MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 62/1, 52, 53, 51 maddeleri 10 ay hapis ve 6.080 TL adli para cezası

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın... ilinde faaliyet gösteren ... Ltd. Şti yetkilisi olduğu ve katılanın yetkilisi olduğu ... ilçesinde faaliyet gösteren ...Ltd. Şti’nden daha önce birkaç kez mal alıp bedelini çek ve senetler vermek suretiyle ödediği, katılan ve sanığın açık hesap çalıştıkları, sanığın 2008 yılında katılandan aldığı mallara karşılık adli emanete alınan iki adet senedi, 29/08/2008 tarihinde kargo yoluyla katılanın işyerine gönderildiği, senetlerin vadesinde ödenmediği, sanığın icra takibi yapıldığında imza itirazında bulunduğu ve keşideci imzasının sanığa ait olmadığının bilirkişi raporu ile anlaşıldığı, bu suretle sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak ;
Katılanın aşamalardaki beyanlarında; " sanıkla olan ticari ilişkilerinde açığa çalıştıklarını, önceden verilen mallara karşılık senetler gönderildiğini.." ifade etmesi karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 gün, 8/69 sayılı kararında ve buna uyumlu Dairemiz kararlarında da açıklandığı üzere, önceden doğan bir borç nedeniyle sonradan sahte senet düzenlenip verilmesi halinde, borç daha önce doğduğundan, hile unsuru olarak kabul edilemeyeceği, dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı gözetilmeden sanık hakkında yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de ;
1)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 365 gün olarak tayin edilmesi,
2)TCK’nın 53/4. maddesi gereğince, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında aynı maddenin birinci fıkrasında gösterilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin ve TCK’nın 53/3. maddesine göre, mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen sanık hakkında aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde belirtilen sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.