Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/923
Karar No: 2018/11

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/923 Esas 2018/11 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/923 E.  ,  2018/11 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Günü : 02.07.2015
    Sayısı : 79-230

    Kasten öldürme suçuna teşebbüsten sanık ..."in TCK’nun 81/1, 35/2, 53/1, 54/1, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 13 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, mahsuba ve müsadereye ilişkin Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 02.07.2015 gün 79-230 sayılı hükmün, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 22.03.2017 gün ve 2254-896 sayı ile TCK"nun 53. maddesi yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 21.05.2017 gün ve 324862 sayı ile;
    "...Sanığın savunmasında, tartışma sırasında mağdurun çocukları ile kardeşi için "sıkarım" dediğini ve karşılıklı küfürleşme olduğunu söylediği, tanıklar ... ve ..."ın, olay sırasında karşılıklı tehdit ve küfürleşme olduğunu ifade ettikleri, tanık ..."nun olaydan sonra ..."in mağdurun kendisini çocukları ile tehdit etmesi nedeniyle olayın meydana geldiğini söylediğini belirttiği, mağdurun yakalamasının olması nedeniyle kaçtığından hazırlıkta ve mahkemede dinlenemediği, CD izleme tutanağında; sanık ile mağdurun tokalaşarak konuşmaya başladıkları, el ve kol hareketleri ile konuşmaya devam ettiklerinin belirtildiği, ses kaydı olmaması nedeniyle söylenen sözlerin belirlenemediği, uygulamada "ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının tespit edilememesi" durumlarında bile tahrik hükmünün uygulandığı, sanığın olaydan hemen sonra alınan savunması ve diğer aşamalardaki ifadelerinde tartışma sırasında küfürleşme olduğunu, mağdurun kendisini tehdit etmesi nedeniyle eylemi gerçekleştirdiğini söylemesi ve bu yöndeki savunmasının aksinin ispatlanamaması, tanıklarca da tehdit ve küfürleşmenin olduğunun belirtilmesi karşısında, görüntülerde ses kaydı bulunmadığı halde mahkemenin görüntülerde küfürleşme, sanığın tehdit edildiğine ilişkin bir görüntünün de bulunmadığı gerekçesiyle tahrik hükmünün uygulanmaması gerekçesinin yerinde olmadığı, dosya içeriğine göre tahrik hükmü uygulanması gerektiği," düşüncesiyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 20.06.2017 gün ve 1317-2418 sayı ile; itiraz nedeninin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Kasten öldürme suçuna teşebbüsün sübutuna ilişkin bir uyuşmazlık ve bu kabulde dosya içeriği itibarıyla herhangi bir isabetsizlik bulunmayan olayda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile Özel Daire arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    03.11.2014 tarihli olay yeri inceleme tutanağında; 02.11.2014 gecesi saat 01.30 sıralarında Denizli ili, Pamukkale ilçesi, .... bulunan ....’de bıçakla yaralama olayının meydana geldiğinin bildirilmesi üzerine olay yerine gidildiğinde, otelin müdür odasında ... isimli şahsın bıçakla ... isimli şahsı göğüs kısmından yaraladıktan sonra bıçağı atarak olay yerinden kaçtığının ve yaralanan kişinin hastaneye kaldırıldığının öğrenildiği, otelin girişinden müdür odasına kadar yerde kan lekelerinin bulunduğu, müdür odası giriş kapısının önünde namlu ucu açık ve tamamen kanlı bir bıçak görüldüğü, müdür odası içerisinde dağınık vaziyette yoğun kan lekelerinin bulunduğu, masanın alt kısmında bir adet boş votka şişesinin olduğu, oda içerisinde bulunan güvenlik kamerasının kayıt yaptığı bilgilerine yer verildiği,
