satın alındığını, satış tarihinde gerçek kişiler yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre davacı şirket adına tescilini istemiştir.
    Davalı,...ve Orman Yönetimi davanın reddini istemiştir.
    Davalı köy çekişmeli taşınmazların 50 yıldır kullanıldığını söylemiştir.
    Mahkemece davanın ve birleşen davaların kabulüne, 28/09/2012 tarihli rapor ve krokide (A), (B), (C), (D), (E), (G), (H) ve (I) harfiyle gösterilen yerlerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar...ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 1999 yılında 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp, 21.10.1999 – 21.04.2000 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B çalışması vardır.
    Genel arazi kadastrosu 1975 yılında yapılmış, davalı taşınmazlar çalılık niteliği ile tesbit dışı bırakılmıştır.
    Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
    Hükme dayanak alınan orman bilirkişi kurulu raporunda çekişmeli taşınmazların tahdit dışında kaldığı bu nedenle orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtilmiş ise de, orman tahdit haritası ile kadastro paftası ölçekleri eşitlenerek çakıştırılmadığı için denetlenememektedir. Bir yerin tahdit dışında kalması ayrı, zilyetlikle kazanılacak yerlerden olması ve kazanma koşullarının oluşmuş olması ayrı konulardır ki taşınmazların tahdit dışında kalıp kalmadığı kesin olarak belirlenmediği gibi, zilyetlikle edinme koşulları da yeterli şekilde araştırılmamıştır.
    Mahkemece, komşu parsellere ait kadastro tesbit tutanakları ve dayanak belgeleri ile orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmalarına ilişkin harita ve işe başlama, işi bitirme, çalışma ve ilân tutanakları getirtilmeli, yörede imar uygulaması yapılıp yapılmadığı sorulmalı, yapılmış ise çekişmeli taşınmazların olduğu yere ne gibi bir işlem yapıldığı, imar planı içine alınmışsa hangi tarihte alındığı, imar planı kapsamına alınma tarihine kadar davacı yararına 20 yıllık zilyedlik süresinin dolup dolmadığı belirlenmeli, bütün belgeler getirtildikten

    sonra önceki bilirkişiler dışında bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi, bir ziraat ve bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, orman kadastro haritası ve kadastro paftası ölçekleri denkleştirilerek, sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıkta en az 5 ya da 6 orman sınır noktası gösterilecek biçimde, çekişmeli taşınmazların kesinleşen tahdit hattına göre konumu belirlenmeli, taşınmazlar kesinleşen orman kadastro sınırları dışında ise dava konusu taşınmazlar ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmazlara bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile, davanın açıldığı tarihten 10 ve 20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ile bu hava fotoğraflarına dayanılarak üretilen memleket haritaları, bulunduğu yerlerden istenerek, yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve önceki bilirkişiler dışında ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yapılacak keşifte, getirtilen belgeler dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemiş ise dava konusu taşınmazların 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak ve klizimetre (eğimölçer) aletiyle ölçülmek ve memleket haritasındaki münhaniler de dikkate alınmak suretiyle, dava konusu taşınmazların kesin ve gerçek eğimini gösterir rapor alınmalı, dava konusu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olması veya kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalması ya da orman ve arazi kadastrosunun yapılıp kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 20 yıldan fazla süre geçmesi o yerin kişiler adına tescili için yeterli olamayacağından, zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, taşınmazların öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli, yerel bilirkişinin imar ve ihya ile zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları, taşınmazların değişik bölümlerinden yeterli derinlikten toprak örnekleri alınıp incelenerek, taşınmazların imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, edildi ise tarihi ve ne kadar süreyle ne şekilde zilyet edildiği, hava fotoğrafları ve memleket haritasında taşınmazların o yıllarda ziraat alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı, yine fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, çekişmeli taşınmazların fiilî durumunu da belirtir şekilde rapor alınmalıdır. Ayrıca; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı yanında, taşınmazların satın alındığı iddia edilen gerçek kişiler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 03.07.2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, çekişmeli taşınmazların önceki zilyetleri olduğu söylenen kişiler tarafından açılan tespit davalarındaki ziraat bilirkişi raporları dikkate alınmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    Kabule göre de,...ve ilgili kamu tüzel kişileri TMK.nun 713/3. maddesi gereğince kanuni hasım durumunda bulunmaktadırlar. Tescil davalarının özelliği gereği davanın davacı yararına olumlu veya olumsuz sonuçlanması sonuca etkili olmayıp, davacının yaptığı yargılama giderleri üzerinde bırakılır ve yararına vekâlet ücretine hükmedilemez. Bu bakımdan, eksik harcın davalı ... Yönetiminden alınması, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı ... Yönetiminden alınarak davacıya verilmesi biçiminde kurulan hüküm yerinde bulunmamaktadır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar...ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/04/2015 günü oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi