7. Ceza Dairesi 2015/1430 E. , 2017/5638 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4733 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1)01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Yasanın 5. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK.nun 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı Yasanın 106. maddesinin 4. ve 9., yine 18.06.2014 tarihli 6545 sayılı Yasanın 81. maddesi ile 3. ve 8. fıkralarındaki değişiklikler ve 10. fıkrasının yürürlükten kaldırılmış olması göz önüne alındığında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde, verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrileceğinin belirtilmesi,
2)Davaya konu sigaralar hakkında 22.05.2013 tarihinde yargılama aşamasında tasfiye kararı verildiğinin anlaşılması karşısında, eşya tasfiye edilmiş ise tasfiye bedelinin Hazine adına irad kaydına, tasfiye edilmemiş ise 5237 sayılı TCK.nun 54. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3)Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan ..."nin davaya katılan olarak kabul edilip lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden ve bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi uyarınca,
1) Hükümden "ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına çevrileceğine" ifadesinin çıkartılması,
2)Hükmün müsadere ile ilgili kısmının çıkartılarak ""dava konusu eşya tasfiye edilmiş ise tasfiye bedelinin hazine adına irat kaydına, tasfiye edilmemiş ise 5237 sayılı TCK.nun 54. maddesi uyarınca müsaderesine" ifadesinin eklenmesine,
3)Hükümden ""Katılan ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden 1,320,00 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılan ... Müdürlüğüne verilmesine"" ifadesinin çıkartılması, sair kısımları aynen bırakılan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.07.2017 günü oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
4733 sayılı Yasaya aykırılık suçundan sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün, sanık tarafından temyizi üzerine sayın çokluğun düzeltilerek onamaya ilişkin kararı yerinde değildir. Şöyle ki;
Sanık ... aşamalardaki değişmeyen ve bu dosyadan tefrik edilen dosyada yargılanan suça sürüklenen çocuk ... tarafından doğrulanan savunmalarında özetle, suça konu sigaralarla bir ilgisinin olmadığını, amcasının oğlu ... ile birlikte ..."...gitmek için anlaştıklarını, olay tarihinde ..."den önce otogara gidip biletleri ayarladığını, otobüsün haraketine yarım saat kala ..."in bir ticari taksi ve eşyalarla geldiğini, eşyaları birlikte otobüse yüklediklerini ancak çuval ve kutuların içerisinde ne olduğunu bilmediğini, Jandarma ekipleri tarafından yapılan kontrolde sigaraları gördüğünü, ..."...çalışmak için gittiğini söylemiştir.
Dosyası tefrik edilen suça sürüklenen çocuk ... beyanlarında, suça konu sigaraları ..."da satmak için Ağrı"dan aldığını, dört çuval"...koyarak Ağrı otogarına getirdiğini, otogarda bekleyen amcasının oğlu ... ile birlikte ..."...haraket ettiklerini, yapılan aramada sigaraların yakalandığını söylemiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 04/04/2006 tarih, 2006/3-35 E, 2006/97 K. sayılı ilamı ile buna benzer birçok ilamında da "...ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan "in dubio pro reo" kuşkudan sanık yararlanır kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır, Şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemez. Ceza mahkumiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat teorikte olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermektir. O halde ceza yargılamasında mahkumiyet, büyük veya küçük bir ihtime değil, kuşkudan uzak bir kesnliğe dayanmalıdır."
Tüm bu anlatılanlar, dosya kapsamı, sanığın aşamlardaki savunmalarında, suça konu sigaralarla bir ilgisinin olmadığını, amcasının oğlu Muhammed Selim ile birlikte ..."...gitmek için anlaştıklarını, olay tarihinde Muhammed"den önce otogara gidip biletleri ayarladığını, otobüsün hareketine yarım saat kala ... bir ticari taksi ve eşyalarla geldiğini, eşyaları birlikte otobüse yüklediklerini ancak çuval ve kutuların içerisinde ne olduğunu bilmediğini, Jandarma ekipleri tarafından yapılan kontrolde sigaraları gördüğünü, savunmasını doğrulayan suça sürüklenen çocuk ..."in beyanları, dosyada başkaca delilin bulunmaması birlikte değerlendirildiğinde, sanığın müsnet suçtan cezalandırılması için savunmasının aksine somut, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi ile şüpheden sanık yararlanır ilkesi nedeniyle beraatine karar verilmesi gerekçesiyle kurulan hükmün bozulması yerine, yerel mahkemenin dosya kapsamına uymayan, yetersiz gerekçesine ve tahmine dayalı usul ve yasaya uygun olmayan kararının düzeltilerek onanmasına dair sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 04.07.2017