    Güvenlik kamerası izleme ve CD çözüm tutanağında; güncel saate göre 1 saat ileri olan kamera görüntülerinin incelenmesinde, saat 01.16.31’de sanık ...’in odaya girdiği ve içeride bulunan tanıklar ... ve ... ile tokalaştığı, saat 01.17.30’da katılan ...’in odaya girdikten sonra sanık ... ile tokalaşıp sarıldığı, sanık ile katılanın karşılıklı koltuklara oturup konuşmaya başladıkları, saat 01.41.06’da sanığın ayağa kalkarak katılanın üzerine yürüdüğü ve yüzünü tuttuğu, içeride bulunan tanıkların araya girdikleri, sanık ile katılanın el kol hareketleri yaparak konuşmaya devam ettikleri, saat 02.02.45’te tanık ...’ın, katılan ...’i kolundan tutarak dışarıya çıkarıp ortada bulunan sehpayı ittikten sonra sanık ...’ı da dışarıya çıkardığı, odada bulunan diğer kişilerin de dışarıya çıkması üzerine müdür odasında kimsenin kalmadığı, saat 02.05.42’de katılan ...’in tek başına tekrar odaya girdiği, kısa bir süre sonra sanık ...’ın da odaya girdiği, sanığın sağ elinde bıçak olduğu, saat 02.05.59’da sanığın elindeki bıçakla katılanın karın bölgesine ilk bıçak darbesini vurduğu, kısa aralıklarla katılanın karın bölgesine 3 defa daha bıçak sapladıktan sonra araya tanıkların girdiği ve tanık....’in sanığın elinden bıçağı aldığı, saat 02.06.22’de sanığın odadan dışarı çıkarıldığının belirtildiği,
    02.11.2014 ve 09.11.2014 tarihli tutanaklarda; hayati tehlikesi bulunan ve yoğun bakım ünitesine kaldırılan katılan ...’in sağlık durumu nedeniyle ifadesinin alınmadığının, 17.11.2014 tarihli tutanakta ise; tedavi sonrası taburcu edilen katılanın hastane polisinin bilgisi dışında hastaneden ayrıldığının ifade edildiği,
    Pamukkale Üniversitesi Hastanesinde düzenlenen adli raporlarda; katılan ...’in göğüs sol tarafta 5. interkostal sternum komşuluğunda 3 cm uzunluğunda göğüse nafiz kesici alet yarası, göğüs sol tarafta 7 ve 8. kostalar hizasında midklaviküler hatta yan yana iki adet 1 ve 3 cm uzunluğunda kesici alet yaraları, arka aksiller hatta koltuk altında 3 cm uzunluğunda delici alet yarasının bulunduğu, şahsın sol tarafında solunum seslerinin azaldığı, aktif kanamaların mevcut olduğu, şahsın 2,072 promil alkollü olduğu, hayati tehlikesinin bulunduğu tespitlerine yer verildiği,
    Denizli Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 03.06.2015 tarihli raporda; katılanın yaralanmalarının en az 2 adedinin göğüs ve batın boşluğuna nafiz olup iç organ yaralanmasına neden olduğunun ve yaşamını tehlikeye soktuğunun belirtildiği,
    25.11.2014 tarihli uzmanlık raporunda; sanığın suçta kullandığı bıçağın 10 cm uzunluğunda namlu, 12,3 cm uzunluğunda kabzaya sahip olduğu, namlusu açık durumda iken toplam uzunluğunun 22,3 cm olduğu, namlusunun el ile çekilmek suretiyle kabzasından yan olarak açıldığı, kabzasının iç kısmında namlusunu sabitlemeye ve kapamaya yarayan mandalın sağlam olduğu, namlusunun sırt kısmının küt ve meyilli olduğu, tek ağızlı sivri uçlu olduğu ve 6136 sayılı yasaya göre yasak olarak mütalaa edilemeyeceği görüşüne yer verildiği,
    20.02.2015 tarihli yakalama tutanağında; saat 10.30’da 156 jandarma ihbar hattını arayarak yerini bildiren sanık ...’in, kendisine ait lokantada jandarma görevlileri tarafından yakalandığının belirtildiği,
    Katılan vekili tarafından ibraz edilen kira sözleşmesi örneğinde; ....tarafından kiraya verilen boş arsayı, katılan ...’in 01.11.2014 tarihinden itibaren aylık 83, yıllık 1.000 Lira karşılığında otopark olarak kullanmak için 7 yıllığına kiraladığı bilgilerine yer verildiği,
