16. Hukuk Dairesi 2015/490 E. , 2015/1614 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ..... Mahallesi çalışma alanında bulunan 115 ada 1 ve 119 ada 129 parsel sayılı 24.595,04 ve 63.767,82 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 115 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ham toprak niteliği ile, 119 ada 129 parsel sayılı taşınmaz ise tapu kaydına dayanılarak askeri bina ve arsası niteliği ile davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları irsen intikal ve tapu kaydına dayanarak dava açmışlar, ... aynı gerekçelerle davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacılar ve katılan davacının davasının kabulüne, çekişmeli 115 ada 1 ve 119 ada 129 parsel sayılı taşınmazların ....... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Kadastro Mahkemesinde çekişmeli taşınmaz hakkında birden fazla dava açılması halinde davaların birleştirilerek görülmesi zorunludur. Mahkemenin celbedilen ilgili dava dosyası örneğine göre çekişmeli 115 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 2010/5 Esas sayılı dava dosyasında da davalı olduğu anlaşılmaktadır. Yargılamanın en az masrafla ve en kısa zamanda gerçekleştirilmesi ve verilecek hükümlerin birbirini etkileyeceği gözetildiğinde aynı taşınmazla ilgili davaların irtibat nedeniyle 115 ada 1 parsel sayılı taşınmazla ilgili eldeki dava ile aynı mahkemenin 2010/5 Esas sayılı dosyasının birleştirilmesi gerekirken, yargılamaya ayrı dosyalar üzerinden devam edilmesi isabetsiz olduğu gibi, mahkemece; davacı taraf yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu kabul edilerek karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama da karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazlardan 119 ada 129 parsel sayılı taşınmaz 24.04.1987 tarih 42 sayılı tapu kaydına dayanılarak, 115 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ise ham toprak niteliğinde davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı taraf Ekim 1960 tarih 30 sıra numaralı kayıttan gelen 1.12.1966 tarih ve 1 sıra numaralı tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davacı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesine dayanarak hüküm kurulmuştur. Ne var ki, kayıt uygulaması yapılmadığı gibi zilyetliğe ilişkin yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri soyut ve gerekçesiz sözlerin tekrarından ibarettir. Bu şekilde eksik ve yetersiz inceleme ile karar verilmesi doğru değildir. Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için; öncelikle aynı taşınmazla ilgili dosyalar birleştirildikten sonra her iki tarafın dayanağı olan tapu kayıtları Tapu Arşiv Dairesi Başkanlığından da sorulmak sureti ile tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte dosyaya getirtilmeli, söz konusu tapu kayıtlarının kadastro çalışmaları sırasında revizyon görüp görmediği Kadastro Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak varsa revizyon gördükleri parsellere ait kadastro tutanaklarının onaylı örnekleri ve kesinleşmiş iseler tapu kayıtlarının onaylı örnekleri getirtilerek dosyasına konulmalı, dosya ikmal edildikten sonra taşınmazlar başında yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri ve teknik bilirkişilerin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20. maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kayıtları yerel bilirkişi yardımı ile zemine uygulanmalı, uygulamada tapu kaydının haritası yoksa tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri esas alınmalı, tapu kaydında tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ve dayanak belgeleri de sorulmak sureti ile denetlenmeli, uzman bilirkişiye tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, böylece tapu kayıtlarının kapsamı kesin olarak belirlenmeli, her iki tapu kaydının da dava konusu taşınmazları kapsaması halinde kayıtlardan hangisine üstünlük tanınacağı üzerinde durulmalı, aynı şekilde yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim tarafından hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanları arasında doğabilecek çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmesine çalışılmalı, tespite aykırı sonuçlara ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılıkların giderilmesine çalışılmalıdır. Ziraatçı bilirkişiden çekişmeli taşınmazların tarımsal niteliğini bildirir, zilyetlikle edinilebilcek tarım arazisi niteliğindeki yerlerden olup olmadığını açıklar, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, gerektiğinde çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalıdır. Uzman fen bilirkişisinden yapılan keşif ve uygulamaları izleyip denetlemelere olanak verir, yerel bilirkişi ve tanıklarca gösterilecek sınırlar işaretlenmiş, kısmen veya tamamen dayanak kayıtların kapsamında kalıp kalmadığını irdeler ayrıntılı rapor alınmalıdır. Bundan sonra, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 03.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.