    Ses kaydı yapmayan ve güncel saatten bir saat ileri olan güvenlik kamerası kayıtları izlendiğinde; saat 01.16.28’de sanığın, 1 dakika sonra da katılanın odaya girdikleri ve tokalaşıp birbirlerine sarıldıktan sonra karşılıklı koltuklarda oturarak konuşmaya başladıkları, yanlarındaki koltuklarda da tanıklar.... ile ....’in oturdukları, aynı zamanda hep birlikte alkol aldıkları, saat 01.39 itibarıyla konuşma tarzına göre öfkelendiği anlaşılan sanığın, masaya da yumruk atıp eliyle birkaç defa katılanı işaret ettiği, kısa bir süre sonra katılanın da benzer şekilde hareket ve konuşma tarzıyla karşılık vermesi üzerine saat 01.41.04’te sanığın, ayağa kalkarak katılanın üzerine yürüdüğü ve yüzünü tutmaya çalıştığı, katılanın da sanığı ittirip içki şişesini eline aldığı, bir süre ayakta karşılıklı olarak birbirlerine öfkeli şekilde bir şeyler söyledikleri ve tanıkların araya girmesiyle sakinleşerek tekrar yerlerine oturdukları, katılanın da elindeki içki şişesini yere bıraktığı, saat 01.51.18’de bu kez katılanın ayağa kalkıp el kol işaretleri yaparak hararetli bir şekilde konuşmaya başladığı, kısa bir süre sonra tekrar yerine oturduğu, saat 01.57.27’de katılanın oturduğu yerden sanığa yönelik sinkaflı küfür anlamına gelen el işareti yaptığı, sanıkla katılanın bir süre daha bu şekilde tartışmayı sürdürdükleri, sonradan odaya gelen tanık İlkay’ın saat 02.02.23 itibarıyla sanık ile katılanı kollarından tutup zorla dışarı çıkardığı, odanın bir süre boş kaldığı, saat 02.05.40’ta katılanın tekrar odaya girdiği, birkaç saniye sonra da sanığın elinde bıçakla odaya girdiği, ayakta beklemekte olan katılanın karşısına geçip bir şeyler söyleyerek katılanı karın ve göğüs bölgesinden arka arkaya 4 defa bıçakladığı, bu sırada odaya giren tanıkların sanığın elindeki bıçağı aldıkları ve sanığı dışarı çıkardıkları,
    Anlaşılmaktadır.
    Tanık ... kollukta; sanık ve katılanın uzaktan akrabası olduklarını, olay gecesi saat 23.30 sıralarında sanığın alkollü bir hâlde kendisine ait lokantaya geldiğini burada alkol almaya devam ettiğini, sürekli kendisine ait işletmenin yanındaki yeri katılan ...’in kiraladığından ve bu durumu istemediğinden bahsettiğini, bir süre sonra yanlarına gelen tanık ...’ın da masaya oturduğunu, sanığın lokantada bulunduğu sırada katılan ...’i telefonla arayarak “bak burayı kiralama, aramız bozulur, kötü olur, arkadaşız” dediğini, aralarında yüksek sesle konuştuklarını, sanığın katılana nerede olduğunu sorduğunu ve yanına çağırdığını, katılanın gelmeyeceğini söylemesi üzerine sanığın, katılanın yanına gitmek için bulunduğu yeri öğrendiğini, birlikte katılanın bulunduğu ....’e gittiklerini, sanığın otelin ofis kısmına geçtiğini, kendisinin ise resepsiyon kısmında televizyon izlediğini, ofis kısmından yüksek sesler geldiğini, sanığın katılana “bak burayı kiralama, kötü olur, arkadaşız, iyi olmaz ve aramız bozulur” tarzında tam olarak duyamadığı sözler söylediğini, katılanın da “ben burayı kiraladım, masraf yaptım, masrafımı ver, aradan çekilirim, konuşuruz, bırakırım” dediğini, olay çıkmasını engellemek amacıyla otel sahibi tanık ...’ı çağırdığını, bir süre sonra ...’ın gelerek ofise geçtiğini, içeride hararetli ve yüksek sesli konuşmaların devam ettiğini, sonrasında sanık ile katılanın kavga etmemeleri için orada bulunanlarca dışarı çıkarıldıklarını, ... ile birlikte sanığı otelin dışına götürdüklerini, ancak sanığın söz dinlemediğini ve kendisini tutamadıklarını, sanığın, katılanla bir kelime daha konuşacağını söyleyerek tekrar otele girdiğini, bu sırada ...’ın sanığa engel olmak istediğini ancak başaramadığını, sanık ofis kısmına girerken elinde bir şey görmediğini, arkasından ofise girdiklerini ancak sanığın bu sırada katılanı bıçaklamış olduğunu, bıçaklama anını görmediğini, hemen sanığın elinden bıçağı aldıklarını, sanığı evine götürmek üzere arabasına bindirip otelden ayrıldıklarını, fakat sanığın il merkezinde araçtan indiğini, sanık ile katılanın tartıştıkları sırada herhangi bir tehdit sözü duymadığını ancak karşılıklı olarak çok fazla küfürleştiklerini, ikisinin de alkollü olduklarını, ofiste oturdukları sırada da içki içtiklerini,
    Mahkemede; olaydan sonra araçla giderken sanığın kendisine “ben konuşmak amacıyla gitmiştim. Böyle bir şey olmasını istemiyordum, ancak konuşma sırasında ‘oğullarınla vedalaş’ gibi sözler söyledi, bunun üzerine kendimi tutamadım” dediğini,
    Tanık ... aşamalarda; olaydan önce katılan ...’in ....’e geldiğini ve bir süre sohbet ettiklerini, gece hava almak amacıyla tek başına dışarı çıktığını, gezerken Yengari Restaurant’ta eşi ile birlikte oturmakta olan arkadaşı sanık ...’ı görmesi üzerine yanlarına gittiğini, sohbet sırasında sanığın, katılan ... ile telefonla konuştuğunu ve katılana “sen bu arsayı neden kiraladın” diye sorduğunu anlattığını, sanığın bir süre sonra katılanla görüşmek için ....’e gittiğini, kendisinin de otele doğru yürüdüğünü, yarım saat sonra otele geldiğinde ofis kısmında oturmakta olan sanık ile katılanın tartıştıklarını gördüğünü, müşterilere rahatsızlık verdiklerini söyleyerek ikisini de dışarı çıkarmak istediğini, kendisini dinlememeleri üzerine kollarından tutup dışarı çıkardığını, sanığı dışarı çıkardığı sırada katılanın ofise geçtiğini, sanığın da “bir şey daha söyleyip sonra gideceğim” diyerek ofise yöneldiğini, içeriden sesler geldiğini ve yanlarına gittiğinde katılanın bıçaklandığını gördüğünü, sanık ile katılan arasında önceden bir husumetin bulunmadığını, arkadaş olduklarını,
    Tanık ... kollukta; teyzesinin oğlu olan ...’ın işlettiği ....’in ofis kısmında katılan ve ... ile birlikte alkol aldıklarını, ilerleyen saatlerde aşırı derece alkollü olan sanığın yanlarına geldiğini, gelir gelmez katılana hitaben “sen benim işletmemin yanında olan yeri niye kiraladın” diye bağırdığını, katılanın da karşılık verdiğini, seslerinin yükselmesi ve tartışmanın iyice hararetlenmesi üzerine ...’ın sanık ile katılanı uyardığını, ancak aşırı derecede alkollü olan sanığın uyarıyı dikkate almadığını, bunun üzerine ...’ın ikisini de zorla dışarı çıkardığını, katılanın dışarı çıktıktan sonra tekrar ofise girdiğini, sanığın da "katılana bir şey söyleyeceğim" diyerek geri döndüğünü, peşlerinden içeri girdiğinde sanığın, katılanı bıçaklamış olduğunu gördüğünü,
    Mahkemede ise; tartışma sırasında sanığın, katılana “benim eyaletime girme, ben o yeri sana kiralatmam” dediğini, katılanın da “ben kiralarım” dediğini, bunun üzerine sanığın “biz dostuz, arkadaşız, hanımlarımız da arkadaş, sana dükkân istedin verdim, tarla istedin verdim, bu yeri tutma, kiralama” şeklinde sözler söylediğini, karşılıklı birbirlerine hakaret ettiklerini, sanığın öfkeli bir şekilde yanlarına geldiğini, sanığın “sen neyine güveniyorsun” dediğini ve karşılıklı olarak “vururum” şeklinde sözler söylediklerini,
    Tanık ... kollukta; ....’i işlettiğini, sanık ve katılan ile arkadaş olduklarını, olay akşamı otelin ofis kısmında katılan ... ve tanık .... ile birlikte oturup sohbet ettikleri sırada katılan ...’in telefonunun çaldığını ancak açmadığını, kimin aradığını sorduğunda katılanın, sanığın aradığını, açarsa rahatsız edeceğini söylediğini, sonrasında ise telefonu açtığını ve sanık ile aralarında hararetli ancak küfürsüz şekilde bir yerin kiralanmasıyla ilgili konuştuklarını, yaklaşık 30 dakika sonra sanığın yanlarına geldiğini, sanık ile katılanın 20 dakika boyunca birbirlerine hakaret etmeksizin hararetli bir şekilde yer kiralama konusunda tartıştıklarını, bir süre sonra ağabeyi tanık İlkay’ın geldiğini ve tartışmayı görmesi üzerine sanık ile katılanı dışarı çıkartmak istediğini, ağabeyiyle birlikte sanığı otelin dışına çıkardıklarını, ancak sanığın tekrar otele girmek istediğini, kendisine engel olmaya çalıştığını, fakat sanığın katılanla biraz daha konuşacağını belirterek hızlıca otele girdiğini, bu sırada katılanın da tekrar otelin ofis kısmına girmiş olduğunu, sanığın ofisten içeri girer girmez nasıl ele geçirdiğini görmediği kahverengi bir bıçakla katılanın sol tarafına birkaç kez vurduğunu gördüğünü, hemen araya girerek sanığın elindeki bıçağı aldığını, tartışma sırasında katılanın tehdit içerikli sözler söylediğini duymadığını, ancak sanığın, katılana hitaben “bu yeri kiralayamazsın, burayı kiralarsan seni oraya sokmam” diyerek tehdit ettiğini,
    Mahkemede; tartışma sırasında önce sanığın “bak benim oğlum var, kardeşim var, sen yalnız adamsın, kavga etmeyelim, benim orası eyaletim, benim bahçem” dediğini, katılanın da bu isimlere karşılık “ben de sıkarım” gibi sözler söylediğini, yine tartışma sırasında sanığın katılana masrafının ne kadar olduğunu sorduğunu, katılanın da “150.000 Lira verirsen çekilirim” dediğini, ancak bu konu üzerinde fazla durulmadığını,
    İfade etmişlerdir.
    Sanık savcılıkta; Denizli ili, Pamukkale ilçesinde Baydil Restaurant, Aqua Park, Camping, Hediyelik Eşya isimli iş yerini işlettiğini, buranın toplam 7.100 metrekare büyüklüğünde bir yer olduğunu, arazinin 3/4’lük kısmının kendisine, 1/4’lük bölümünün ise vefat eden kayınbiraderi İsmail Öz’e ait olduğunu, kayınbiraderinin eşi ....ve çocuklarının kendi yerlerinin müstakil tapusunu almak istemeleri üzerine karşılıksız şekilde kendi payından da bir miktar verip tapu almalarına yardımcı olduğunu, bu arsanın paylı olmasına rağmen bir bütün olarak kullanıldığını, arsanın bakımını kendisinin yaptığını ve burayı ağaçlandırdığını, arkadaşı olan ve ailece görüştükleri katılanın, bu arsayı otopark olarak işletmek için kendisinden habersiz şekilde ....ile görüşüp anlaştığını, gelinleri ile katılanın, arkasından bu şekilde iş çevirmelerine bozulduğunu, Meliha Öz"e sitem ettiğini, katılanı da bu fikrinden vazgeçirmeye çalıştığını, olay gecesi bu amaçla katılanı aradığını ve görüşmek istediğini, yanında eşinin de bulunduğunu, katılana da eşiyle gelmesini ve bu konuyu hep birlikte konuşmak istediğini söylediğini, katılanın gelmeyeceğini söylemesi üzerine iyice canının sıkıldığını ve katılanla görüşmek için ....’e gittiğini, bu olaylar nedeniyle morali bozuk olduğundan o gün alkol de aldığını, otelin ofis kısmına gittiğini, katılana "sen niye arkamdan film çeviriyorsun, bu yere girersen aramız bozulur" diye sitem ettiğini, konuştukça katılanın kendisine ters cevaplar verdiğini, alaylı bir şekilde “çok korktum” dediğini, yine yaptığının yanlış olduğunu izah etmeye çalıştığında katılanın, bu arsadan vazgeçmek için kendisinden 170.000 Lira istediğini, katılana buraya o kadar masraf yapmış olmasının mümkün olmadığını söylediğini, konuşurken karşılıklı olarak küfürleştiklerini, katılanın kendisini hiç umursamadığını, lakayıt tavırlar sergilediğini, bu durumun kendisini iyice sinirlendirdiğini, katılana hitaben "bak Ömer, senin kesinleşmiş cezan var, sen burayı işletmeye başladıktan sonra yakalanıp cezaevine girersen senin kardeşin buraya gelir biz de onunla hiç geçinemeyiz" dediğini, bunun üzerine katılanın da kendisinin çocuklarını ve kardeşini kastederek, elindeki tespihle orta sehpadaki içki şişesine vurup vurgulu bir şekilde "hepinizin kafasına sıkarım" dediğini, bu söz üzerine şuurunu kaybettiğini, sonrasını pek hatırlamadığını, arabasından bıçağı alıp tekrar ofise geldiğini ve bıçakla katılana birkaç kez hamle yaptığını,
    Mahkemede; katılana “yalnız bir adamsın” demediğini, kesinleşmiş cezası bulunduğundan cezaevine girecek olması nedeniyle yalnız olduğunu söylediğini, başka bir amacının olmadığını, otele giderken kesinlikle konuşmak amaçlı gittiğini, otelden çıkarıldıktan sonra arabasına giderken arkasından küfürlü sesler duyması üzerine bıçağı alıp geri döndüğünü, arabaya bıçak almak amacıyla gitmediğini, katılanın kendisinden haraç niteliğinde para istediğini, “parayı verirsen çıkarım” dediğini, maksadının öldürmek olmadığını, biraz canını acıtmak istediğini, katılanın konuşmaları ve davranışlarının canını sıktığını ve tehdit edilmesi üzerine bu olayın yaşandığını, pişman olduğunu,
    Savunmuştur.
    5237 sayılı TCK"nun 29. maddesinde haksız tahrik; "Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir" şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak hüküm altına alınmıştır.
    Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet ya da şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmayı ifade etmektedir. Bu halde fail, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeden, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısı üzerinde meydana getirdiği karışıklığın neticesi olarak bir suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan nedenlerden biridir. Başka bir anlatımla, haksız tahrik halinde failin iradesi üzerinde zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmaktadır.
    Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları ile öğretide de kabul gören görüşler doğrultusunda haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için;
    a) Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,
    b) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
    c) Failin işlediği suç, bu ruhsal durumunun tepkisi olmalı,
    d) Haksız tahrik teşkil eden eylem, mağdurdan sadır olmalıdır.
    01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda, 765 sayılı Kanunda yer alan "ağır – hafif tahrik" ayırımına son verilerek; tahriki oluşturan fiilin, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilip, sanığın iradesine etkisi göz önünde bulundurulmak suretiyle, maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda cezasından makul bir indirim yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
    Haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi açısından, failin suçu ilk haksız fiilin doğurduğu öfke veya şiddetli elemin etkisiyle işleyip işlememesi önemlidir. Mağdur ya da maktulden gelen haksız hareketin psikolojik etkisinin devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunan hâllerde, haksız tahrik hükmünün uygulanması gerekmektedir.
    Yerleşmiş yargısal kararlarda kabul edildiği üzere; gerek fail, gerekse mağdur ya da maktulün karşılıklı haksız davranışlarda bulunması halinde, tahrik uygulamasında kural olarak haksız bir eylem ile mağdur ya da maktulü tahrik eden fail, karşılaştığı tepkiden dolayı tahrik altında kaldığını ileri süremez. Ancak böyle bir durumda, fail ve mağdurun bir diğeri yönünden tahrik oluşturan bu haksız davranışları birbirlerine oranla değerlendirilmeli, öncelik sonralık durumları ile birbirlerine etki tepki biçiminde gelişip gelişmedikleri göz önünde tutulmalı, ulaştıkları boyutlar, vahamet düzeyleri, etkileri ve dereceleri gibi hususlar dikkate alınmalı, buna göre; etki tepki arasında denge bulunup bulunmadığı gözetilerek, failin başlangıçtaki haksız davranışına gösterilen tepkide aşırılık ve açık bir oransızlık saptanması halinde, failin haksız tahrik hükümlerinden yararlandırılması yoluna gidilmelidir.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Denizli ili, Pamukkale ilçesinde "Baydil Restaurant, Aqua Park, Camping, Hediyelik Eşya" isimli iş yerini işleten sanık ..."ın, iş yerinin de üzerinde bulunduğu bir kısmı boş olan arsanın büyük bir bölümünün sahibi olduğu, arsanın geri kalan kısmının ise sanığın kayınbiraderi İsmail Öz"e ait iken adı geçenin vefatından sonra sanığın da yardımlarıyla bu yerin tapuda İsmail Öz"ün eşi ....adına müstakil olarak kaydının yapıldığı, sanığın arkadaşı olan ve Denizli ilinde benzer işlerle uğraşan katılan ..."in, ....ile bahse konu arsa üzerinde otopark işletmek amacıyla 7 yıllık kira sözleşmesi yaptığı, kendisinden habersiz iş yerinin yanında bulunan arsanın kiralandığını öğrenen sanığın bu duruma kızarak katılanı bu yeri kiralamaktan vazgeçirmeye çalıştığı, olay akşamı tanık Burhan"a ait lokantada alkol alan sanığın kiralama meselesini konuşmak için telefonla katılanı aradığı ve görüşme sırasında katılana "bak burayı kiralama, aramız bozulur, kötü olur, arkadaşız" dediği, katılanı bulunduğu yere çağırdığı, katılanın gelmeyeceğini söylemesi üzerine sanığın, tanık Burhan"la birlikte katılanın bulunduğu otele gittiği, otelin ofis kısmında yanlarında tanıklar.... ve ...."in de bulunduğu ortamda sanık ile katılanın meseleyi konuşmaya başladıkları, sanığın konuşma sırasında katılana "burayı kiralama, kötü olur, arkadaşız, iyi olmaz, aramız bozulur" gibi sözler söyleyerek ısrarla söz konusu arsayı kiralamaktan vazgeçirmeye çalıştığı, katılanın ikna olmaması üzerine bu defa "bak benim oğlum var, kardeşim var, sen yalnız adamsın, kavga etmeyelim, benim orası eyaletim, bahçem" diyerek tehdit ettiği, katılanın da "ben de sıkarım" şeklinde sanığa karşılık verdiği, tartışma sırasında öfkelenen sanığın önlerinde bulunan masaya yumruk atıp eliyle katılanı birkaç kez işaret ettiği, katılanın da benzer şekilde tepki göstermesi üzerine sanığın ayağa kalkarak katılanın üzerine yürüdüğü ve yüzünü tutmaya çalıştığı, katılanın da sanığı ittirip eline içki şişesi aldığı ve sanıkla karşılıklı tartışmaya devam ettikleri, tanıkların araya girmesiyle yerlerine oturdukları, bir süre sonra ayağa kalkıp hararetli bir şekilde konuşan katılanın tekrar yerine oturduğu ve oturduğu yerden sanığa hakaret anlamına gelecek şekilde el hareketi yaptığı, tartışma sırasında katılan ile sanığın karşılıklı birbirlerine hakaret ettikleri, sanık ile katılanın tartışmaya devam etmeleri üzerine iş yeri sahibi tanık İlkay"ın ofise gelip katılan ile sanığı kollarından tutarak zorla dışarı çıkardığı, ofisin dışına çıkarılan katılanın tekrar ofise girdiği, sanık ..."ın da arabasında bulunan bıçağı alıp katılana son bir söz daha söyleyeceğini belirterek tekrar otelin ofis kısmına geldiği, içeride tek başına ayakta beklemekte olan katılanın yanına gidip bir şeyler söyledikten sonra elinde bulunan bıçağı arka arkaya dört kez karın ve göğüs bölgelerine vurarak katılanı yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olacak şekilde yaralamak suretiyle öldürmeye teşebbüs ettiği olayda; sanığa ait iş yerinin bitişiğinde bulunan arsanın maliki ....ile katılanın bahse konu arsayla ilgili kira sözleşmeleri yapmaları sözleşme hürriyetine ilişkin yasal bir hakkın kullanımı olup haksız bir fiil olarak nitelendirilemeyecek olması, sanığın, ısrarla katılanı söz konusu arsayı kiralamaktan vazgeçirmeye çalışarak bir hakkın kullanımını engellemeye kalkışması, katılanın ikna olmaması üzerine de tehdit etmesi ve katılanın üzerine yürüyüp yüzünü tutmaya çalışması hususları birlikte değerlendirildiğinde, ilk haksız hareketin sanıktan gelmesi, her ne kadar tartışma sırasında katılan, karşılıklı hakaret kapsamında sanığa gerek sözle gerekse el hareketi yapmak suretiyle hakaret etmiş ve tehdit içerikli sözler söylemiş ise de, katılanın, sanığın başlangıçtaki ve tartışma sırasındaki haksız davranışlarına karşılık olarak gösterdiği bu tepkide orantısızlık olmayıp etki tepki arasındaki dengenin sanık lehine bozulmadığının anlaşılması karşısında, yerel mahkemece sanık lehine haksız tahrik hükmünün uygulanmamasında bir isabetsizlik bulunmadığı kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
    SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle,
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.01.2018 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi